Karadeniz denince akla çoğu zaman dalgaların haşmeti, hırçın rüzgârlar ve dağlara inat yükselen yaylalar gelir. Ancak bir sır gibi saklanan, tarih boyunca pek dillendirilmeyen bir gerçek daha var: Karadeniz’in ortasında duran sessiz adalar. Bu yazının başrolünde ise Karadeniz’in tek doğal adası olan Giresun Adası var.
Bir Ada, Bin Yıllık Bir Sır
Giresun Adası, Giresun sahiline yaklaşık 1,5 kilometre uzaklıkta, yemyeşil bitki örtüsüyle denizin ortasında yükselir. Antik çağlardan bugüne kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu ada, yalnızca doğal güzelliğiyle değil, taşıdığı efsanelerle de büyüleyici bir karaktere sahip.
Rivayete göre, Amazon kadın savaşçılarının tapınakları burada kurulmuştur. Her yıl mayıs ayında düzenlenen Aksu Şenlikleri, binlerce yıldır süregelen bu geleneğin halktaki karşılığıdır. Adanın gizemli dokusu, onu sıradan bir doğa harikasından daha fazlası yapar: O, Karadeniz’in hafızasıdır.
Sessiz Tanık: Mitolojiden Günümüze
Giresun Adası'nın etrafında dolanan efsaneler, onu mitolojik anlatılarda da önemli bir yere koyar. Herkül’ün Altın Post’u aramak için çıktığı yolculukta uğradığı yerlerden biri olduğu söylenir. Kuşların bile bazen sessizliğe büründüğü bu ada, doğayla mitolojinin birbirine dokunduğu nadir yerlerden biridir.
Sessizlik Güzeldir, Ama Sonsuz Olmamalı
Bugün Giresun Adası ve Karadeniz'deki diğer küçük adacıklar, tarihin sessiz tanıkları olarak kaderine terk edilmiş durumda. Oysa bu adalar; ekoturizm, arkeolojik kazılar ve kültürel miras çalışmaları için büyük potansiyele sahip.
Ne yazık ki Karadeniz’in birçok değeri gibi, bu adalar da ya unutulmuş ya da gerektiği gibi korunamamıştır. Üstelik Karadeniz’de sadece Giresun Adası yok. Ordu açıklarında kayalık yapılar, Trabzon’un kıyılarında yitip giden isimsiz adacıklar da var. Haritalara geçmeyen bu adacıklar, belki de bölgenin gelecek yüzyıllar için gizli cevherleri.
Bir Davet: Kıyılardan Uzağa Bakın
Karadeniz kıyılarına yolunuz düştüğünde, sadece dağlara ve yaylalara değil, denize de bakın. Ufuk çizgisini gözlerken, belki bir ada silueti ilişir gözünüze. Belki de dalgaların örttüğü bir tarih parçası fısıldar kulağınıza:
“Ben buradayım, unutulmayı beklemiyorum.”
Giresun Adası, Karadeniz’in göğsünde sakladığı mücevherlerden sadece biri. Bu yazıyla birlikte umarım bu adalar, hem tarih hem de gelecek adına daha çok konuşulur, korunur ve tanıtılır. Zira Karadeniz sadece dalgalarıyla değil, sessiz adalarıyla da konuşur…