Karslı hemşerim DEM eş başkanı Tuncer Bakırhan'ın grup toplantısını dinleyerek, 2016 yılında 'Bombalar infilak ettikçe..' başlığı ile ele aldığım yazımı okurken geçen onca zamana karşın sorunun yerinde aynen hem de büyüyerek durduğu, bu soruna muhatap olan iki iktidarın şimdi adının anılmadığı, bu iktidarları yandan destekleyen birinin de sorunu kabul etmekle yetinmeyip, muhatabına 'beyefendi' dediğini hatırlıyor, acı acı gülüyorum.
Bakırhan'ın Hakkari'de başlayıp, İstanbul Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti, Tunceli, Ovacık, Mersin Akdeniz kayyumlarını ve son olarak İstanbul Beşiktaş'a da kayyum operasyon atanmasını ve ülkedeki diğer onca sorunu 'muhalefet olsun' dercesine kendilerine ''muhalefet yapamıyorsunuz !..'' diye gelen eleştirilere cevap misali  jet hızıyla geçtiğini de acı acı gülümseyerek dinlerken, yıllar önce ele aldığım konunun yani ''Kürt Sorunu'' denen sorunun hala aynı yerinde durmasında asıl sorunun muhalefetsizlik olduğunu bir kez daha algılıyor, anlıyordum.
Evet, Bakırhan'ın konuştuğu; desinler diyerek son grup toplantısını dinleyerek ele aldığım bugünkü yazımı 2016 yılında ele aldığım 'Bombalar infilak ettikçe..' başlıklı yazıya bırakıp, dün ülkemin sınırları içinde bugün aynı ülkemin sınırının hemen ötesine yaşanan manzaralar hala aynı yerde dururken iki iktidarın yani bir zamanların papatyalar, kır atlılarının adının sanının anılmadığını birinin ise 'çocuk katili' denenlere 'beyefendi' dediğini ama o var denen sorunun hem içte, hem de dışta devam ettiğini sizin de anlamanızı umuyor ve dün yazılanların bugünü anlattığını düşünmeniz umuduyla bir salı gününde sağlıklı gelecekler diler, saygılar sunarım..
İşte 14 Ocak 2016 yılın da ele aldığım ve güncelliğini kaybetmeyen onca yazılarımdan bir yenisi daha..
Bombalar infilak ettikçe !........
Oturup, konuşacak iken, buz dolaplarından kaldırılanlar çıkarılıp, yürekler bastırılarak ısıtılarak yeniden tartışmaya açmak varken bu inat niye?..
Art arda patlayan bomba ve kurşunlar ile insanların ölmesine neden olanların kanla banyo yapmak isteyenleri cesaretlendirirken, kendileri dahil o kana susamış ama aşıdan  bile korktuklarını bildiklerimizi niye konuştururlar?..
Gençlerin kafasına sıkarak bu işleri çözeceklerini sananların şöyle dönüp, ANAP’ın, DYP’nin bitik durumda olan MHP’nin siyaset anlayışlarının ne olduğunu ve o siyaseti uygulayanların nerede olduğuna bakması yetmez mi?
Bilemiyorum ama inat edildikçe art arda infilak eden bombalar ülkeyi sarsmaya, zaten pamuk ipliğine bağlı kardeşlik ilmiklerini tek tek koparmaya devam ettiği artık görülmeli, bilinmeli..
7 Haziran ile 1 Kasım arası ve sonrasına baktığımızda ‘huzur, güven gelecek’ denen ülkemde kaç can gitti, akan kan derya olup, insanlığı, kardeşliği boğmaya devam ediyor..
Acımasız bir inada kurban edilen ülkemin Güneyinden devam eden, artçılarının batıda ekonomik olarak da hissedildiğini görmek ve artık ‘YETER’ demek gerekmez mi ?..