“Fransa Medyası Panikte: Türkler Nerede, Güç Orada”
Son günlerde Fransız medyasında art arda çıkan haberlerde bir şey dikkat çekiyor:
Afrika’da olan her krizin, her dönüşümün, her ayakta kalkışın arkasında Türklerin eli var deniyor.
Bir yandan “Türkler Afrika’yı karıştırıyor” manşetleri atılıyor,
öte yandan “Türklerin nüfuzu hızla büyüyor” denilerek alarm veriliyor.
Peki sormazlar mı adama:
Karıştıran mı olduk, yoksa karanlık düzeninizi bozan mı?
Fransa’nın Gerçek Endişesi:
Afrika Uyanıyor, Mazlumlar Diriliyor
Asırlardır Afrika’yı sömüren Batı’nın en organize gücü Fransa,
bugün artık karşısında sadece tüfekle değil, vicdanla gelen bir Türkiye buluyor.
Camiler, okullar, su kuyuları, hastaneler…
TİKA'nın, Kızılay’ın, Diyanet’in, Maarif’in, Yunus Emre’nin, Baykar’ın, TOGG’un adım attığı yerlerde,
sadece Türk ürünleri değil; Türk’ün adaleti, cömertliği ve insanlığı da yayılıyor.
İşte bu, Batı’nın ezberini bozuyor.
Fransa’nın da korkusu bu:
Afrika’da artık silah değil, selâm konuşuyor.
Onlar Sömürmeyi Öğretmişti, Biz Sahip Çıkmayı Getirdik
Fransızlar Afrika’ya “medeniyet” getirdiğini iddia etti,
ama ardında talan, kan ve dilini kaybetmiş halklar bıraktı.
Bugünse Türkler geliyor:
Dillerine değil, gönüllerine dokunuyor.
Afrika halkı bunu çok net görüyor ve söylüyor:
“Biz Türklerle ilk kez eşit hissediyoruz. İlk kez kardeşiz.”
Yani mesele, Türkler Afrika’yı karıştırıyor değil…
Afrika, Türklerle yeniden düzen buluyor.
Türkler Ne Zaman Bir Yere Girse, Umut Yeşeriyor
Libya’da, Somali’de, Nijer’de, Mali’de…
Nerede bir boşluk varsa, oraya ilk koşan Türkler oluyor.
Ama çıkar için değil, mazlum için.
Çünkü biz biliriz:
Devlet güçlü olur ama merhametsiz olamaz.
Savaşçı olur ama adaletsiz olamaz.
Bugün Türk dronları sahada
ama onların arkasında ne altın ne petrol var;
şehitlerin duası, yetimlerin gözyaşı, Anadolu’nun vicdanı var.
Avrupa Ne Derse Desin:
Türk’ün Gittiği Yerde Sadece Bayrak Dalgalanmaz, Vicdan da Yücelir
Bugün Fransa basını Türkleri hedef alıyorsa,
bu aslında bir itiraftır.
Korkularının itirafı…
Çünkü artık dünya eski dünya değil.
Afrika Türkiye’ye bakıyor. Türkçeye kulak veriyor.
Ve bu ses Batı’nın dilini boğuyor.
Ey Fransa!
Siz karıştırdığınız topraklara harita çizmeye çalışırken,
biz kardeşlik çiziyoruz.
Siz Afrika’ya zincir takarken,
biz özgürlüğün adını öğretiyoruz: “Türklük ve İslam.”
Ve evet, biz geliyoruz…
Ama çıkar için değil, emanet için.
Sömürmek için değil, korumak için.
Afrika’ya karışmıyoruz,
Afrika’nın kararan talihini aydınlatıyoruz.