Tarih bazen yüksek sesle konuşmaz. Sessiz kalır. Sustuğu yerde diplomasi, unuttuğu yerde harita devreye girer. Ve 12 Ada meselesi tam da böyle bir suskunluğun, zamanın içinde saklı bir çığlığın adıdır.
“Kaybedilen toprak değilse bile, sessizliğimizin toprağa gömdüğü bir hatıradır 12 Ada.”
@stratejivefikirler
1912... Osmanlı İmparatorluğu, Trablusgarp Savaşı’ndan yorgun, İtalya ile baş edemez halde. 12 Ada, geçici olarak İtalya’ya bırakılır. O geçicilik, Balkan Savaşları’nın çıkışıyla kalıcı hale gelir.
Ama o gün bugündür bu “geçicilik”, her yeni hükümetin arşivlerinde tozlu bir dosya olarak kalır.
“Geçici denilen bazı kayıplar, kalıcı suskunlukla mühürlenir.”
@stratejivefikirler
1923 Lozan Antlaşması’nda Türkiye, fiilen elinde olmayan bu adaların İtalya’ya ait olduğunu kabul eder. Ancak burada bir kırılma vardır:
Yani Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu ilk yıl bu adaları zaten elinde tutmamakta, sadece durumu kabullenmektedir. Lozan’daki bu madde, hukuken tartışmalı olsa da, siyaseten “itiraz etmeme” anlamı taşır.
“Hak, itirazla yaşar; sessizlikle kaybolur.”
@stratejivefikirler
İsmet İnönü’nün liderliğinde yürütülen Lozan sürecinde, 12 Ada’nın iadesi veya yeniden müzakereye açılması için ciddi bir diplomatik mücadele verilmez.
İnönü Vakfı belgeleri ve dönemin dış politika yazışmaları incelendiğinde, bu adaların tartışma dışı bırakıldığı, yani o masaya bilinçli şekilde konulmadığı anlaşılmaktadır.
“Masaya koymadığın hak, elden çıkmış sayılır.”
@stratejivefikirler
İkinci Dünya Savaşı sonrasında İtalya kaybeden taraftadır. Paris Antlaşması ile 12 Ada Yunanistan’a devredilir. Ama bu antlaşmanın kritik bir yönü vardır:
Türkiye taraf değildir. Yani:
Uluslararası hukuka göre, bir devletin taraf olmadığı bir antlaşma, o devleti bağlamaz.
Ancak burada da yine itiraz eksikliği, zımni kabul anlamına gelir.
“Uluslararası hukuk, sessiz kalan devletin değil, itiraz eden milletin yanındadır.”
@stratejivefikirler
Pek çok akademik görüş, 12 Ada’nın fiilen Osmanlı’dan, hukuken ise Türkiye’den koparıldığını kabul eder.
Ancak Paris Antlaşması’na taraf olunmaması ve Yunanistan’ın son yıllarda bu adaları silahlandırarak antlaşma hükümlerini ihlal etmesi, Türkiye’ye şu imkanları sunar:
“Tarihi geri alamazsın, ama tarihi hatırlatarak geleceği şekillendirebilirsin.”
@stratejivefikirler
Türkiye, 12 Ada’yı Osmanlı’dan devralmadan önce fiilen kaybetmişti.
Lozan’da hukuken tanımış, Paris’te izleyici olmuştu.
Ama asıl kayıp, bu adalar silahlandırıldığında, Türkiye sessiz kaldığında yaşandı.
Artık bu sessizliği bozmanın zamanı gelmiştir.
“Tarih, yazanların değil; hakkını arayanların tarafındadır.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM