GÜZEL İNSANLARI ARABASIYLA ÇEKEN GÜZEL İNSAN; MERCEDES KADİR!

1984 yılında Malatya Yeşilyurt Tecde'de doğan “Mercedes Kadir”, bu lakabıyla bilinse de asıl adı Fatih Kay'dır.

Onu, farklı ve ünlü yapan yanı;

Dünya’nın en iyi arabası olan; üretici firmanının maliyet artmasın diye daha kaliteli malzemeden kaçtığından mı veya dizayn mühendislerinin şaseye fazla ağırlık yüklenmesin diye düşündüklerinden midir bilinmez, daha hafif ve daha ucuz kavak ağacından imal ettiği; 

3 metre uzunluğunda, on kilogram ağırlığındaki arabasının üstüne çıkarak Malatya sokaklarında gezmesi; bunun da ötesi, bunu amiri memuru esnafından tutun halkına kadar herkeze, kendisini ve arabasını koskoca Malatya’ya kabul ettirmesi ve içselleştirmesidir. 

Malatya, Kadir ve arabayı öyle bir içselleştirmiş ki, Kadir’in kışlık teker yerine geçen ayakkabılarını, yazlık teker yerine geçen sayarsak iki teker; saymazsak, üzerinde teker olmayan arabasını üzerinde dört teker olan Malatya trafiğine kayıtlı taşıtlarla her konuda bir tutmuş ki;

Tamircinin biri;  Kadir arabasını geri vitese taktığında geri geri giderken zorlanmasın arabasınin arkasını iyi gorüp sağa sola çarpmasın diye arabanın ön burnuna dikiz aynası takmış. 

Başka bir tamirci de arabanın önüne Mercedes logosu takınca, Kadir'in adı arabanın adıyla birleşivermiş;

MERCEDES KADİR!

Malatya’daki araba yıkayıcıları arabasını yıkar paklar, siler süpürür tertemiz şekilde arabasını Kadir'e teslim eder; 

Malatya’nın tamircileri de aynı özeni gösterir;

Bakım zamanı geldiğinde tamircisi tarafından,  “Bakım zamanı geldi arabayı getir bakımını yapalım” diye aranırmış. 

Buyık olasılıkla arabanın bakım zamanlarından birinde olsa gerek;

Kadir arabayı tamircisine bırakır; tamirci, “yarın gel al"der. Bir gün sonra bakımı yapılmıştır umuduyla  arabasını almaya tamirciye gelir; ama durum umduğu gibi değildir;

“Arabanın işi uzun Kadir, henüz bitmedi, iyice bakmamız lazım ki sana yolda yolakta sıkıntı çıkarmasın, yarın gel al” cevabını alınca çaresiz geri döner. Yarın gene gelir, gene bitmemiştir, bir gün sonra gene, diğer gün gene, her seferinde arabasını tamirciden alma umuduyla gelen ama arabası yerine aynı cevapları alan Kadir en sonunda patlar:

“Yeter ya yeter, bir yapamadınız arabayı, sizin yüzunüzden iki haftadır eve yürüyerek gelip gidiyorum!”

Sadece tamirciler mi?

Kadir'i ve arabasını, trafik polisleri bile öyle bir içselleştirmiş ki;

Malatya Emniyet Müdürlüğü, hiçbir taşıt standardına uymayan Kadir'in arabasına ruhsat verecek kadar arabayı abartmış.

Arabanın ruhsatta belirtilen  vizesi zamanı geldiği zaman ceza yemeyeyim diye herkez gibi vize yapılan yere gider, sırasını bekler, vizesini yaptırır; trafik kurallarına fazlasıyla riayet eder; trafik polisi yol kontrollerinde kontrol için sırasını bekler; sırası geldiğinde polisler, Kadir'in ehliyetini, özenle arabanın evraklarının ve arabasının aksanlarının kontrolünü yapar; kendi arabasının polis kontrolü için sıra bekleyenler, o esnada olaya şahit olanlar dahil  kimse de bunu yadırgamazmış.

Trafik kontrollerinde genelde başarıyla geçen Kadir;

Koltuğa olmasa da zemine emniyetli bir şekilde sabit olduğundan emniyet kemeri takmama cezası; Malatya’daki taşıt sahipleri taşıtlarını Kadir’in arabasına göre park ettiğinden olsa gerek hatalı park cezası yemese de;

Birkaç defa aşırı hız yaptığından dolayı, polis radarına yakalanıp aşırı hız cezası yemiş.

Bunu araştırmasam da, cezayı kesen  polisler tarafından; 

Aynı suçu tekrardan işlediği taktirde arabasının trafikten men edileceği konusunda sıkı sıkı uyarıldığına da eminim. 

Bu kadar tanınmış, havalı özerkli olsa da Kadir arabasını başına  birşey  gelir kaygısıyla emanet vermez, ama Malatya halkını ücretsiz ulaşım hizmetinden de mahrum etmezmiş.

Ruhsatlı, dikiz aynalı, önünde kocaman mercedes logolu araba, en önemlisi de böyle havalı bir arabada yolculuk ta bedava; 

Böyle bir arabaya kim binmez ki;

Kadını erkeği; yaşlısı çocuğu Kadir’in şöfö mahaallinin arkasındaki arabanın arka koltuğuna oturur, kendini emniyete almak için arabanın uzantısına veya kadir’in omuzlarına tutunur gideceği yere kadar konforlu ve mutlu bir şekilde etrafı dört boyutlu seyrede seyrede  gideceği yere ulaşımını sağlarmış. 

Allah

“Acı Dünyayı tatlandırsın; sevimlilik katsın; belirgin renklerin ötesinde de renkler olsun; sevimli insanları arkasından sürüklesin; maddiyatın makamın bir yere kadar esas maddiyat haricindeki mutlulukların daha fazla zevk verdiğini anlayın" diye gönderdiği bu güzel kulunu;  18 Nisan 2020 Tarihi'nde Koah vesilesiyle kendi yanına aldı. 

Öldüğünde Türkiye'deki bütün gazeteler öldüğünde haber yaptığında artık Türkiye'de tanımayanlar bile onu tanıdı. 

Türkiye'deki gazetelerden öğrenmiş  olsa gerek; öldükten sonra da olsa Kadir'den haberi olan Mercedes firması; ona araba şeklinde mezar taşında Mercedes logolarının da bulunduğu araba şeklinde bir mezar yaptırdı. 

Yazıma son verirken;

Kadir ile ilgili dört sene önce yazdığım yazı siber saldırıya uğrayıp yok edildiğinden; Kadir gibi güzel insanlara verdiğim değer ve Kadir gibi güzel insanlar unutulmaması; örnek ve feyz olması gerektiği inancımdan kaynaklı bu yazımla tekrar kaleme aldığımı belirtme gereği duyuyor;

Vefat etmiş;

Bu yalan dunyada hoş seda bırakan Mercedes Kadir'e ve Mercedes Kadir gibilere Allah'tan rahmet diliyor;

Mercedes Kadir gibi güzel insanların arkasına takılan bütün güzel insanlara en derin, sıcak, kocaman selamlarımı gönderiyorum!

Sağlık, huzur ve saygıyla kalın!

Hasan BARIN 

Tarihçi Araştırmacı Yazar 

Twiter @ba6134079

@malatya