Fakir Yılmaz

Tarih: 05.06.2024 14:50

**KEŞKE YAŞANMASAYDI, YAŞANANLAR..

Facebook Twitter Linked-in

İ. Melihin oğlu başta olmak üzere insanları meydanlara çekmek için tahrik edici çıkışlar yapan MHP ortaklı AK Partili kadın milletvekilleri dahil, hepsinin toplanıp, dağda değil, ovada siyaset yapanları saldırdığı meclisteki görüntüleri izlerken helvacı hewallerin sızmış olduğu DEM başta olmak üzere herkesin bu karanlık oyunlara gelmemesi için dua edip, bu ülkede ısrarla kardeşçe yaşanabileceğini anlatmak için kendimce çağrı yapma ihtiyacı duyuyordum.


Ve yeni bir günlük yazısı moduna girmiş olan benim gibi moralsiz ve ağırlaşmış bilgisayarımı açmış, iç dünyamda yaşanan, yakan duygularla dolu yazımı yazmaya başlamak üzereyken TRT1’in Cnn Amerika’ya özenip, Amerika’nın Irak’a demokrasi getirme adına yaptığı operasyonlara benzer haberler yaptığını izliyordum..
Gelişen ve ekonomisi gün geçtikçe büyüyen Rusya’nın önüne geçmek ve zayıflatmak adına içine düşürüldüğü Ukrayna bataklığına benzer yeni bir oyunun oynandığını düşündüğüm Suriye’ye yönelik beşinci, altıncı kısacası sayısını sayamadığımız onca operasyon haberlerini karşıda bir ordu ve savaş varmışcasına veren aynı TRT’nin ülkenin 3. büyük partisinin meclis grup toplantılarını bile vermezken resmi dil ve anlayıştan çıkmadığından çokta izlenmeyen Kürtçe kanalına geçiyorum..
Ve asıl adı Barış Süreci olan ama Erdoğan'ın hayır ele değil, "Millî birlik ve kardeşlik projemiz bir hedeftir. Demokratik açılım süreciyle bu hedefe ulaşacağız.' bele diyerek önce adını değiştirdiği sonra da buzluğa kaldırdığı süreç gibi adı, "TRT KURDİ adını alan TRT ŞEŞ'e bakarken bu kanalda Dengbejlerin ağıtlarını duyuyor, takılıp bir süre bu kanalda duruyorum. 
Çünkü MHP ortaklı AK Partinin bu kez yaşanan ekonomik sıkıntılar dolaysıyla tepki almamak için ailece futbol, basketbol ve kuş sütü de olan kahvaltının olmadığı söylenen Kızılcahamam’da çıkarken kayyum ve Suriye'yi düşündüğünü anlıyor, yeni bir günlük yazımdan koparıyor ve hızla değişen, gelişen gündeme takıyordu.
Ve yaşadıklarım ve yaşanılanlar dolayısıyla içinde bulunduğum karamsar tablodan uzaklaşmak adına bir taraftan da Ortadoğu ve Afrika'da Rusya ile birlikte İran ile Türkiye'nin yanında yer aldığı söylenen Amerika'nın korkulu rüyası Çin menşeli Tik Tok’a göz atıp, gülümsemeye çalışırken telefonumun ekranına gelen ve sarı öküz meselesine benzettiğim kısa bir videoyu izliyordum..


