ÖYLE RUM LİDERİYLE EL ELE TUTUŞMALAR?!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın davet edildiği halde Türkiye'ye gelmediğini belirterek, "Sayın Abbas, kusura bakmasın önce bizden ayrıca özür dilemesi lazım. Davet ettik ama gelmedi. Bekliyoruz, bakalım gelebilecek mi?" dedi
1917'de kutsal şehir Kudüs'e at sırtında giren İngiliz general Allenby, kendisini Aslan Yürekli Rişar yerine koyup yaptığı zafer konuşmasında “bugün Haçlı seferleri zafere ulaşmıştır" demiştir…
O sırada general Allenby'nin arkasındaki ordunun büyük bir kısmını KAVMİ NECİP özellikle Suudlu müslüman Araplar (!) ve Mahmut Abbas’ın aşiretinin fertleri oluşturuyordu.!
KATAR hariç Arap Devletlerinin tarihten gelen huyu hep ihanet ve iki yüzlülük üzerinedir.
Uğrunda nice civanyiğit evlatlarımızı kaybettiğimiz Arap Coğrafyası halkının dünyası başka…
Arap devletlerini yöneten nankörlerin dünyası başka…
Yöneticilerin tamamı ABD ve İngiltere’ye bağlıdırlar.
Bunlar yani Mahmut Abbas ve hükümeti ile BAE-Bahreyn-Ürdün 24 saat ateş yanan Erivan’daki Mezalim Anıtı’na çelenk koyan ve pul bastıranlar bu yönetimlerdir.
Arap çöllerinde özellikle Filistin’deki deveye “şikâyetini” sormuşlar:
"-Sırtımdaki yük umurumda değil ama kervanın önünde giden eşek çok zoruma gidiyor!" demiş.
Çeşit İslam Devletleri toplantılarında Türk Hariciye tezine karşı “çekimser” kalan bu Arap Emirliklerine ve devletlerine ne kadar nasihat edilse de gönülleri ABD ve İngiltere de.
“Ve la galibe İllallah”...
Galip olan sadece Allahtır.! Herkesin bir planı varsa Allah’ın da vardır. Kul hesabının üstünde kutlu bir hesap vardır.
Kanaatım ve görünen o ki;
Körfezdeki Arap Emirleri ve devletleri İsrail'i sakin-sakin sırıtarak ve silah kullanmayarak BEDDUA ile öldürmeye çalışıyorlar.!
Görmezmisiniz…Yahudi Katil Netanyahu/Devlet Bey’in tabiri ile CANİYAHU Arap Emirlerine der ki:
“KOLTUKLARINIZDA RAHAT
RAHAT OTURUN VE ZULMÜ SESSİZCE SIRITARAK İZLEYİN!”
Bu Arap Emirlerin ve Devlet Başkanlarının fotoğraflarını görünce aklımıza hemen rahmetli Mahsuni’nin şu sözü geliyor;
“HELE BAK ŞU AYNAYA,
YÜZÜN YÜZE BENZER Mİ,
VAY O BOYUN DEVRİLSİN,
ÖZÜN BİZE/MÜMİNE BENZER Mİ!!”
Büyük Türk dostu Pakistan’ın milli şairi Muhammed İKBAL der ki;
“MÜSLÜMANLARDAN KAÇTIM;
İSLAM’A SIĞINDIM.!”
-Dünya dönüşüyle…
-Siyaset ve insan duruşuyla anlam kazanır…
Duruş yoksa, yok oluş kapıya dayanmış demektir.
Merhum Peyami Safa, ‘YALNIZIZ” isimli meşhur romanında şöyle seslenmişti:
“-Biz, hepimiz sadece kendimizi düşündüğümüz için yalnızız ve
yalnız kalacağız.”
Herşeye rağmen;
-Kudüs ilk göz ağrımız, ilk sevdamız,
-İlk yönümüz, Miracımızın ebedi emaneti, inancımızın ezeli onurudur.
-Kerkük’ten, Kıbrıs’tan nasıl vazgeçmiyorsak, Kudüs’ten de aynı şekilde vazgeçmeyiz, Siyonist kumpaslara esir bırakmayız.
Manzaray-ı Umumiye böyle olunca akla hemen rahmetli Erbakan Hoca’nın o manidar sözü geliyor;
“8 Milyonluk İsrail için 1,5 Milyar Müslüman EBABİL bekliyorsa; Ebabiller gelse İsrail’i değil bizleri taşlar.”
Rahmetli Mehmet Akif, Necid Çölleri’nde Mehmetçiğin kahramanlığını dile getirmek için yazdığı Çanakkale Şehitleri
destanında İngilizin, Fransızın “medeniyet” adı altında yaptığı kahpeliğini şöyle haykırıyordu:
“Maske yırtılmasa hala bize
afetti o yüz,
Medeniyet denilen kahpe
hakikat, yüzsüz!”
Evet maske yırtılmış, bizim batıcıların öve öve bitiremediği Batı'nın kahpe yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştı.
Hakikaten o yüz insanlık için bir yüz karasıydı. Yüzsüzdü bunlar...
Aradan bir asır geçti ancak Batı medeniyetin ABD ve AB’nin karma karışık inanç lağım çukuru olan evangelist ve siyonistlerin Gazze'de yaptığı soykırım bize gösterdi ki bu Batı hep aynıdır.
Taa Roma'dan beri böyledir.Hiç değişmez ne yazık ki!
20.Asır'da…
Balkan felaketi, 1.Cihan Harbi, İstiklal Harbini ve Bosna-Hersek’deki katliamlarını yaşayan herkes Batının vahşi yüzünü görmüştü.
Ancak rahmetli Atatürk sonrası öyle bir kültür emperyalizmine maruz kaldık ki hepsini unuttuk. “Aydınlanma” adı altında Batı bizim için tek nazenin sevgili oldu.
Herşey ordaydı. Insan hakları, demokrasi, hukuk, eğitim, zenginlik ve'l-hasıl insanı değer adına ne varsa oradan almalıydık.
Ancak bugün Batı'ın bu konularda ne kadar sahtekar, ikiyüzlü olduğunu Gazze'de yapılan katliamlardan öğrendik.
Bu soykırım bize öğretti ki;
İNSANLIK ADINA NE VARSA
KORKAK MAHMUT ABBAS VE BATI AYAKLAR ALTINA ALDI.
Aksakallılarımızın dediği gibi;
“Koyunun çıkardığı toz kurdun gözünden kaçmaz.”
Bizim de hiçbir sinsi hesap gözümüzden kaçmamış kaçmayacaktır!
Filistin Devletinin yöneticilerine Hz. Mevlana ile cevap vermek istersek;
"Sizde Ali gibi yürek ve bilek olmadıktan sonra, elinizde Zülfikâr varmış neye yarar?! Nuh gibi kaptan olmadıktan sonra gemin varmış neye yarar?! İnsanlığın, yüreğin ve yiğitliğin varsa koy ortaya.! İşte tahtadan kılıcı Zülfikâr yapan budur"
50 yıldır “YAKIN TARİHİ” yaşayarak takip eden bir tarih öğretmeni olarak deriz ki;
-Türk hariciyesi dünyaya “daracık”
Filistin penceresinden değil,
-Ankara-Bakü-Türkistan gibi “geniş”
salon penceresinden bakması gerekmektedir.
Gökalp Şentürk