Necat Kacan

Tarih: 16.12.2024 09:06

İnsanlık Dışında Bir Vahşet: Sednaya Hapishanesi’nin Karanlık Gerçeklikleri

Facebook Twitter Linked-in

Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan Sednaya Hapishanesi, sadece bir cezaevi olmaktan öte, yıllarca ülkedeki en büyük işkence, kaybolmalar ve infazların merkezi haline gelmişti. Esat rejiminin, muhaliflerine yönelik gerçekleştirdiği zulmün simgesi olan bu hapishane, 8 Aralık 2024’te muhalif güçlerin Suriye şehirlerini ele geçirmesiyle, tüm dünyanın gözleri önünde bir kabusa dönüştü. Artık, o karanlık ve dehşet verici gerçekler gün yüzüne çıkıyordu. Cesetlerin hızarla doğranması, pres makineleriyle yok edilmesi gibi dehşet verici uygulamalar, Sednaya’nın korkunç geçmişini ortaya koyuyor.

Sednaya’nın Gizli Dehşeti: İşkenceler ve Zorla Kaybolmalar

Sednaya Hapishanesi, sadece fiziksel işkencelerle değil, aynı zamanda psikolojik baskılarla da ünlüdür. Cezaevinde tutulan yüzbinlerce muhalif, yalnızca rejime karşı durdukları için ağır bir bedel ödediler. İşkenceler, ölüm tehditleri, zorla kaybolmalar, hapislerin içindeki günler süren acılar, bu hapishanenin gerçek yüzünü oluşturuyor. Yıllar boyunca, dünya bu zulmü sadece duymakla yetindi, ancak hiçbir şekilde müdahale etmedi.

İşkence yapılan tutuklular, başlarına çuval geçirilmiş, elleri ve ayakları zincirlenmiş şekilde dar alanlarda tutuluyordu. Ancak Sednaya’nın vahşeti bununla da sınırlı değildi. Cezaevinin derinliklerinde gerçekleşen katliamlar, ölmeden önce yapılan işkenceler, gerçekten bir insanlık dramını gözler önüne seriyordu.

Cesetlerin Hızarla Doğranması ve Presle Yok Edilmesi: İnsanlık Dışı Bir Operasyon

Sednaya’nın karanlık geçmişindeki belki de en korkunç uygulama, tutukluların öldürülmesinin ardından cesetlerinin hızar makinelerinde doğranmasıydı. Cesetlerin bu şekilde yok edilmesi, rejimin insanları ortadan kaldırma konusundaki korkunç zekâsını gözler önüne seriyor. Hızar makineleri, yalnızca cesetleri fiziksel olarak yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda geriye hiçbir iz bırakmıyordu. Bu, aslında kaybolanların gerçek kimliklerinin hiçbir zaman bulunamayacağı anlamına geliyordu. Cesetlerin yok edilmesi sürecinde insanlık dışı bir soğukkanlılık var.

Bir diğer dehşet verici uygulama ise cesetlerin pres makineleriyle yok edilmesiydi. Rejim, tutukluların cesetlerini pres makinelerinden geçirerek bu korkunç uygulamayı bir adım daha ileri taşıdı. Bu işlem, sadece cesetleri yok etmekle kalmıyor, aynı zamanda olayların izlerini silme amacını da taşıyordu. Presle yok edilen cesetler, fiziksel olarak hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboluyordu. Bu, dünyadan gizlenmek istenen insanlık suçlarının boyutlarını gözler önüne seriyordu.

Dünyanın Sessizliği: Bu Vahşete Tepki Verilmeyen Bir İnsani Felaket

Sednaya’da yaşanan bu dehşet verici olaylar, dünya televizyonlarında canlı yayınlarla gözler önüne serildi. Fakat ne yazık ki, dünya toplumu bu vahşete yeterli tepkiyi gösteremedi. İnsanlık tarihindeki en korkunç olaylardan biri olan bu felakete, devletler yalnızca izleyici oldular. Oysa bu vahşet, sadece Suriye’deki bir iç savaşın parçası değildi. Bu, tüm insanlık adına bir utanç tablosuydu.

Herkes bu dehşet verici olayları izlerken, herhangi bir hükümetin bu insanlık dışı uygulamalara karşı aktif bir şekilde müdahale etmiyor olması, dünya politikasının çelişkili ve aciz yönlerini gözler önüne seriyor. Şiddet ve acımasızlık, sadece Suriye’nin sorunları değil, tüm dünya için bir insani krizdir. Sednaya’daki bu vahşet, modern dünyanın kara lekelerinden biri olarak tarihe geçecektir.

Bir Gelecek Mi? Suriye’nin Ve İnsanlığın Yeniden Yapılanma Süreci

Esat rejiminin yıkılmasının ardından, Sednaya’dan kurtulanların birçoğu dünya çapında seslerini duyurdu. Onların anlattığı hikâyeler, yalnızca Suriye’nin acılarını değil, aynı zamanda tüm insanlığın karşı karşıya olduğu korkunç insan hakları ihlallerini yansıtmaktadır. Bu olay, yalnızca Suriye’nin geleceği için değil, insanlığın geleceği için de bir dönüm noktası olabilir. İnsanlık, bu tür bir vahşeti bir daha yaşamamak için vicdanlı bir karar almak zorundadır.

Necat KACAN

Eğitimci Araştırmacı Yazar


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —