Bugün, 17 Mart 2025 Pazartesi

DEMOKRASİ

Hükümetler arasında demokrasinin yeri ve değeri:

Hükümetler, tâ ihtiyar Herodot'tan beri çeşit çeşit târif ve muhtelif surette tasnif olunmuştur. burada bu klişelemiş ve, tekke taşı gibi, öpüle öpüle aşınıp oyulmuş tarifleri tekrar etmeyeceğim. Hayata ve gerçeklere bakalım. Ve basit hakikatler üzerindeki tespitlerden hareket edelim:

Her insan birliğinde, birliğin umumi fayda ve menfaatlerini gözetip korumak, müşterek iş ve ihtiyaçlarını düşünüp başarmak, birlik düzenini bozucu hareketleri yasaklamak,  emniyet ve huzur içinde yaşamayı sağlamak üzere: bazı kimselerden oluşan bir sevk ve idare merkezine ve bir kumanda heyetine lüzum vardır. Fiiliyatta da her devir de ve küçük, büyük, ileri veya geri her cemiyette, adına «hükümet» denilen böyle bir merkezi heyet var olagelmiştir.

Hem de bu heyet, yani hükümet, çok kuvvetli olmalı, belirmesi mümkün ve muhtemel her çeşit direnmeyi kıracak kudrette bulunmalıdır. Tâ ki ona, bir kabadayı çıkıp da kafa tutmasın: yahut azılı bir zümre peyda olup da onu tehdit edemesin. Bunun için ise; memleketin polis, jandarma ve ordu gibi silâhlı kuvvetleri ve zor eden(zorba) vasıtalarının; insanların kendi emekleri mahsulünden ayırıp verdikleri kıymetlerden toplanan bir servet hazinesinin hükümet elinde bulunması ve bu kuvvet ve servetin münhasıran hükümet emrine ve işaretine bağlı kalması lazımdır, çünkü insan cemiyetlerinden konuşuyoruz.

Eğer meleklerden oluşan bir cemiyet farz edersek, böyle bir cemiyette ne hükümet diye kalabalık bir heyet besleme ye, ne de bu heyetin emrine silahlı kuvvetler vermeye hacet kalır. Zira melekler yemez ve içmez, doğmaz ve doğurmaz, erkeklik ve dişilik bilmez. Hâlbuki insan yemeğe, korunmağa ve konfora, doğurup zürriyetinin şahsında yaşamağa muhtaçtır. Kudret eli insanı bu tıynet te yaratmıştır. O sebepten insan, yaşamak ve hayattan lezzet almak hırsı ve bu hırsın yarattığı kin, intikam, riya, kıskançlık, yalancılık ve tembellik gibi noksanlara tabiidir. Bu ise, aşikâr ki birlik hayat ve selâmetinin düşmanlarıdır. Bu türlü rahatlık düşkünü insanları durmadan takip ve tenkil edecek üstün bir kuvvete ve birlik hayat ve münasebetlerine kumanda edecek kudretli bir heyete ister istemez lüzum vardır.

Zannediyorum ki, buraya kadar olan müşahedelerin ifadelendirdiği hakikati görüp kabul etmeyecek aklı başında tek insan bile yoktur.

Hükümet dediğimiz heyeti teşkil eden adamlar yeryüzünde "Bu kişiler, dinin temsilcileri mi? Yoksa bir ayrıcalık ve üstünlük hakkının temsilcileri mi? Burada mesele çatallaşmakta ve çetrefil bir şekil almaktadır. Fakat bırakalım bütün bu noktaları. Esasiye Hukukçuları bunları kendi aralarında kıyamete kadar çekiştirip dursunlar. Biz tespitlerimize devam edelim ve asıl şu noktaya dikkati çekelim: Hükümet adamları, hükümet başına nasıl gelir ve memleketin silahlı kuvvetlerini emirleri altına nasıl ve ne yoldan alır? Bu sualin cevabını vermek için de yine sade gerçeklerin sesine kulak verelim:

Görüyoruz ki, her memlekette ve tarihin her devrinde hükümet adamları, hükümet koltuğuna ve kumanda mevkiine iki yoldan biriyle gelmekte: bunlar ya bir azınlık yahut da bir çoğunluğun omuzlarına basarak bu makama yükselmektedir. Evet, hükümet heyetleri, diyorum, ya muayyen bir sınıf ve zümre gibi azlığın veyahut gayri muayyen ve anonim bir çoğunluğun fikir, kanaat ve görüşlerinin hatta çok kere menfaatlerinin müdafaacısı ve mümessili olarak iş başına gelmektedir. En iptidai devirlerdeki kabile ve aşiret şeflerinden ve ihtiyar meclislerinden tutunuz da bugünün haşmetli devlet hükümetlerine kadar, camiaya kumanda eden şahıslar ve heyetler, ya bir azlığın yahut da bir çoğunluğun koluna ve kuvvetine dayanmakta ve onun fikir, kanaat ve menfaatlerinin sözcüsü ve müdafaacısı olmaktadır.

Gerçi, bu iki şekilden başka hükümet şekilleri yok da değildir. Fakat şimal ve cenup rüzgârları kutuplar arasındaki hava cereyanlarının nasıl aslı ve anası ise, devlet dünyasındaki fikir ve menfaat akışlarının da aslı ve anası oligarşi ve demokrasidir. Diğer bütün hükümet rejimleri, netice itibariyle, bu iki ana rejimin ya birer normal yahut da dejenere olmuş soysuzlaşmış şeklinden başka bir şey değildir.

Ali Fuad Başgilin demokrasi kitabından derlenmiştir…


DEMOKRASİ

.

İbrahim Bayrakçı

1.03.2025 07:25:00

Arz Tv Erzurum: şehrin gündemini belirlemeye devam ediyor…

DADAŞLAR AMEDSPOR'A ZEHİR OLDU

İl Başkanı Ahmet Eşref Yılmaz’dan İmamoğlu’na çağrı var: Sakın Erzurum’a gelme!

Erzurum’da apartman yangını: 10 kişi hastanelik oldu

Vefat / Taziye

Erzurum’un yeni bir eğlence mekânı var artık “Karaköy Şefline” sizin için, size özel…

Aziziye' de Vatandaşlar Sokakları Temizliyor

Çubukçu: “Sandığa bizim ihtiyacımız var!”

Anahtar Parti: Bir Memleketin yeniden ayağa kalkma iradesidir…

Atatürk Üniversitesinde Kandil Yolu…

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 27 22 0 5 41 71
2.Fenerbahçe 26 19 2 5 40 62
3.Samsunspor 27 15 6 6 14 51
4.Beşiktaş 26 12 6 8 13 44
5.Eyüpspor 27 12 7 8 11 44
6.Gazişehir Gaziantep 26 11 10 5 1 38
7.Göztepe 26 10 9 7 10 37
8.İstanbul Başakşehir 26 10 10 6 4 36
9.Trabzonspor 26 9 9 8 12 35
10.Kasımpaşa 27 8 8 11 -5 35
11.Rizespor 27 10 14 3 -12 33
12.Antalyaspor 27 9 12 6 -21 33
13.Konyaspor 27 8 12 7 -7 31
14.Alanyaspor 27 8 12 7 -9 31
15.Bodrum FK 27 8 13 6 -9 30
16.Sivasspor 27 7 14 6 -12 27
17.Kayserispor 26 6 11 9 -19 27
18.Hatayspor 26 4 15 7 -17 19
19.Adana Demirspor 26 2 20 4 -35

YAZARLAR