Madımak Katliamını Unutmadık,
Unutturmayacağız! Madımak, SivasKatliamı, 2Temmuz, UnutmadıkUnutturmayacağız, Sivas93.
32 yıl önce Sivas’ta çağımızın en büyük vahşeti yaşandı. Cumhuriyet şehri Sivas’ta yaşanan bu vahşetin unutulması mümkün olabilir mi?
Sivas’ta adeta insanlık, devlet gözetiminde, ortaçağ karanlığında kalmış ilkel insanlarca yok edildi! Sivas'ta 32 yıl önce Madımak Oteli'nde işlenen bu insanlık suçu, aradan geçen bunca yıla rağmen vicdanlarda kanamaya devam ediyor.
2 Temmuz 1993 tarihinde, Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında yaşanan bu korkunç katliamda, çoğunluğu Alevi yurttaşlardan oluşan 33 aydın, yazar, ozan ve düşünür ile 2 otel çalışanı vahşice yakılarak katledildi.
2 Temmuz 2025 tarihinde katliamın 32. yıl dönümünde, yüz binler yine bu insanlık dışı suçu işleyenleri lanetleyecek ve Madımak Oteli önüne siyah çelenk bırakarak katliamı kınayacak. Sivas'ta Neler Yaşandı?
2 Temmuz 1993'te, Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında, gerici ve faşist bir güruh, Madımak Oteli'nin önünde toplanarak oteli ateşe verdi. Bu vahşi saldırı sonucunda 33 aydın ve 2 otel görevlisi, otelde çıkan yangın ve dumandan boğularak hayatını kaybetti.
Bu çağ dışı katliam, Maraş ve Çorum'da 1978'li yıllarda yaşanan katliamlardan farksızdı. Yüzlerce aydın, çağdaş Alevi yurttaş, hamile kadınlar dahil olmak üzere vahşice katledilmişti.
Bu tür katliamların arkasında, din ve milliyetçilik adı altında ayrımcılık yapan, devletin olanaklarını kullanan faşist zihniyet vardı. Tıpkı bugün sınır komşularımızda IŞİD, El Nusra ve El Kaide gibi örgütlerin yaptığı gibi, 1993'te de ülkemizde "sözde İslam" adına katliam yapılmıştı.
Aydınların Mücadelesi ve Katliamın Hedefleri Katliamda hayatını kaybeden aydınların ortak noktası, laik, çağdaş ve demokratik bir Türkiye ideali için mücadele etmeleriydi.
Onlar, Pir Sultan Abdal'ın "dönen dönsün ben dönmezem yolumdan" diyerek darağacına yürüyen ruhunu taşıyorlardı. Pir Sultan Abdal'ı anmak için Sivas'a gelen bu insanlar, dil, din ve ırk gözetmeksizin insanlığa ışık olacak bir düzenin peşindeydi.
Ne yazık ki, bu vahşet, devletin gözü önünde, hatta devletin kamu imkânları kullanılarak işlenmiştir. #Katliam, egemen güçlerin yardımıyla gerçekleşmiş ve sözde savundukları İslam dinine bile sığmayacak kadar vahşiceydi.
Hukuk Mücadelesi ve #Adaletsizlik Sivas Katliamı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın güvencesi altında yaşayan aydın yurttaşların katledilmesine rağmen, dava süreci de adaletsizliklerle dolu olmuştur. 1993'te işlenen bu suç, zaman aşımı, ceza indirimleri ve af gibi uygulamalarla cezasız bırakılmaya çalışılmıştır.
Son olarak, katliamın sanıklarından Hayrettin Gül'ün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "sürekli hastalık" gerekçesiyle affedilmesi, bu adaletsizliğin en somut kanıtıdır.
2000 yılında idam cezasına çarptırılan, daha sonra cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilen bir katilin affedilmesi, toplumun vicdanında derin bir yara açmıştır. Bu durum, katliamın arkasındaki zihniyetin bugün bile güç bulabildiğini göstermektedir. Katliamların Unutulmaması Gereği Sivas Katliamı ne ilkti ne de son oldu.
Son 50 yılda ülkemizde Maraş, Çorum, Malatya ve Gazi gibi yerlerde benzer katliamlar yaşanmıştır. Bu katliamlar, laiklik ve çağdaş yaşamdan ödün vermeyen aydın Alevi halkını hedef almıştır. Toplum olarak dünde ve bugünde işlenen bu insanlık suçlarını unutan ve hesap sormayan bir yapıya sahibiz. 12 Eylül'ün dayattığı şeriatçı asimilasyona karşı direnememiş olmamız, bu tür katliamların önünü açmıştır.
Sonuç
Sivas, Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı bir şehirdir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerini savunan aydınlar, bu şehirde canlı canlı yakılmıştır.
Bu katliam, sadece 35 canın yitirilmesi değil, aynı zamanda laiklik ve demokrasiye karşı işlenmiş bir suçtur. Emperyalist güçlerin "ılımlı İslam" adı altında bölgemizde uyguladığı politikalar, Sivas'ta yaşananların güncel yansımalarıdır.
Bu saldırılara karşı durmanın yolu, halkların kardeşliğini tesis etmek ve toplumsal mutabakatı sağlamaktır. Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamları, tarihimizde kara bir leke olarak kalmaya devam edecektir. Katledenler ve katledilenler arasındaki fark, sadece inanç değil, aynı zamanda çağdaşlık ve gericilik arasındaki farktır.
Ali Berham ŞAHBUDAK
Cumhuriyetçi Aydınlanma
Partisi Kurucu Genel Başkanı
" 32 yıl önce Sivas’ta çağımızın en büyük vahşeti yaşandı. Cumhuriyet şehri Sivas’ta yaşanan bu vahşetin unutulması mümkün olabilir mi? Sivas’ta adeta insanlık, devlet gözetiminde, ortaçağ karanlığında kalmış ilkel insanlarca yok edildi!"
#Madımak, #SivasKatliamı, #2Temmuz, #UnutmadıkUnutturmayacağız, #Sivas93.