Toplumsal cinsiyet rolleri, yalnızca bireysel yaşamları değil, siyasal yapıları, hukuk sistemini ve toplumsal ilişkileri de doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, feminizm ve maskülizm gibi akımlar; eşitlik, haklar, roller ve temsil üzerinden ciddi tartışma alanları oluşturmaktadır. Her iki düşünce, toplumsal yapının nasıl şekillenmesi gerektiğine dair karşıt öneriler sunar. Bu çerçevede, toplumsal cinsiyet meselelerini anlamak ve yorumlamak açısından bu ideolojiler üzerine düşünmek, günümüz dünyasında oldukça önemlidir.
Feminizm – Feminist
Feminizm, kadınların tarih boyunca maruz kaldığı ayrımcılığa, eşitsizliğe ve baskıya karşı çıkan; toplumsal, ekonomik ve siyasal alanda cinsiyet eşitliğini savunan bir ideolojidir. Feministlere göre, kadınların özgürleşmesi toplumun her alanında reform gerektirir. Eğitim, siyaset, iş dünyası ve aile yapılarında eşit temsil ve haklar talep ederler. Feminizm, zamanla farklı kollara ayrılmıştır: liberal feminizm, radikal feminizm, sosyalist feminizm gibi. Ortak hedefleri, erkek egemen sistemin (patriarkanın) dönüşmesidir.
Maskülizm – Maskülist
Maskülizm, erkeklerin modern toplumda karşılaştıkları sosyal, psikolojik ve hukuki sorunlara dikkat çeken bir ideolojidir. Maskülistler, özellikle boşanma hukuku, velayet hakkı, askerlik zorunluluğu, erkeklerin duygusal ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi gibi konularda erkeklerin de mağduriyet yaşadığını savunur. Feminizmin bazı formlarının erkekleri dışlayıcı ve suçlayıcı bir dile kaydığını öne sürerek dengeleyici bir ses olmayı amaçlarlar. Maskülizm, erkeklerin de toplumsal beklentilerden ve cinsiyet rollerinden özgürleşmesini talep eder.
Çatışma Alanları ve Karşıt Görüşler
Feminizm ve maskülizm arasındaki en temel gerilim, “eşitlik” anlayışlarının tanımında ortaya çıkar. Feministler, toplumsal sistemin kadın aleyhine işlediğini; maskülistler ise modern dünyada erkeklerin de birçok alanda geri planda kaldığını öne sürer. Feministlerin bazı versiyonları maskülizmi kadın haklarına karşı bir tepki hareketi olarak görürken, maskülistler de feminizmin bazı temsilcilerini tek taraflılıkla suçlar. Bu gerilim, toplumsal cinsiyet politikalarının nasıl şekillenmesi gerektiği üzerine süregelen bir tartışmayı doğurur.
Necat KACAN
Eğitimci Araştırmacı Yazar