-PROF.DR. İHSAN DOĞRAMACI’NIN  1965 YILINDA BAŞBAKANLIĞINI KİM ENGELLEDİ?

-PROF. DR. HOCABEY 1983 YILINDA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINI NEDEN KABUL ETMEDİ?

1984-1988 yıllarında Almanya’nın Kuzey Bavyera Bölgesinde bulunan Nürnberg Başkonsolosluğumuzda görev yaptım.

Ekim-1988’de beraberimde Hacettepe Hastanesinde görevli bir Radyolog Doç.Dr., bir iş insanı ve bir muhtar ile İzmir’e gittik.

Arkadaşlar sabah sabah bir çorba içelim dediler ben ise itiraz ettim ve Büyük Efes Otelinde insanca bir kahvaltı yapalım dedim. Arkadaşlarıma kahvaltı için kendilerine sponsor da olabileceğimi söyledim.

Büyük Efes Oteli’nin kahvaltı salonunda YÖK Başkanı Prof.Dr. İhsan Doğramacı tek başına kahvaltı yapıyordu.

9 Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Namık Çevik’in oğlunun nikah şahitliği için İzmir’e gelmişti.

Meğer yıllar önce Doğramacı Namık Çevik’in de nikah şahitliğini yapmış.

Ben Prof. Dr. Doğramacı ile tanışmak istedim ama bu talebimi Doç. Dr. kabul etmedi.

Doç. Dr. ve 2 arkadaş başka bir masaya oturdular.

Ben ise Hocabey’den müsaade istedim ve masasına oturarak kendimi tanıttım.

Hocabey garsonu çağırdı ve gerekli siparişleri verdi.

Prof.Dr. konuşmaya çok müsaitti ve hoş sohbetti.

Dereden tepeden konuştuk ve Osman Bölükbaşı’nın 1965’de Başbakanlığını engelleyip engellemediğini sordum.

Hocabey “Sen o konuyu nereden biliyorsun? 1965 yılında çocuk değil miydin?” 
dedi.

“1965 yılında henüz ortaokul öğrencisiydim ama Başbakanlığınızı engelleyen Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı akrabamız olur, bizzat Bölükbaşı’nın kendisinden duydum.”

Hocabey olayı doğruladı ve özetle şunları söyledi:

“Osman Bölükbaşı ile 1938 yılından beri tanışırız. Kadim bir dostluğumuz vardı. O Kandilli Rasathanesinde meşhur Fatin Hoca’nın Asistanı ve Haydarpaşa Lisesinde Matematik Öğretmeni iken Ankara’ya geldiğinde bizim asistanların yanında kalırdı.Ben Numune Hastanesinde bir Alman Prof.Dr. ‘un yanında Çocuk Hastalıkları üzerine ihtisas yapıyordum.

İnönü Hükümeti güvenoyu alamayınca AP Genel Başkanı dostum Süleyman Demirel, MP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı, CKMP Genel Başkanı Ahmet Oğuz ve YTP Genel Başkanı Ekrem Alican ile görüşerek bağımsız bir Başbakan arayışına girmişler.

Sayın Demirel bendenizin önce Cumhuriyet Senatosu Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vekili Prof.Dr. İbrahim Şevki Atasagun tarafından Kontenjan Senatörlüğüne atanmamı, akabinde ise Hükümeti kurmakla görevlendirmemi teklif etmiş.

Ama Kadim Dostum MP Genel Başkanı benim Başbakan Adaylığıma kabul etmemiş.

Sonunda Bağımsız Kayseri Senatörü , Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın ahfadından Suat Hayri Ürgüplü’nün Başbakanlığı üzerinde mutabakata varmışlar.

Geçenlerde Sakıp Sabancı ile bir akşam yemeğinde beraberdik. Sabancı bana dedi ki: “ Hocam Siz ticarete geç başladınız. 1940’lı yıllarda ticarete başlasaydınız bize ve Koç’a top attırırdınız.”

Hocabey Hacettepe Tıp Fakültesi’nin Ankara Üniversitesine bağlı 2’inci bir Tıp Fakültesi olarak açılabilmesi için büyük gayret gösteren ve siyasi geleceğini risk altına alan devrin Milli Eğitim Bakanı meslektaşı Op.Dr. İbrahim Öktem’i de rahmetli andı.

Sayın Dr. Doğramacı vaki sorum üzerine, Hacettepe Üniversitesini kalfalık döneminde, Bilkent Üniversitesini ise ustalık döneminde kurduğunu özellikle vurguladı.

1968 yılında Hacettepe Üniversitesinin kampüsünü büyütebilmek için suyu bol büyük arazi arayışına girdiğini, Beytepe Köyü’nün bol sulu ve geniş arazisi olduğu için bu bölgeyi seçtiğini , Beytepe Köyü’nün Muhtarı Sözeri’den köylülerinden arsa satın alınması konusunda ciddi yardım gördüğünü de sözlerine ilave etti.

1997-2000 yıllarında ABD’de Houston Başkonsolosluğumuzda görevliydim.

Houstan’da özel bir hastanede Hocabey’in iflas eden bir böbreği tıbbi operasyonla  alındı ve Hocabey 2010 yılına kadar tek böbrekle yaşamak mecburiyetinde kaldı.

Hocabey’e dünyanın her yerinden geçmiş olsun mesajları geliyordu.

Mesajların çoğunu bizzat Sayın Doğramacı’ya elden takdim ettim.

 Başta Mısırlı BM Genel Sekreteri Boutros Boutros Gali , diğer ülkelerin devlet ve hükümet adamları, iş insanları, siyasiler ve akademisyenler her gün Hocabey’i telefonla arayarak geçmiş olsun ve şifa dileklerini ilettiler.

Doğramacı Hocamızın 5-6 yabancı dili rahatlıkla konuştuğuna bizzat şahit oldum.

Hastane ve Otel yemeğinden memnun kalmayan Hocabey’e Amerika’da yaşayan Şanlıurfalı bir Hanımefendi’nin kendisine tencere yemeği yapması konusunda yardımcı da oldum.

En son Bilkent Oteli’nde Koç Holding’in yemeğinde gördüğüm, bana Prof. Dr. Halil İnalcık’ın kendisinden küçük olduğunu söyleyen ( sadece 5 ay küçükmüş) , 1965 yılında Başbakanlığı sebepsiz yere bir akrabam tarafından engellenen, ama 1983’de Özal Hükümetinde Dışişleri Bakanlığını “yapacaklarım var “ diyerek kibarca reddeden, 1989  yılında akciğer kanseri olan anama yaptığı insani yardımlardan dolayı, 2006 yılında ödeme güçlüğü çektiğim oğlumun Bilkent-BUPS’daki öğrenim giderlerini bizzat cebinden karşılayan , Hacettepe ve Bilkent gibi 2 güzide üniversiteyi ülkemize kazandıran 1915-2010 yıllarında 95 yıl dolu dolu bir hayat yaşayan, Hocaların Hocası Hocabey Prof. Dr. İhsan Doğramacı’yı rahmet ve minnetle anıyorum.

Cennet mekanı olsun inşaALLAH.

NEREDEN NEREYE?

Vahit Özdemir
Çeşme, 07 Temmuz 2024