Liselere yönelik gençlerin baş ucu kitabı olarak kullanabileceği, misyoner faaliyetlerini engelleyecek, deizm, dine inanmama, Hristiyan olma, ateistlik gibi şeylere dur diyecek eserlere acil ihtiyaç bulunmaktadır.
Öteden beri din, ulusları bir arada tutan temel harçtır. Bir ulusu yok etmek için, dine düşmanlar kesintisiz müdahale ede gelmişlerdir. Bunun için, sürekli müsteşrikler (oryantalistler-Müslüman olmayan İslam alimleri) yetiştirilmiştir.
Günümüzde; Yehova şahitlerinin İlahiyat fakültelerine ilgileri artmış, Çok sayıda Yehova şahidi İlahiyat fakültesi diploması edinmiştir. İşbu çaba boşuna değildir. İslam dinini afyona dönüştürme çabalarına yöneliktir. Ulusal birliğimizi dinamitlemeye yönelik çabalardan biridir.
2OOO’li yıllarda konuyu devletin sinir uçlarından birine ilettim. Aldığım cevap inanç özgürlüğü var dendi. Oysa, sonraki yıllarda değişik yapılar ortaya çıktı ve devletimize saldırdı. Örneğin : FETÖ, Adnan Oktar.
Bir zamanlar Yüksek İslam enstitülerinde ,Cizvit papazlarının ders verdiğini hatırlamak bile istemiyorum. Yani Star yazarının değinmek isteyip de yanlış yönlerden ele aldığı, yanıldığı konu, yeni değildir
İslam tarihi boyunca oryantalistlerin faaliyetleri çeşitlenerek süregelmiştir. Bu iş Abdullah ibni Sebe ile başlamış HZ. Muhammed bu kesimi münafıklar olarak tanımlamıştır. Kutsal kitabımız Kur’an da münafıklar ile ilgili pek çok tanımlama yapılmış dikkatli olunmasını istemiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Gazi’nin(Mustafa Kemal Atatürk) emriyle Osmanlının yetiştirdiği büyük din alimleri eliyle meal ve tefsir çalışmaları yapılmış, Emalı’nın tefsiri ile Çantay’ın meali etkili olmuş, Ahmet Hamdi Akseki’nin kitapları ciddi etkiler doğurmuştur.
Daha sonraları, İnönü döneminde bu çalışmalar zayıflayarak durmuştur. Yazarın iddia etiği art niyetli çalışmalar hız kazanmıştır.[1]
Diyanet İşleri başkanlığının asli görevi, dinde birliği sağlamak ve din eğitiminde sürekliliği devam ettirmektir. Dini alanlarda Türk ulusunun ihtiyaçlarını karşılamak, dinimize yapılan saldırıları durdurarak karşı hamleler geliştirmektir. Diyanet bunun için kurulmuştur.
Diyanetin içinde, varsa hastalıklı, eksikli kişi ve guruplar tasfiye edilmeli çalışanlarının tamamı yeniden kapsamlı güvenlik soruşturmasına tabi tutulmalıdır. Yabancı istihbarat örgütleri artık tarikat maskesi kullanmayı huy edinmişlerdir.
Konu giderek beka meselesine dönüşmüştür. Devletimiz elbet konunun farkında ve önlemler almaya çalışmaktadır. Bir dönem bahsettiğim çalışmalara yakından şahit olmuştum, birtakım önerilerde bulunmuştum. Sonradan önerilerimin hayata geçtiğini görünce mutlu olmuş idim.
Günümüzde, Diyanet işleri başkanlığının bünyesinde bulunan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun yetkileri genişletilmeli, İslam dini ile ilgili yazılıp çizilen her şey devlet tarafından denetlenmeli, gerektiğinde engellemeler yapılmalıdır. Uzun süreden beri dini hayat başı boş kalmış , bir takım art niyetli gurupların tasallutuna uğramıştır. Benim temennim Gazinin dönemindeki gibi Diyanetin asli görevlerine yönelik faaliyetlerinin artarak devam etmesidir.
Liselere yönelik gençlerin baş ucu kitabı olarak kullanabileceği, misyoner faaliyetlerini engelleyecek, deizm, dine inanmama, Hristiyan olma, ateistlik gibi şeylere dur diyecek eserlere acil ihtiyaç bulunmaktadır.
Hatalı felsefi akımların karşısında konumlanacak kitap, filim ve video gibi materyallere acil ihtiyaç olduğunu söyleyebilirim. Bilgime baş vurmak isteyen devlet yetkilileri ile kapsamlı bilgi alışverişinde bulunur, lokal bilgiler paylaşabilirim.
Yazıma Konu teşkil eden Vahdettin İnce’nin yanlış pozisyonda bulunduğu, yanıldığı, konuyu hatalı bakış açısıyla değerlendirdiğini söyleyebilirim. Görklü Çalap’ımız yar ve yardımcımız olsun! Doğru gibi görünen yanlışlara hatalara karşı hep birlikte dikkatli olmakta yarar var.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, dini yaşam sahamıza saldırılarda bulunanları, dinde bozgunculuk yapanları. Durdurmaya çalışanların- bunlara yardımcı olmaya gayret gösteren yurttaşlarımızın üzerine olsun vesselam.