Bir yolculuğa çıkmak için her şeyin tam olmasını beklemek, hiç yola çıkmamayı seçmekle eşdeğerdir. Oysa hayat, hazır olanı değil, cesaret edenleri ödüllendirir. İnsanlar çoğu zaman başlamaktan korkar; çünkü kafalarında her şeyin kusursuz işlemesi gerektiğine dair yanlış bir inanç yerleşmiştir. Ancak hiçbir büyük başarı, kusursuz bir başlangıçla doğmamıştır. Her hikâye, bir eksikle, bir bilinmezle, bir yetersizlik hissiyle başlar. Mesele, başlarken neye sahip olduğunuz değil, yolda neye dönüştüğünüzdür.
Kusursuzluk Beklemek Zaman Kaybıdır
Kusursuzluk hayali, insanın içini kemiren sessiz bir erteleme biçimidir. “Biraz daha hazırlanayım”, “Şartlar uygun değil”, “Şu eksik de tamamlansın” gibi bahaneler, aslında korkuların şık cümlelere bürünmüş halidir. Gerçek şu ki, hiçbir zaman her şey tam olmayacak. Ve bu çok normal. Çünkü yaşamak, eksiklerin içinde yol bulabilme sanatıdır. Eksiksiz bir dünya yok, ama eksikleriyle başa çıkmayı öğrenmiş insanlar var.
Başlamak, Başarmanın Yarısıdır
Başlayan kazanmaz belki, ama başlamayan kesinlikle kaybeder. Çünkü hiçbir başarı, sadece hayal kurmakla gelmez. Düşünmek değerlidir ama harekete geçmedikçe, fikirler sadece zihnin içinde birikir. İlk adım belki titrek, belki düzensiz olur ama attıkça denge kurulur. Koşmadan önce yürümeyi, yürümek içinse sadece bir adım atmayı bilmek gerekir. O adımı atmaktan korkmayan, yolun kendisine neler katacağını da zamanla görür.
Bugün, Başlamak İçin En Uygun Gün
Geçmişin keşkeleri ve geleceğin belirsizlikleri arasında en kıymetli an, içinde bulunduğumuz andır. Başlamak için mükemmel bir zamanı beklemek, güneşin gece doğmasını beklemek gibidir. Zamanla yarışılmaz; zamanla çalışılır. En iyi zaman diye bir şey yoktur, ama en doğru karar her zaman bugündür. Hangi noktada olursanız olun, nereden başlayacağınızı düşünmeyin; sadece başlayın.
İmkânlarla Değil, İrade ile Başlanır
İnsan, sahip olduklarıyla değil, inandıklarıyla yürür. Büyük hedeflere ulaşanların birçoğu en başta her şeye sahip değildi. Onların farkı, ellerindekine değil, içlerindeki inanca tutunmalarıydı. Eğer içten bir kararlılık varsa, yol kendiliğinden açılır. Gerekli bilgi, destek ve fırsatlar, ancak yola çıkanın karşısına çıkar. Yerinde duran, manzara izler; yürüyen ise ufku keşfeder.
Sonsöz olarak, mükemmellik ulaşılacak bir varış noktasıdır, başlangıç değil. İlk adımda kimse en iyi değildir. Ama en iyiler, bir zamanlar o ilk adımı atanlardır. Başlamak cesaret ister, ama asıl cesaret, başladığı yolda devam etmektir. Bu yüzden, durduğunuz yerden bir adım öne çıkın. Belki yol uzun, belki yük ağır; ama ilk adımı atmadan hiçbir yere varılamaz.
“Kusursuzluk, ilk adımın düşmanı; cesaret ise her adımın temelidir.”
N. KACAN
Necat KACAN
Eğitimci Araştırmacı Yazar