Meclisimizden bir yasa geçti…

Birileri tarafından bir köpeğe gösterilen gündem coşkusu ve hatta ilgisi, aylardır Gazze için gösterilmedi bu ülkede. 

Zamanın birisinde sözde birkaç ağaç için yaygara koparanların olduğu günlerdeki gibiyiz.

Sözde sanatçıların, rol kokan ve maaşlı eleman olduklarını ispat edercesine ayyuka çıkmış mide bulandıran görüntülerinin olduğu zamanlar gibi…

Gazze’de çocuklar öldürülürken bizim üniversitelerimizden bazılarında, hani o ilim yuvası olan yerlerimiz var ya, oralardan ses dahi çıkmadı bunu hepimiz biliyoruz. Oysa işin rengi veya boyutu ideolojiye aksettiğinde başımıza aslan kesilmeleri ise görevlendirmenin başka bir boyutu olarak aynamıza halen daha yansıyor.

Ama işin tek bir gerçeği var ve ne yazıktır ki, Gazze’de çocuklar katledilmeye devam ediyor. Ve o katiller sözde dünyaya huzur getirdiğini ilan eden bir ülkenin meclisinde ayakta alkışlanarak karşılanıyor.

Bizim dünyanın tarihini yazmış meclisimizin gündeminde de, ülkemizde terör estiren köpekler var. 

Zaten başımıza ne geldi ise perde arkasındaki birilerinin zehirli veya ilaçlı yemlerini yedirdikleri ve içimizde bizimle beraber yaşayan ve üzerimize saldıkları köpekleri sayesinde geldi. 

Ha iki ayaklı, ha dört; ne fark eder ki köpek köpektir… 

Yarın bir gün mutlaka öldüğümüzde, inanlar için söylüyorum; Mahkeme-i Kübra’da hâkimlerin hâkimine ne diyeceğiz merak edeniniz oldu mu hiç? 

Gazze katliamına bir şekilde şahit olan gözlere bunun hesabı sorulduğunda ne cevap çıkacak inanın çok merak ediyorum. 

Merak ediyorum, çünkü benim de niyetim kopya çekmek olacak!

Benim cevabım yok ve yaşadığım saçma sapan bir zihniyet yüzünden “elhamdülillah müslümanım” demeye inanç noktamdaki acizliğimden dolayı sıkılır oldum. 

Bir yandan Gazze’ye karşı yürütülen katliam noktasında yüksek sesle buğzederken, diğer yandan sözüm ona bahse konu ülkenin mallarının satıldığı her köşe başındaki mağazalardan alış veriş yaparak karnımızı doyuruyoruz. 

Hem de buna kamunun eliyle kurulmuş olan mağazalarda dâhilken… 

Hep demişimdir; samimi değiliz diye.

Ama biliyor musunuz?

Hâkimlerin hâkimi olan kâinatın tek sahibi; bizim bu saçma sapan ve yapmacık samimiyetsizliğimize inanmıyor. 

Gazze’de çocuklar aç iken, kendi paramızla alınmış mermilerle, bombalarla imha edilirken bizler burada birkaç köpeğin derdine düşmüşüz.

Siz hiç gerçekten bir köpeğin saldırısına uğradınız mı?

Çocuğu veya bir yakını köpekler tarafından parçalanan birisinin yanında bulundunuz mu?

Veya kendi öz çocuğunuzu, ağzından salyalar akan bir köpek sürüsünün önüne atacak kadar samimiyim ve delikanlıyım ve harbiyim diyeniniz var mı? 

Allah aşkına var mı?

Var ise aklından şüphe duyarım, yok ise bu yaygara ne peki?

Dünyanın çivisi sizin gibi samimiyetsiz ve güdümlü olanlar yüzünden çıktı ve birileri ise denge bozulmasın diye yerine çakmaya çalışıyor.

Ama nerdeee!

İnsanlık onurunu, insanca yaşamayı, sırf kendi menfaatleri doğrultusunda kazanca çevirmek maksadıyla ayaklar altına aldıklarını kutlamak için kullandıkları köpeklerin sözde savunuculuğunu yapmaya, sözde hayvan haklarının savunuculuğunu kutlamaya balık yemeye gidenler varken bu mümkün mü?

Samimi değilsiniz derken işte bu noktadan bahsediyorum.

Eğer ki sabah akşam hıyar yemiyor iseniz;

Daha eti kavrama noktasına yeni gelmiş kuzu etinden yapılan cağı yerken, koyun etinden yapılan mangala kömür atarken, inek etinden yapılan haşlamaya ekmek banarken, paça çorbası içerken, portakallı bilmem ne ördeğini fırına verirken, tuz fırınında tam tavuğu kızartırken,  hatta ve hatta kahvaltıda yumurta yerken iki veya dört ayaklı fark etmez köpek haklarını savunmak ve devlete kafa atmak sizce ne kadar samimi bir davranış ki?

İnsan gibi yaşamamıza engel olan her türlü asalağa karşı devletten koruma beklemek biz insanların hakkıdır vesselam…

Biraz geç oldu ama sonunda hiç olmazsa birilerinin yeri belli oldu diye düşünüyorum. En azından ileri dönemlerde eksiklikleri ve tamamlamaları yapılır diye düşünüyorum.

Kimsenin hakkını kimseye ilaçlı veya zehirli yem olarak yedirmeden.

Bu arada hayvan haklarını gerçek manada merak eden var ise İslamiyetin bu konudaki hükümlerini gözden geçirsin. 

Gerçek hayvan haklarını o hayvanlara can veren, rızık veren zaten belirlemiş. Biz buna uyalım yeter.