Bu videoda anlatılanları izledikçe yine sanal ortamda takıldığım bir sohbet odasında konuk olan Ortadoğu ve dünya ülkeleri üzerinde çalışmaları olan önümüzdeki gün ve yıllarda yaşanacakları anlatan twitter sohbetini hatırlıyorum.
“Ortadoğu, Türkiye ve Demokrasi” başlıklı Twitter sohbetinde bulunan Akif hocayı dinlerken aşağıda anlatacağım ve sanırım siz okurlarımın da benim gibi Sarı Öküz meselesine benzeteceğiniz Fare-Kapan hikayesi gündemle ilgili çok anlamlı ve bir o kadar düşündürücü olan o hikaye şöyleydi;
Evinde fare olduğunu düşünen bir aile aldıkları fare kapanını evin bir odasına koyup gittiklerini gören fare, kapana kapılma korkusuyla önce evin tavuğuna gider: 
-Tavuk kardeş eve kapan getirdiler beni yakalamak için ne olur bana yardım et” der.
Tavuk cevap verir;
-Beni karıştırma git başkasından yardım iste.. der..
Tavuktan umduğunu bulamayan fare evin koyununa gider..
-Koyun kardeş eve kapan koydular beni yakalamak için, tavuğa gittim yardımcı olmadı gel sen bana yardımcı ol, şu kapan kapandığında sert tırnağına acı vermeyecek şekilde dokun beni tehlikeden kurtar.. der..
Koyun ise Tavuk gibi;
“Git başımdan beni bulaştırma” deyiverir..
Tavuk ve koyundan yardım alamayan fare bu kez evin öküzüne gider;
-Öküz kardeş sen büyüksün, güçlüsün gel sen bana yardım et.. der..
Ama tavuk ve koyundan aldığı cevabın aynısını öküzden de alır çaresiz ve aç şekilde yuvasına çekilir, kapanı uzaktan izleyerek yaşanacakları bekler..
Saatlerce kapanı izleyen fare açlıktan bayılmak üzereyken birden bir kızılca kıyamet kopar. 
Çünkü kapanı farenin geliş gidiş yoluna koyan evin hanımı “Yandım anam” diyerek yere düşer..
Sesi duyan kocası koşarak kapanın bulunduğu odaya gelir, karısı bacağından akan kanla birlikte yere uzanmış, baygın yatıyormuş..
Çünkü yanı başında kapanın ikiye böldüğü yılanı görünce karısının yılan sokmasıyla zehirlendiğini anlar. Farenin şaşkınlığı arasında yaşananlar üzerine karısını kucaklayan adam doktora koşar. Doktorun müdahalesiyle azda olsa kendisine gelen  kadın eve getirilir ama bir şartla;
O şartta kadın İyileşene kadar tavuk çorbası içmesi gerekir..
Karısını eve getirip, farenin bulunduğu odanın sekisine yatıran adam ilk iş olarak fareye yardımcı olmayan tavuğu tutar ve keser. 
Ve yılanın zehirlediği karısına tavuk çorbasını içirir..
Bu arada olayı duyan dost akrabalar geçmiş olsuna eve doluşur.. 


Ev sahibi adam uzaktan yakından gelen dost, aktabaları doyurmak için bu kez koyuna döner ve farenin gözü önünden koyunu da keser…
Yaşananları yuvasında şaşkın halde izleyen ama bu arada yılanın dokunup, kapattığı kapandaki yemeği yiyen ve tavuk ile koyundan artan kırıntılarla karnını iyice doyuran fare bu kez ağlama ve TRT Kurdi'deki Dengbejlerin ağıt seslerine benzer seslerle kendine gelir. Evde kopan kıyameti kulaklarını dikerek anlamaya çalışan Fare bu kez elinde bıçaklı ev sahibince gözleri bağlanmış, ahırdan dışarıya çekilmeye çalışılan öküzü görür.. Çünkü Yılan'ın zehirlediği evin kadını iyileşememiş oracıkta ölmüştür..
Ve bu kez cenaze için yaslı eve gelen gidenler artınca öküzün sonu da tavuk ve koyun gibi kesilmek olur..
Ve yaşananları izleyen Fare keşke kendi kendine mırıldar 'Ah bana yardımcı olsaydınız da bugün hepiniz yaşıyor olsaydınız..' der..
Tabi Tavuktan, Koyun ve Öküzden arta kalanları da yemeye devam eder..
İşte Sarı Öküz ve Fare hikayesine benzer bir durum mu yaşıyoruz bilmem ama şu an yaşananların önümüzdeki bayram sonrası yaşanacaklarını hiçte iyi olmadığını, olmayacağını ve başta erken seçimin şart olduğunu hatırlayan CHP olmak üzere muhalefetin sarı öküz hikayesini bir kez daha okunması gerektiğini gösterir gibiydi..

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —