Çare(siz)siniz!

Öyle güçlü bir devletimiz var ki! 

Binlerce yıldır dünyamızın yazılı tarihine imla kuralı olmuş, sözlü tarihine destan olmuş, görsel tarihine de şahitlik yapmıştır.

Tarihi gerçekten ve doğru olanından öğrenmek isteyenlere bütün kapılar ardına kadar açıktır.

Yeter ki özünde ihanet tohumu olmasın.

Yeter ki sözünde münafıklık olmasın, 

Ve 

Yeter ki dili çatal olmasın…

Bu kadim devletim; hangi asır, hangi devirde olur ise olsun bayrağını dalgalandırdığı her karış toprak üzerinde adaletin, ahlakın ve sosyal yönetim anlayışının garantisi olmuş; huzurun, güvenin ve hoş görünün de vaz geçilmez destekçisi olarak tebaası altındaki tüm halkların sevgisiyle bugünlere kadar gelmiş olup, bahse konu özelliklerinin devamı süresince de ilelebet var olacağı kanaatimiz baki kalacaktır.

Devlet; halkının huzurunu, emniyetini ve hatta eğitimini, sağlığını, ekonomisini ve buna benzer birçok ihtiyacını karşılamakla mükelleftir.

Bunu hepimiz biliyoruz.

Uygulamada her ne kadar aksamalar yaşansa da, dünya devletleri sıralamasında ki yerimizin daha iyi oranlara çıkması biraz da bizim kendi elimizde bulunmaktadır. 

Nasıl mı?

Devletin bize sunduğu hizmetlere hakkıyla sahip çıkarak ebette ki!

İnkâr ederek değil. 

Olumlu yönlerini teşekkür ederek, tebrik ederek yenilerine teşvik ettirerek geliştirmeli; olumsuz yönlerini de üslubu derecesinde göstererek, adabıyla isteyerek…

Kimden istenecek bunlar?

Devletin kendisinden.   

Dün bir kardeşimiz harika bir konuya kalem oynatmış. Ülkemizde ve bilhassa Erzurum’da bu son günlerde ciddi oranda artış gösteren SMA hastalarımızın durumunu ortaya koyarak, ortaya konulan görüntünün bu kadim devlete yakışmadığını, yüzyıllar boyunca halkının yarınlarını garanti altına alan kadim devletin, bir parça sabilere sırt dönmesinin mümkün olmadığını güzel bir ifadeyle dile getirmiş.

Bu çocuklar bizim çocuklarımız… 

Tedavi masraflarının çok olmasının, onları görmezden gelebileceğimiz anlamı taşıdığını sakın kimseler aklından geçirmesin. Vatandaş olarak belki umulduğu şekilde el veremeyebiliriz ama kadim devletimizin bu duruma ciddi anlamda yaklaşım sergileyerek, yarınlarımız olan bu çocuklarımıza sahip çıkılacağına olan inancımız da tamdır.

Devleti temsil noktasında, hükmü elinde bulunduran iradenin; bu konuda çalışma yapabileceğini ve bu çalışmayı da başarılı olarak ortaya koyması halinde, tıpkı diğer imkansız görünen durumlarda olduğu şekilde dertlere çare olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. 

Aksi durumda; umursamayarak, sırt dönmeye devam edilmesi durumunda ise biçare olarak çaresizliklerini ortaya koymaları neticesinde, bu ailelerimizin ve çocuklarımızın devletine  “güven” noktasında nasıl bir ruh halini beklediğini tahmin bile edemeyiz.  

Bu kadim görklü devletim; Allah’ın izniyle kendi kimliğini taşıyan çocuklarına elbette sahip çıkacaktır.

Buna inancımız tamdır.

Gelin bu hususu gündeme taşıyan İsmail Uslu kardeşimize destek olarak elimizi taşın altına koyalım ve hep bir ağızdan hükmü elinde bulunduran iradeye seslenelim…

SMA konusunda,

Biliyoruz ve inanıyoruz ki; çare (siz) siniz!