Sosyal medya üzerinden ürünlerini satış yapan depremzede kadınları düşündüğümde, ınstagramın kapatılma nedenleri üzerine biraz araştırma yaptım. Bana göre asıl sorun İsrail aleyhine yapılan yayınlardır.
Instagram’a uygulanan erişim engelinin nedeni katalog suçlarla ilgili falan gibi dursa da, asıl mesele META’nın Türkiye’den Filistin paylaşımlarına getirdiği sınırlamalardır. Hangi sebeple olursa olsun bir an evvel bu sorun giderilmelidir. Zira Instagram üzerinden alışveriş yapan birçok depremzede var. Onların billboardlara veya televizyon reklamına verecek bütçeleri yok. Ürünlerini pazarladıkları alan sosyal medyadır. Bu alan çok önemli. Özellikle dezavantajlı vatandaşlar ve üretken insanlar için sosyal medya ağları, bulunmaz bir fırsat.
Sosyal medya üzerinden paylaşılan bir ürün Türkiye’nin her yerinden ilgi görüyor. Üreticiler Instagram’daki geri dönüşlerden aldığıkları motivasyonla 1 yıl sonra belki de fiziki bir dükkan açma imkanına dahi sahip olabiliyorlar. Sorun küçük gibi dursa da aslında çok önemli.
İnsanlara duyuramadığımız, satamadığımız her ürünün depremzede veya dezavantajlı kadınları nasıl direk etkilediğini anlatmak istiyorum. Bakınız bu üretici kadınlar diyor ki, Instagram sayesinde kendi çektiğimiz fotoğraf ve videolarla ürünlerimizi anlatıp, Türkiye ve hatta dünyadaki birçok insana ulaşabiliyoruz. Şu an bu imkanı elimizden aldınız. Bize ulaşan onlarca üretici diyor ki, bizim ürettiğimiz ürünler mevsiminde katkı, koruyucu olmadan, geleneksel yöntemlerle üretilmiş gıdalar bunlar. Büyük alışveriş merkezlerinin raflarındaki gibi uzun ömürlü değiller. Şu an elimizdeki ürünleri satmazsak iki ay sonra çöp olabilir. Elimizdeki gıdayı taze taze anlatıp satma imkanını elimizden aldınız.
Deprem bölgesinden yazan üretici bir hanımefendi de şunları söylüyor: Bölgedeki üreticilerle dayanışma amacıyla birçok işletme gibi ben de toptan ürün aldım. Instagram aracılığıyla aldığımız ürünleri ne video ne fotoğraf paylaşamadığımız için ürünü anlatıp, satışını yapamıyoruz. Ne yapacağımızı şaşırıp kaldık. Misalleri çoğaltabiliriz. İş yerlerinin çevresinde günlük yemek yapanlar, evlerinden takı, kıyafet, aksesuar, sanat üretenler… Ve bu ürettikleri ürünleri sosyal medya üzerinden satmaya çalışan binlerce gariban vatandaş, Instagrama getirilen erişim yasağı yüzünden mağdur durumdalar. Ülkeler arası hukuki meseleyi vatandaş çok bilmez. Bunu kalkar demokratik mesele yapar ve sizi yasakçı ilan eder. Ak Parti yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele etme vaadiyle tek başına iktidar olmuş ve 22 yıldır da bu iktidarını sürdüren bir partidir. Ülkeyi idare edenlerin oturup deruni bir şekilde düşünmesi gerekiyor. Son bir kaç yıldır ülkemizde pahalılık etkin bir şekilde sürüyor. Bazılarının tuzu kuru. O yüzden Anadolu'daki insanın derdinden anlamazlar. Yoksulluk ne demek, bunu en iyi Ak Parti bilir. Yolsuzluk konusunda da AK Parti'nin bir şeyler yapması gerekiyor. Bir kişi 9 pulu götürürken, diğer taraftan 9 kişi bir pulla yetinmeye çalışıyor.
Yine başa döneyim. Türkiye’deki sosyal medya platformları, İsrail soykırımına en çok tepki veren alanlardır.
Bugün dağdaki çobanı dahi Gazze’deki soykırıma karşı bilgilendiren, boykot ürünlerini tanıtan en etkili mecralardan biri Instagramdır. Eminim şuanda İsrail’in siyonist soykırımcı yetkilileri 50 milyondan fazla insanın artık filtreye gereksinim duymadan Gazze’yle ilgili paylaşım yapamıyor olmasına seviniyordur. Yine Gazze'de soykırıma maruz kalan Filistinliler tüm platformları kullanarak enkazlardan fotoğraflar, videolar paylaşıp dünyanın ilgisini oraya yönlendirmeye ve diri tutmaya çalışıyorlar.
Dolayısıyla ülkemizde Instagram’a konulan bu erişim engeli kime zarar veriyor, ona bakmak gerekir. Ülkeler arası hukuki meselelerinin cezası vatandaşa kesilmemelidir. Erişimi engellemekten başka ceza, yol ve yöntemler bulunmalı.
Elif Lale Kırcaoglu