Bazı insanlar doyar ama utanmaz.
Bazıları memleketin sırtında yükselir ama sonra o sırtı hançerler.
Ekmeği beraber yedik, suyunu beraber içtik; ama tok kalınca unuttular kimle aç kaldıklarını.
Çünkü nankörlük, sadece bir ahlak yoksunluğu değil, bir karakter çökmesidir.
Bu Topraklardan Beslenip Bu Topraklara Kızanlar
Kimse mükemmel değil, biliyoruz. Ama kötülük bazı insanlarda sırıtmaz artık, çünkü yüzleri alışmış hainliğe.
Bu memleketten nemalanan, halkın parasıyla okuyan, büyüyen, koltuklara oturanlar; sonra çıkarı bitince döner, “Bu memleket beni hiç anlamadı” der.
Yahu senin yediğin içtiğin, aldığın maaş, taktığın rozet, hepsi bu milletin vergisiyle alındı.
Ne çabuk unuttun?
Fırsat Varken Vatansever, İş Bitti mi Vefasız
Vatanseverlikleri makam süresince geçerli olanlar var.
Koltuğu aldığı gün “millet için” diyen, koltuğu bırakınca “millet bana düşman” diyenler...
Oysa gerçek vatanseverlik, görevliyken değil, iş bitince belli olur.
Köydeki teyzenin yaptığı turşudan, sınırda bekleyen askerin nöbetinden utanmadan; kalkıp “ben bu halkı sevmiyorum” diyebilenler türedi.
Sevme zaten. Halk da seni artık tanıyor.
Doyunca Gidenler, Açken Gelir Gibi Yapanlar
Bir de öyleleri var ki...
Memlekette açken “vatan millet” der, biraz paraya kavuşunca bavulunu hazırlar.
Kendine yatırım yapar, ülkeye değil.
Dili dışarıya döner, yüzü döner, pasaportu döner.
Ama hâlâ memleketteki ünvanı kullanır, arkasına “Dadaş” kelimesini ekleyip dünyaya ahkâm keser.
Sen kimsin?
Ne verdin bu toprağa?
Hangi mezar taşını silip dua ettin bu topraklarda?
Hangi sokakta ayakkabın çamura bulaştı?
Hiçbirini yapmadın.
Ama en çok sen konuştun.

Hainlik Silahla Olmaz, Bazen Satır Arasına Saklanır
Bazıları zannediyor ki hainlik sadece silah tutmakla olur.
Oysa asıl hainlik daha sinsidir:
— Kendi ülkesini aşağılayarak alkış toplamak,
— Kriz zamanında halkı kışkırtmak,
— Dış mihrakların tezlerine “evet” demek,
— Memleketin kanayan yarasını reklam yapıp kariyer kazanmak.
Bir memleketi sevmek, her şeyine tapmak değil; ama her fırsatta üzerine basmak da değildir.
Kaldı ki bazıları eleştiri değil, linç peşinde.
Çünkü menfaatleri zedelendi.
Biz Nankörlüğü Affetmeyiz
Bu halk unutabilir ama affetmez.
Zor gününde yanında olmayanı, tokken arkasını döneni, darbe vurduğunu affetmez.
Aynı sofrada oturup sonra sofraya tüküreni affetmez.
Gölgesinde serinlediği ağacı keseni affetmez.
Evet, eksiklerimiz var.
Hatalarımız, sorunlarımız, aksayan yönlerimiz çok.
Ama bu bizim toprağımız.
Biz bu toprağa küfrederken bile onun iyiliğini isteriz.
Sende bu yoksa, o zaman bizden biri hiç olmadın.
Her dönemde olur böyleleri.
Sahte müttefikler, menfaat dostları, kiralık yurtseverler...
Ama günün sonunda tarih şunu yazar:
“Yedi, doymadı.
Yürüdü, dönmedi.
Sustu, satıldı.”
Ve bu halk, bir şekilde yoluna devam eder.
Ama o yolun kenarında unutulan isimler olur.
Çünkü gerçek vatansever unutulmaz,
Hain ise hatırlanmak bile istemez.