İPİN UCU
Her hangi bir konuyu değerlendirirken bilimsel ölçüleri bir kenara bırakıp aklımızın tabanındakileri, her hangi bir ölçüye vurmadan çalakalem çiziktirmenin adına ipin ucunu kaçırmak denir.
              Siyasal İslamcılarda ipin ucunu kaçırmak moda oldu. Duygu sömürüsü istismar aracına dönüştürüldü. Özellikle Suriye ve Filistin konularında. Sebep sonuç ilişkisi göz ardı ediliyor.  İstanbul’da yapılan son Filistin’e destek mitingi  buram, buram Mosad kokuyordu.
              Suriyeliler mutlaka geri gönderilmeli; ancak meyve olgunlaştırıldıktan sonra. Hedef topraklar iyice temizlendikten sonra. Zor kullanılarak geri gönderilen her Suriyeli potansiyel düşmanlarımıza dönüştürülebilir. Son olaylarda bunun örneğini gördük.
              Gelelim bizim Almancıklarımıza! Her Alman potansiyel Türk düşmanıdır. Küstahlık! Saçma sapan Almanlık gururu, kendilerinden başka herkesi küçük görme alışkanlığı, hesapta hata yapma sapkınlığı Almanların vazgeçilmez özelliğidir.
              Birinci dünya savaşında başımızı belaya soktular. Onların yüzünden yeniden devlet kurmak zorunda kaldık. İkinci dünya savaşında onlar yüzünden çok zorluklar çektik. Almanlar aynı zamanda nankördür. Kudüs’ü yitirdiğimize Alman kiliseleri zafer çanları çalmıştı.
              Şimdilerde Türk’ün sembolü olan Bozkurt’a kafayı taktılar. Hem de devlet düzeyinde! UEFA silah olarak kullanıldı. NTV de bir programda Alaman destekçisi bir yorumcuya göre sporcumuz özür dilerse bu iş bitermiş. Bizim Bozkurt sayesinde birçok Türk düşmanını tanıma fırsatı bulduk. Teşekkürler Alaman başbakanı !
              İçimizdeki modacılar; hala şunu öğrenememişler. Avrupalı katildir. Minderde veya sahada yenemediklerine türlü kahpelik düşünürler. Çok sayıda güreşçimizin kanı ellerinde! Güreş federasyonu ; Avrupalılarca şu veya bu şekilde öldürülen pehlivanlarımızı açıklarsa görevini yerine getirmiş olur.
              Dizi sektörü, güreşçilerimizin aziz hatırasına diziler çekse çok güzel olur. Söz konusu Avrupalı ise her türden belaya hazır olmak gerektir.
              Ortadoğu ateşine; bizleri, Kıbrıs üzerinden dahil etmek isteyeceklerini düşünüyorum. Tehlikeyi fırsata çevirirsek güzel olacağı kanaatindeyim. Belanın katmerlisi doğuda yatmaktadır. Doğumuzdaki fitnenin zamansız uyanmasına engel olunsa yeridir.
              Adamlar tarih boyunca yüzümüze güldüler! Düşmanlarımızın işlerini kolaylaştırdılar. Adamlar bıkmadı gitti. Yüzyıllardır böyle. Kafkaslarda, Irak ve Suriye’de karşımıza dikiliyorlar. Biz nerede isek orada karşımıza çıkıyorlar.
              İran, güçlü bir Türkiye asla istemez! Bu konuda İsevi dünya ile aynı görüştedir. İran’ın Kıbrıs üzerinden tezgahladığı oyunu ters yüz etsek herhalde kıyamet kopmaz. Çin seddine ulaşmamızın önündeki engel İran’dır.
              Türk dünyasında yeni bir fitnenin ateşini yakmalarına asla izin vermemeliyiz. Türk yurtları için ayrı önlemler almalı, özel yapılanmalara gitmeliyiz. Diğer bir deyişle “ipin ucunu kaçırmamalıyız.” İpin ucu her daim elimizde olmalıdır. Havada-Karada- Denizde her zaman her yerde!
              Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları; ipin ucunu kaçırmayan – dimdik ayakta duran- düşmanlarımıza misilleme yapan yiğitlerimizin üzerine olsun vesselam.
              LÜTFULLAH KALELİ