İletişim, hayatımızda her gün kullandığımız bir beceri olmasına rağmen, çoğu zaman yeterince farkında olmadığımız bir süreçtir. Kendimizi ifade ettiğimizi düşündüğümüz anlarda bile, karşımızdakinin algısını göz ardı edebiliriz. Bu durumda, aslında etkili bir iletişim kurmadığımızın farkına bile varmayız. Oysa ki gerçekten anlaşılmak ve karşımızdakini anlamak, ince bir farkındalık gerektirir. Şimdi iletişimde sıkça yapılan hatalara örneklerle bakalım.
*Sadece Dinlemek Yetmez, Anlamaya Çalışmak Gerekir*
Bir iş toplantısında, patronunuz size gelecek ayki projede daha fazla sorumluluk vereceğini söylüyor. Siz de onu dinliyorsunuz, hatta notlar alıyorsunuz. Ancak patronunuzun yüzündeki ciddi ifadeyi, ses tonundaki endişeyi fark etmiyorsunuz. O, belki de daha fazlasını ifade etmeye çalışıyor: "Bu projede çok büyük riskler var, dikkatli olmalıyız." Ancak siz sadece sözlerini alıyor, alt metni kaçırıyorsunuz. Bu durumda, etkin bir dinleyici olamadığınız için, karşınızdakinin gerçek kaygılarını fark edememiş oluyorsunuz.
Bu tür durumlarda, sadece kelimelere odaklanmak yerine karşımızdaki kişinin beden dilini, ses tonunu ve duygularını da anlamaya çalışmalıyız. Çünkü etkili iletişim, sadece kelimelerle değil, tüm iletişim unsurlarıyla gerçekleşir.
*Beden Dili: Sözlerden Daha Fazlasını Söyler*
Bir arkadaşınız size sıkıntılarını anlatırken, ellerini sürekli kucağında sıkıyor, gözlerini yere dikiyor ve arada bir omuzlarını kaldırıyor. Onun ne dediğini dinliyorsunuz, ama bu beden dilini fark etmiyorsunuz. Belki de karşınızdaki kişi kendini tam olarak ifade edemiyor ve rahatsızlık içinde ne diyeceğini bilemiyor. Eğer beden dilini okuyabilirseniz, bu arkadaşınıza daha fazla destek olmanız gerektiğini anlayabilirsiniz.
Etkili iletişimde göz teması, jest ve mimiklerin kullanımı, oturma pozisyonu gibi unsurlar da önemli bir yer tutar. Özellikle iş hayatında ya da yakın ilişkilerde beden dilini iyi okumak, karşınızdaki kişinin gerçek düşüncelerini ve duygularını anlamada yardımcı olabilir.
*Sessizlik: En Güçlü Mesajlardan Biri Olabilir*
Bir tartışmada, karşınızdaki kişi size cevap vermemeye başladı. Sadece susuyor. İlk tepkiniz ne olurdu? Belki bu sessizliği öfke ya da reddediş olarak yorumlarsınız, ama aslında bu sessizlik, karşınızdakinin bir şeye çok üzüldüğünü ya da kendini ifade etmekte zorlandığını gösteriyor olabilir. Sessizlik, bir mesafe koyma çabası ya da bir içsel çatışmanın işareti olabilir. Örneğin, bir anne-baba çocuğuna verdiği cezadan sonra çocuğun sessiz kalmasını inat olarak değerlendirebilir. Oysa ki bu sessizlik, çocuğun kendini yetersiz hissettiğinin ya da olayları anlamlandırmaya çalıştığının bir ifadesi olabilir.
Sessizlik, iletişimin bir parçasıdır. Bu nedenle sessizliği doğru okumak, iletişimde karşımızdakinin duygularına daha hassas yaklaşmamızı sağlar.
*Empati: Anlamak, Anlaşılmaktan Daha Değerli*
Bir gün yakın bir arkadaşınız size iş yerindeki sıkıntılarından bahsediyor. "Her gün işe gitmek istemiyorum, patronum çok baskıcı" diyor. İlk tepkilerden biri, "Boşver, zamanla düzelir" gibi bir tavsiye vermek olabilir. Ancak burada asıl ihtiyaç duyulan şey, empati kurmak ve arkadaşınızın gerçekten ne hissettiğini anlamaya çalışmaktır. Belki de sadece duyulmak istiyor, hislerinin kabul edildiğini bilmek istiyor. Ona "Seni anlıyorum, bu gerçekten zor bir durum" diyerek empati göstermek, daha etkili bir iletişim kurmanızı sağlar.
Empati, sadece karşımızdakinin ne söylediğini değil, ne hissettiğini anlamak için de önemlidir. Bu, sağlıklı iletişimin temel taşlarından biridir.
* Gözden Kaçan İpuçlarıyla İletişimimizin Derinliğini Artırabiliriz*
Etkili iletişim, yüzeysel bir bilgi alışverişinden çok daha fazlasıdır. Karşımızdakini gerçekten dinlemek, beden dilini doğru okumak, sessizliğe dikkat etmek ve empati kurmak, iletişimde ustalaşmanın anahtarlarıdır. Bunlara dikkat ettiğimizde, ilişkilerimizi daha güçlü ve anlamlı hale getirebiliriz.
*Aysima Koç*
Ayşifa Akademi Kurucusu
Psikolog, Aile Danışmanı, Yaşam Koçu