1975-2015 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı’nın Merkez ve Dış Teşkilatında müşterek kararnameyle 8 ülkede diplomatik görevlerde bulundum.
Görevim süresince 16 tane diplomatik pasaport kullandım.
Ulaştırma Bakanı Prof.Dr. Enis Öksüz ile Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel’in Başdanışmanlığı görevini ifa ettim.
1981 yılında Urumiye Başkonsolosluğundaki görevim sona erdi ve Merkez’e atandım.
Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Genel Müdürlüğünde görev yapmam uygun görüldü.
Konsolosluk Genel Müdürümüz ise Kırşehirli Hemşehrimiz Büyükelçi Gündüz Tunçbilek.
Büyükelçi Tunçbilek ile aramız çok iyi.
Abi-Kardeş ilişkimiz var.
Görevim ise yurtdışına şu veya bu sebeple kaçanlar, iltica edenler ve interpolun kırmızı bültenle aradığı şahısların iadesinden birinci derece sorumluyum.
Arananlar ve Türkiye’ye iadesi istenenler kimler mi?
MESELA: Zülfü Livaneli, Yılmaz Güney, Banker Kastelli, Melike Demirağ, Cem Karaca ve binlerce kişi.
Komşu odada oturan ise anlı şanlı emekli bir Vali’nin oğlu.
İstanbul’un ve Londra’nın en iyi okullarında eğitim görmüş, yüksek lisans ve doktora yapmış, piyano çalan ve beste yapan bir diplomat.
Bana ara-sıra çay, kahve ve çikolata ikram ediyordu.
Ama ben adamın gay olduğunu bilmiyordum.
Oda komşum bir gün bana kibarca dedi ki:” Sevgili Kardeşim Vahit Bey.Sen yurtdışından Türkiye’ye iade edilecek vatan hainleriyle uğraşıyor ve gece-gündüz çalışıyorsun.
Bir iş insanı benim çok sevdiğim karımı ayartarak elimden aldı. Ben de çok beddua ettim. O karımı elimden alan iş insanı bazı suçlardan dolayı Türkiye’yi terketti ve şimdi İsviçre’de yaşıyor. Türkiye’ye gelse hemen tutuklanacak.”
Ben de cevaben “ Keşke birisi bana beddua etse ve bende İsviçre’de, Cenevre’de veya Lozan’da yaşayabilsem” dedim.
1983 yılında Başbakan olan Turgut Özal bazı suçların ekonomik suç olduğu gerekçesiyle İsviçre’de kaçak olarak yaşayan iş insanları ile Zülfü Livaneli ve Cem Karaca gibi kırmızı bültenle aranan şahısların Türkiye’ye dönebilmeleri için kısmi af çıkardı.
Böylece bizim kibar ve eğitimli diplomatımızın bedduası boşa gitti. Zira diplomatın karısını elinden alan iş insanı anlı-şanlı törenle Türkiye’ye döndü ve holdinginin başına geçti.
Meğer bizim eğitimli ve kibar diplomatımız yurtdışında daimi görevdeyken Rus askeri Ataşesiyle bir ormanda uygunsuz vaziyette yakalanmış.
Bu olayı Dışişleri Bakanlığının ağır toplarından Büyükelçi Coşkun Kırca şöyle anlatıyordu:
“Ulan şerefsiz madem bu işi yapıyorsun, Rus Albay’ın altına yatıncaya kadar keşke pasif değil, aktif durumda olsaydın bu kadar üzülmezdik!”
Gay diplomatımız bu suçüstü ve üzücü olaydan sonra Dışişleri Bakanlığından ihraç ediliyor.
Dışişleri Bakanlığının koridor dedikodusuna Bakanlıktan atılan eski gay diplomat şimdi yurtdışında tanınmış bir üniversitede prof. dr. ünvanıyla uluslararası ilişkiler dersleri veriyormuş.
NEREDEN NEREYE?
Vahit Özdemir
(E) Diplomat
28 Ekim 2024