Fakir Yılmaz

Tarih: 25.12.2024 14:51

ETME BULMA DÜNYASI!..

Facebook Twitter Linked-in

'Yargıtay, Atatürk Havalimanı'nda terör örgütü DEAŞ tarafından 8 yıl önce gerçekleştirilen ve 45 kişinin öldüğü saldırıya ilişkin davayı karara bağladı. 46 mahkumiyet kararı bozulurken, 7 tutuklu sanıktan 6'sı tahliye edildi' başlıklı haberler ardından kızılca kıyamet koparan ulusalcı tayfa ve CHP gibi partilerin son olarak Suriye'de öldürülen,ben dahil bir çok gazetecinin gazeteci dediği, ama 'Susma sustukça sıra sana da gelecek' deyip, basın özgürlüğünden bahseden gazeteci tayfasının da 'bu nasıl olur?' diyerek eleştirilerini görüyoruz.
Ve başta ülkemizde olmak üzere bir çok ülkenin resmi kayıtların 'da terörist' olarak adı geçen ama 8 Aralık 2024'ten bu yana Esad'ın Esed olup, tarihin kirli sayfalarında yerini aldığı Suriye'nin de facto devlet başkanı ve Askerî Koordinasyon Odası Başkomutanı olarak görev yapan Ahmed Hüseyin eş-Şara veya tanınan adıyla Ebu Muhammed el-Cevlani ya da kamuoyunda yaygın olarak Golani, olmadı Colani veya Culani olarak da adlandırılanın taktığı kravatla Dışişleri Bakanımızla kucaklaşıp, 14 yıldır yerle bir olan ve 600 binden fazla insanın öldüğü söylenen Suriye'nin manzarasını izliyorduk.
Evet, kendileri yakın general, subay, iş insanı, gazeteciler serbest bırakılırken 'Olması gereken' diye savunanlar yani ulusalcı tayfa iş Kürt sorununa gelince Demirtaş başta olmak üzere onca siyasinin, gazetecinin ve onca mağdur olan insanın adını bile ağızlarına almadıkları gibi, aldıklarında ise 'Terörist başı', 'Çocuk katili' 'TRT'ye çıkarılan terörist' diye oynadıkları 3 maymunu 4'e- 5'e çıkarırlar.
Şimdi burada sormak istiyorum 23 yıl önceye kadar bu ülkede Kürt Sorunu yok muydu ve bu sorunun yanında Başörtüsü başta olmak üzere onca sorun, sıkıntı varken sizin bu 3, 4, 5 maymun yüzünüz yine aynı şekilde aynaya yansımıyor muydu?
Evet, bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanan 'etme, bulma' dünyasının faşistten daha faşo ulusalcı kafalara dün 'etme' dediklerinizi bugün bulduğunuz da hiç mi hiç utanmıyor ve bu samimi olmayan yüzünüz nedeniyle  Kürtler başta olmak üzere seçmenin %54'ünün size inanmadığını hala anlamıyor musunuz?
Bilmem ama bugün edenin yarın er geç ettiğini göreceksin diyenleri dinlemeyenlerin Suriye'de, ülkede yaşananları görmek istemese de birilerinin o görülmek istenmeyenleri alıp gözlerine soktuğunu  da izlemekteyiz.
Ve 28 Şubat bildirileriyle iktidar olanların şu anki iktidarın muhalefette olduğu dönemde kendisine yaşatılanların sorumlusu ve suçluları olduğunu düşünüp, bu nedenle çeşitli bahanelerle haklarında açılan davalar sonucu tutuklattığını ileri sürdükleri eski general ve üst düzey komutan eşlerinin televizyon ekranlarında ağladıklarını izliyoruz.
Bir çok insan gibi bu ülkede kayıp olmadığı söylenen Adalet aradıklarını belirten, bu rütbeleri sökülmüş cezaevlerinde olan komutanların eşleri haksızlığa ve bir dönem eşleriyle birlikte görev yapanlar olmak üzere kimsenin kendilerine sahip çıkmadıkları gibi sorunlarının duyulmasını sağlayacak olan biz gazetecilerin içinde olduğu basın ve medyanın duyarsızlığından yakınıyorlardı.
Başta Demirtaş olmak üzere bir çok siyasinin, aydının, gazetecinin de aralarında olduğu üç yüz binin üzerinde insanın tutuklu olduğu cezaevlerinin boşaltılması için yapılan af çağrılarına olduğu gibi bir çok soruna duyarsızlıklarıyla tanınan ve asker kıyafetleri içinde kraldan daha çok kralcı olan ve başta siyasiler olmak üzere kendilerini eleştirenleri vatan haini, Cumhuriyet düşmanı, irticacı veya komünist olarak ilan edip, ülke düzeni adıyla 28 Şubat bildirileri yayınlayıp 
darbe yapacaklarını ima ederek, bugün kendi sorunlarını dile getirmemekle eleştirdikleri gazeteciler başta olmak üzere stk'ları, rektörleri kışlalarda toplayıp parmak sallayarak, yetmedi ikna odalarında kurduklarını unutmuş gibiler.
Birçok patron gibi karşılarında hazır ol da durmayıp, bir dönem de parti kuran Cem Boyner'lerin bile "Bu kadar da olmaz" dediği insanlara dışkı yedirildiği, beyaz toroslara bindirildiği metropollerde, ormanlık ormanlık alanlara götürülüp infaz edildikleri aynı dönemlerde bu hanımefendiler vatani görevini yapmak için askere alınan  Mehmetçikleri Orduevlerinde hizmet elemanı gibi kullanıyorlardı. 
Ve sanırım bu hanımlar o şaşaalı günlerinin özlemi içindeler. 
Kısacası şu anki hallerine de üzüldüğüm bu eşlere ve 'sıra sana da gelecek' denen bu vefasız dünya da sık sık kullandığımız ve benim gibi bir çok insanın yaşadığı olumsuzluklar ve üzülmeler ardından dilinden düşmeyen "etme bulma dünyası" olduğunu ve bu ülkede acil  büyük bir genel affa ihtiyaç duyduğunu söyleme samimiyeti ve cesaretini ortaya koyamayanları da unutmamak lazım..


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —