Günlerden SALI...
İRONİK SORGULAMALAR GÜNÜ..
NEYİ SORGULAYALIM BUGÜN?
NEYİN İRONİSİNİ YAPALIM?
O kadar çok şey var ki..
Ama gelin kendisi zaten başlı başına İRONİ olan bir şeyi, "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KANUNU" nu; içeriğini, sepeplerini, sonuçlarını yazalım bugün...
Evet son günlerde haber bültenlerinde, sosyal medyada görmüşsünüzdür...
"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KANUNU" ilk 4 maddesi MECLİSTEN GEÇTİ! diye..
Taslak toplam 17 maddeden ve bu 17 maddenin alt bendi olarak,198 konuda esaslar içeriyor.
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; yeşil kalkınma vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi
doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılmasını, "iklim
değişikliğine" uyumu ve bu hususlara yönelik planlama ve uygulama araçlarını düzenlemektir.
(2) Bu Kanun; sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve "iklim değişikliğine" uyuma yönelik
faaliyetler ile bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesine ilişkin planlama ve uygulama araçlarının yasal ve
kurumsal çerçevesinin usul ve esaslarını kapsar."
Diyerek başlıyor...
Peki ne oldu da birden ülke gündemine düştü bu haber..
Zira yeni birşey değildi!!
Bahsedilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, (BMİDÇS) taaa 2004 yılında gündeme gelmişti ve Türkiye ilk taraf olan, destekleyenler arasındaydı!?
Taraf olduğumuz bu sözleşmenin içeriğinin özeti ise "Dünya’nın Sanayi Devrimi’nden bu yana ortalama yüzey sıcaklığındaki artış küresel ısınma ile tehdit oluşturmaya başladığından, sıcaklığı 2 derecenin altında tutmayı, mümkünse 1,5 derecede sınırlandırmayı amaçlıyor"du.
2004'te ki bu sözleşme sonra 2015'te Paris’te yapılan 21. Taraflar Toplantısı’nda resmi olarak imzaya açıldı..
Adı da "Paris Sözleşmesi" oldu.
Taraf 197 ülkenin, 191’i Paris Anlaşması’nı bir yıl içinde imzalamıştı.
(Onaylamayan 6 ülke; İran, Irak, Eritre, Yemen ve Libya..)
Türkiye ise, "2016 yılında" yine bu Anlaşmayı ilk imzalayanlar arasındaydı zaten!
Destek vereli 24 yıl, imzalayalı 9 yıl olmuş!
Birden gündeme düşmüş olması niye?
Bu anlaşmanın yükümlülüğü neymiş bir bakalım:
*Paris Anlaşması, ülkelerin ulusal şartlarına uygun şekilde hazırladıkları ve BMİDÇS Sekretaryasına sundukları emisyon azaltım beyanlarını (Ulusal Katkı Beyanı) baz alıyor ve ülkeleri her 5 yılda bir kendi beyanlarını iyileştirmeye davet ediyor.*
Yani bizim anlayacağımız tabirle; “5 yılda bir” sunulan rapora göre deniyor ki, "önümüzdeki 5 yıl için daha iyisi için uğraşın!"
Eşittir, sadece TAVSİYE VERİYOR!!
Bu kadar!
Çünkü Paris Anlaşması’nın bir yaptırım uygulama ya da belli bir emisyon azaltım seviyesini zorunlu tutma, ceza vs gibi bir mekanizması bulunmuyor!!
Türkiye ne zaman ve ne kadar sera gazı azaltım taahhüdünde bulunacağına kendisi karar veriyor!
Anlaşma gereği; tüm şartları birden bire yerine getirmek zorunluluğumuz yok!
Arkamızdan atlı kovalarcasına birden bire bütün sektörleri, bütün hayatı etkileyecek şekilde önlemler alınmasının, değişimin-dönüşümün aciliyeti de yok!!
Amaaa!!!
Konuyu araştırırken ilginç bir detay buldum..
Bu acelenin sebebi olabilir mi acaba?!
Şöyle ki;
2020 yılında GREEN CLİMATE FUND (GCF) yani "YEŞİL İKLİM FONU" adı altında bir fon kurulmuuuş...
100 Miyar dolar tutarında bir kaynağı olan bu fon; Paris Anlaşması, yani iklim değişikliği sözleşmesi çerçevesinde "KENDİNİ GELİŞTİRMEKTE OLAN ÜLKELERE!" proje bazlı olarak kaynak aktarıyormuş!!
Mesela; Brezilya'ya 4 proje için 200 milyon dolar verilmiş!
Arjantin'e 185 milyon dolar..
Meksika'ya 23 milyon dolar gibi....
Projelere göre bu fon tarafından verilen rakamlar değişiyor..
Peki Türkiye?
Sıfır dolar!!
Çünküüü...
Türkiye anlaşmaya 2016'da imza atmış olsa da henüz o fon aktarımının şartı olan "Sözleşmeye uygun KENDİNİ GELİŞTİREN" ülke statüsünde değil!!
(Henüz bir taahhütte bulunmadığından!)
Ne hikmetse 5-6 yıl bu konuda hiç bir çalışmada, taahhütde bulunmayan ülkemiz; 2020'de bu fonun kurulmasından 1 yıl sonra, 2021 yılında taahhütte bulunarak Paris Sözleşmesi'ni imzalamış!
İşte bu meclise gelen ve çok tartışılan bu yasa; bu statüye, yani; "iklim değişikliği sözleşmesine uygun gelişmekte olan ülke" statüsüne geçmek için olmak zorunda!
Çabalıyorum!
Proje üretiyorum!
Demek için!!
E tabii ki ancak bu şekilde fondan da destek alınabilir....
Para için yapmıyoruzdur elbette!!!
Öncelikli amacımız "küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak!
Bunun içinde salınan sera gazlarını sınırlandırmak!
Çünkü bizden sonra gelecek nesil rahat yaşasın"(!)
Zaten biz bu konuda oldukça bilinçliyiz! İlkokuldan başlayarak müfredatta da veriliyor ya, su tasarrufu için musluk kapatma, enerji tasarrufu için ışık kapatma örnekleri filan...
Ama bu anlaşma çerçevesindeki fondan istifade edebilmek için...
Pardon, pardon!
Gelecek nesilleri düşündüğümüz için(!)
daha ciddi adımlar gerekliymiş!
Neymiş bu adımlar?
DÜŞÜK KARBONLU "EKONOMİYE" GEÇMEK!
EKONOMİ!!
BU ARALAR ZATEN ÇOK HASSAS, KIRILGAN!
Karbon emisyonu derken? Ekonomiyle ne alâka?
Nedir bu karbon?
Sözlük tanımı: Karbon emisyonu, doğada oluşan karbonun atmosfere salınmasını ifade eder.
BM'de diyor ki: Karbon emisyonu, çoğunlukla "insan kaynaklı faaliyetlerin" bir sonucudur.
İnsan faaliyetleri?!
Nasıl yani?
Evet; Microsoft'un ortağı, "Dünyanın" en zengin insanları arasında yer alan Bill Gates'de aynı mihmalde bir açıklama yapmıştı değil mi?
Bill Gates; 2010 yılında CO2 (karbon) emisyonlarının azaltılmasıyla ilgili bir TEDTalk konuşmasında:
"Aşıları kullanarak halk sağlığını iyileştirmenin gelecekte sürdürülemez nüfus artışını azaltabileceğini ve bununla birlikte karbon emisyonlarının da azalacağını" söylemişti!!
(Ve kendisi halihazırda "Bill & Melinda Gates Vakfı" aracılığıyla aşılar ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) gibi alanlarda devasa yatırımlar yapıyor.)
Başka bir ayrıntı daha!
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'in en büyük bağışçısı da kendisi imiş!!
Birleşmiş Milletler'inde Karbon salınımının en büyük etkeni "insan faaliyetleri" demesi?
Tesadüftür heralde...
Yoksa insan neslinin azaltılmasına yönelik bir şey olacak değil ya!
Daha neler!!
Neyse....
Topla, çarp, çıkar, eşittir: Geleceğe yönelik toplumsal fayda sağlayacağı söylenen bu girişimler faydalı olur mu?
Elbette olur!
Ama bir yaptırımı dahi bulunmayan bir sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirmek için bu kadar sıkıştırılmış bir programın, bu kadar katı kurallar içeren bir yasanın mantıklı bir açıklaması yapılabilir mi?
Biraz zor!
Çünkü bu yasa ile geçirilen şeyler toplum olarak hepimizi çok çok zorlayacak türden!
En alt üretici olan çiftçilerden, en üst kademede sanayicilere kadar herkesi, her kesimi ciddi oranda sarsacak!
Maddî olarak elbette!
Üretimde zorunlu tutulacak dönüşümler, ek maaliyet!
Dönüşüm sonrası alınacak yeterlilik belgeleri, ek maaliyet!
Üretim ve sanayi sektöründen alınan vergilere ek vergi kalemi, ek maaliyet!
(Karbon Vergisi)
Hani rahmetli Turgut Özal'ın kullandığı bir cümle vardı hatırlar mısınız?
"ÖDEDİĞİNİZ VERGİLER SİZE YOL,SU ELEKTRİK OLARAK GERİ DÖNECEKTİR!"
Ee bu ek maaliyetler üreticiye sanayiciye yüklenince, biz halka nasıl geri dönecek!?
Yol, su, elektrik mi?
Yollarımız gurur kaynağımız(!) zaten var ELHAMDÜLİLLAH(!)
Suyumuz, elektriğimiz de var! Faturada ne olduğunu bilmediğimiz bir sürü ek para kalemi olsa da, her ay zamlansa da var sonuçta!
Biz halka nasıl dönecek bunlar?
Evet doğru tahmin!
A'dan Z'ye herşeye ZAM olarak!
Naapsın adamlar?
Maaliyetinin altında satamaz ya!
Maaliyetlerin artışından da kimseyi suçlamayın lütfen!
Sorumlusu KARBON!!
Ah karbon ah!
Ayrıca!!
Bu kurallara uymayanlar için cezalar mı?
Elbette var!
Hem de dudak uçuklatır cinsten!
Tasarının 14'üncü maddesi alt başlıklarına bakın derim..
En düşüğü 100 bin, en yükseği 5 milyon tl olacak şekilde ayrıntılı sıralanmış!
Sadece sektörel de değil!
Sıradan vatandaşa, size-bize de ceza konmuş!
O da 32 bin tl!
Alakasız olacak ama kafam durmuyor..
Bu kadar yüksek cezaları "ÂDİ SUÇLARA SUÇLULARA" versek meselâ..
Nasıl olurdu acaba?
Takım elbiseyi giyerek, hâkime boynunu bükerek "iyi hal" saçmalığı ile dışarı çıkanların sayısı azalırdı herhalde..
Para bu devirde insan(!)lıktan önemli neticede!!
Neyse....
Konumuza dönüp diyelim ki; bu İKLİM KANUNU olmazsa olmaaazz!!
Olmazsa ek vergi geliri kalemi olmaz!
Olmazsa ek ceza geliri kalemi olmaz!
Olmazsa fon desteği olmaz!
Piyasalarda yaratacağı deprem mi?
Geçeerr!!
Vatandaşa yansıyacak zamlar mı?
Alışık onlaarr!!
Son bir ayrıntı:
Karbon üretiminin en büyük payına sahip 2'inci gaz METAN GAZI!
Bu gazın en çok açığa çıktığı yer ise Hayvancılık sektörü!
Hadi fabrikaları dönüştürdük, binaları dönüştürdük, araçları dönüştürdük diyelim...
Hayvanları nasıl dönüştürmeyi düşünüyorsunuz??
Ya da bu kanunun olmazsa olmaz şartlarından biri ağaçlandırmaymış ya!
Mâlum 3-5 şirketin yatırımları adına kesilen 50-100 yıllık ağaçlar vardı hani!
(Halen de devam ediyor ya neyse...)
Onların yerine 9 aylık fidanlar mı dikilecek?
Ya da "TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK DOĞALGAZ KEŞFİ" adıyla, büyük bir coşkuyla duyurulan KARADENİZ DOĞALGAZI ne olacak?
Çıktı mı onu da bilmiyoruz ama..
Çıktıysa(!) tüm yatırımlar boşa mı gidecek?
Yazıııkk!!
İklim Değişikliği'i şartlarında olan, "yenilenebilir enerji" de doğal gaz yok da ondan sorduk!
Hani geleceğe yatırımmış ya bu kanun..
Torunlarımızın torunarı için herşeye değer mi demeliyiz?
Bence de en iyisi bu!
Sormanın sorgulamanın bir faydası var mı?
YOK EBETTE!
Ama başta da yazdım ya..
Bu durum başlı başına bir İRONİ!
2004 yılında desteklemeye başlamışız!
2016 yılında taraf olmuşuz!
2021'de resmi olarak imza atmışız!
Ama bu geçen "9 yıl" zaman zarfında, hatta desteklemeye başladığımız 24 yıl içinde bu çerçevenin dışında bir sürü projeye imza atmışız devlet olarak!
Şimdi de diyoruz ki; bu projelerin hepsi ya iptal, ya dönüşecek!
Niye; İklim Değişikliği Sözleşmesi" öyle diyormuş!
E aklımız neredeydi 9 yıldır!? (24 yıldır)
Ona göre yapsaydık bari!
Daha kolay ve daha az sancılı olmazmıydı hepimiz adına?!
Tam bir İRONİ değil de ne?
Aklımızda iklimler gibi değişken herhalde!?
Neyseeee.....
Vardır bir bildikleri...(DEVLET BÜYÜKLERİMİZİN)
Demek ki Türk'ün aklı sonradan başına geliyor!
Haa bu arada unutuyordum az daha..
Yeni istihdam alanları da açılıyor bu sayede..
Konuyla ilgilenecek yetkili(!) kadroları..
Sertifika verecek devet kontrollü şirketler..
filann….
Son neyse ile….
BİZİM AKLIMIZ ERMEZ!
Bize düşen destek olmak!
Ya da perşembenin gelişini çarşambadan görerek dua etmek!
RABBİM SONUMUZU HAYREYLEYE! diyelim….
VESSELÂM....