İlmin Özü: İbadet ve İtaat Yolunda Hakikati Aramak
İlmin, yani bilginin gerçek anlamı nedir? Bu soru, insanlık tarihinin en eski sorularından biridir ve yanıtı ruhsal gelişimin en derin katmanlarına kadar ulaşır. Bilgi, çoğu zaman salt bir birikim, bir akıl oyunu veya maddi dünyayı anlamaya yönelik bir çaba olarak görülse de, aslında çok daha fazlasını ifade eder. İlmin özünde ibadet ve itaat bulunur. Yani, bilgiyi yalnızca öğrenmek için değil, hakikate yönelmek ve Yaratan’a olan bağlılığımızı derinleştirmek için aramak, o bilgiyi ibadetle yoğurmaktır. Bu bakış açısıyla bilgi, insanı Yaratan’a yaklaştıran bir yol haline gelir.
Bilgi, İbadet ve İtaat İle Anlam Kazanır
Bilgiyi öğrenmek, bu bilgiyi hayata geçirmek ve bu süreçte Yaratan’a yaklaşmak bir ibadettir. Gerçek anlamda “ilim sahibi” olan kişi, öğrendiği bilgiyi içselleştirip onu bir rehber olarak kabul eder. Bu rehberlik de insanı yaratıcısına yaklaştırır, itaat yolunda eğitir. İlim, eğer ibadetle ve itaatle birleştirilmezse kuru bir bilgi yığını olarak kalır. Ancak Yaratan’ın iradesine uygun bir yaşama doğru yöneldiğinde, ilim hakiki manasına kavuşur. Yani, bilgi bir araç değil, Yaratan’a yönelmiş bir yaşam biçiminin en temel taşlarından biridir.
Cin ve İnsan Şeytanları: Şeytanet Nedir?
İlmin ibadetle birleşmediği noktada, insan yanlış yollara sapmaya meyillidir. Bu, “şeytanet” denilen, yani şeytani eğilimlerin insana nüfuz etmesi durumudur. Cin şeytanları ve insan şeytanları, bilgi yolundaki bu çarpıklığın simgeleridir. Cin şeytanları, görünmeyen âlemde kötülüğü temsil eden varlıklar iken, insan şeytanları maddi dünyada kötülüğü, nifakı ve ayrılığı körükleyen kişilerdir. Şeytanet, insanı Hak yolundan saptırmak için var gücüyle çalışan bu varlıkların ve niyetlerin toplamıdır. İlim sahibi bir kişi, bu varlıkların tuzaklarından, ibadet ve itaat yoluyla kendini korur.
Hakikate Erişmek İçin Nefsin Terbiyesi
İlim arayışında olan kişi, yalnızca bilgiye değil, aynı zamanda nefsini terbiye etmeye, benliğindeki olumsuz yönleri aşmaya yönelmelidir. İnsanın en büyük savaşı kendi içindedir; kin, kibir, öfke gibi şeytani hisler, ilmin ve hakikatin önünde birer engel haline gelir. İlim yolcusunun şeytanlara karşı mücadele etmesi ve bu mücadelede Rabbine sığınması esastır. Cin ve insan şeytanlarının tuzaklarına düşmemek için, Hak yolunda olgunlaşmak gerekir. Bu da sürekli bir ibadet hali, Rabb’e yakınlık ve onun iradesine itaat ile mümkündür.
Sonsöz : İlim, İbadet ve İtaat Yolunda Kemale Erenlerin Yoludur
İlmin gerçek özü, maddi dünyanın sırlarını çözmek değil, Rabb’in büyüklüğünü idrak etmek ve onun yolunda olgunlaşmaktır. Cin ve insan şeytanları, insanı Hak yolundan saptırmak için daima pusudadır. Ancak ibadet ve itaat yolunda ilerleyen kişi, bu şeytani tuzakları aşarak hakikate ulaşabilir. İlim, ancak ibadet ve itaatle birleştiğinde kemale ulaşır; böylece insan, bilgiyi sadece zihninde değil, ruhunda ve ahlakında da taşıyarak bir ışık gibi etrafına yayar.
Necat KACAN
Eğitimci Araştırmacı Yazar