Bugün, 15 Ocak 2025 Çarşamba
Türk atasözleri, yüzyılların tecrübesini birkaç kelimeye sığdıran güçlü anlatım araçlarıdır. Bu sözlerden biri, “Köpek bok yemekten vazgeçmez,” toplumun belli bir kesimindeki ısrarcı yanlışları tarif etmekte oldukça yerindedir. Bu atasözü, ne kadar çabalarsanız çabalayın, birilerinin huyundan, alışkanlıklarından veya kötü niyetinden vazgeçmeyeceğini anlatır.
Son yıllarda Türkiye, çözüm süreci adı altında iki önemli girişime tanıklık etti. İlki 2009’da açılım süreci olarak başlayıp 2011-2015 arasında çözüm sürecine evrilen dönem; diğeri ise yakın zamanda adım atıldığı iddia edilen yeni süreç. Her iki süreç de toplumun bir kesiminde umut, diğer kesiminde şüphe ve endişe yarattı. Ancak ne yazık ki bu süreçlerin sonucunda görüldü ki, terör örgütleriyle yapılan müzakereler, ne yazık ki onların asıl niyetini değiştirmiyor.
PKK gibi terör örgütleri, varlıklarını sürdürmek için kan ve kaostan beslenir. Tüm bu süreçlerde verilen tavizler, yapılan reformlar ve sunulan iyi niyet karşılıksız kaldı. Şehirlerin altı bombalarla dolduruldu, hendekler kazıldı, Türk milletinin sabrı bir kez daha sınandı. Yıllarca “barış” ve “çözüm” adı altında terör örgütüne zaman kazandırılırken, devletin dirayeti ve milletin güvenliği hiçe sayıldı. Sonuçta ne mi oldu? Köpek bok yemekten vazgeçmedi.
Bu atasözü, sadece terör örgütleri için değil, onlara siyasi zemin hazırlayanlar için de geçerlidir. Dün çözüm sürecine alkış tutanlar, bugün aynı terör örgütünün siyasi uzantılarıyla omuz omuza yürüyor. Dün barış güvercini rolüne bürünenler, bugün terör propagandasını meşrulaştırmanın yollarını arıyor. Bu döngü, milletin sabrını zorlarken, devletin bu hatalara bir daha düşmemesi gerektiğini gösteriyor.
Türk milleti şunu unutmamalıdır: Terörle mücadelede gevşemek, taviz vermek ya da masa kurmak çözüm değildir. Atasözümüzün işaret ettiği gibi, kötü niyetlilerin niyetini değiştirmek mümkün değildir. Onları durduracak olan şey, milletin birliği, devletin kararlılığı ve adaletin keskin kılıcıdır.
Bu nedenle, geçmişten ders alarak ilerlemek zorundayız. Milletin iradesine, huzuruna ve toprak bütünlüğüne kastedenlere karşı kesin ve net bir duruş sergilemek, geleceğin teminatıdır. Aksi halde, aynı hataları tekrarlayarak, “köpeğin bok yemesini” seyretmekten başka bir sonuç elde edemeyiz.
Kadir Uğur Yılmaz
