Aşk Tanrısı olarak da bilinen Afrodit, Roma, Venedik, Osmanlı ve İngilizlerin yeniden doğduğu cennet ada Kıbrıs.
Kıbrıs; Akdeniz’in gerdanında bir inci gibi göz kamaştırıyor. Türkiye ye sadece 80 kilometre uzaklıkta. Adanın yüzölçümü 21 bin kilometre yani Türkiye’nin Konya ili büyüklüğünde. 
Bütün geçiş noktalarının kesiştiği yer olan Kıbrıs adasıdır. Ortadoğu, Basra körfezi, Suveyş kanalına kadar Akdeniz’in  trafik kontrolü Kıbrıs tan yapılır. Kıbrıs adasına sahip olan Akdeniz’e sahip olur.
Milli dava Kıbrıs nasıl bu hale getirildi. Haritada Kıbrıs’ın yerini gösteremeyecek insanlar Kıbrıslı Türkleri hakkında had sizce açıklamalar yapar hale geldi. Kıbrıslı Türklerin verdikleri mücadeleden habersiz şahsiyetlerin Kıbrıs Türkleri hakkında konuşma hakları da yoktur.
Kuzey Kıbrıs’ı cüzdanlarını doldurmak uğruna kara para, uyuşturucu, kumar cenneti yapanların ortalığa belgelerin yayıldığı şu günlerde, Kıbrıs Türk’ünün haklı isyanını farklı yönlere çekmeye çalışılmaktadır. Yapılan çirkin açıklamalar her onurlu Kıbrıs Türk’ünün kanına dokunmaktadır. Kıbrıs da dönen dolapların haddi hesabı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devlet yönetiminin üst düzey temsilcilerinin adının bu kirli pazarlıklarda geçmesi kabul edile bilir bir durum değildir. Yönetimdekilerin gaflet hatta hıyanet içinde bulunmaları hepimizi derinden etkilemiştir. Milli davadan cüzdan davasına döndürülen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı sırtından vurulmuştur. 
Kıbrıs ta yandaş yasalar yürürlüğe girmiştir. Kıbrıs Türk’ü yarınlarından umudunu kesmiştir. 
Kıbrıs’ı bataklığa çekenler elbette buranın tanınmasını da istemezler. Küçük bir yaşam alanına sıkıştırılmış Kıbrıslı Türklerin boynundaki ilmek her geçen gün daha da sıkılmaktadır. Kendi öz vatanların da bilinçli  olarak azınlık durumuna getirilmiştir. Yine sistematik olarak üretimden kopartılmıştır. Kıbrıslı Türklere sus payı olarak da dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir uygulama ile kamu çalışanı yapılmıştır. Bu durumda en çok siyasi partilerin işine yaramıştır. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yönetimi hiçbir milli duruşu yoktur. Bunun en basit örneği tekstil alanında yaşanmıştır. Kuzey Kıbrıs da üretilen tekstil ürünleri Rumların şikayeti üzerine mahkemelik olmuş fakat İngiltere’nin ikazlarına rağmen Kuzey Kıbrıs yönetimi bir avukat bile göndermemiş ve dava kaybedilmiştir. Keza o malum ‘’yanlışlıkla’’ atılan imza ile de geriye dönüşü olmayan bir yola girilmiştir. 
Kıbrıs Türk’ü bir labirentin içine mahkum edilmiştir. Özellikle son yirmi yıl içinde izlenen yol, kirli işlerin merkezi konumundadır. Bu durum herkes tarafından bilinmektedir. Öz vatanlarında çaresiz bırakılan bir Kıbrıs Türk halkı vardır. Varlığı herkes tarafından bilinen fakat bir o kadar da yok sayılan bir halkın çığlıkları  Akdeniz’in sularında yankılanıyor.
1974 Sonrası Kıbrıs’a gelişi güzel yerleştirilen göçmenler!.. K.K.T.C. yönetiminin ganimet sevdası ve devlet yönetiminde ki tecrübesizlikleri!..  Türkiye yönetiminin her yıl değişen Kıbrıs politikası!.. K.K.T.C  kara para, kumar, fuhuş, uyuşturucu çıkmazına getirilmesi!.. Kıbrıs Türk’üne verilen hiçbir sözün tutulmaması!.. 
Türkiye de bölgeler arasında bile kültür farkı olduğu gerçeği Kıbrıs ta görmezden gelinmiştir. Kıbrıslı Türklere besleme gözüyle bakmak asırlardır Kıbrıs adasında Türk kimliğini koruyan Kıbrıslı Türklere ihanettir.
Kıbrıs adasında hızla erimekte olan bir Kıbrıslı Türk nüfusu bulunmaktadır. Sadece Türkiye den değil dünyanın her yerinden binlerce insanın akın ettiği ve hala gelmeye devam ettiği küçük bir ada artık bu yükü kaldıramıyor.  Kıbrıs’a göç edenler bu kültüre ayak uydurmak yerine kendi yaşayış ve kültürlerine de buraya taşımıştır. Kıbrıs Türk’ü kendi içinde özünü kaybetme noktasındadır. Kim nasıl görmek isterse istesin bu yadsınamaz bir gerçek, bir o kadar da acıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yönetimi beceriksiz ve aciz kalmıştır. Hiçbir proje üretemediği gibi üretmek konusunda da bir çaba göstermemektedir. Genel seçimler de Türkiye den yapılan müdahaleler ve sonuç olarak Kıbrıs Türk’ü çaresiz, umudunu yitirmiş ve kendi öz yurtlarında öksüz kalmıştır. Asırlardır Türk kimliğini bu ada da yaşatmaya çalışan onurlu Kıbrıs Türk’üne yapılan bu haksızlık elbette kabul edilemez. En acımasızı da bu olsa gerek. RUMCU….
Bazı yöneticilerin Kıbrıs Türk halkına aba altından sopa göstermesi ve olayların farklı bir boyuta getirilmeye çalışılması kimin işine yarıyor. Kıbrıs üzerinden oynanan oyunun kazananı kesinlikle Kıbrıs Türk’ü olmayacağı aşikardır. Türkiye den yapılan yorumlar akıl alır gibi değildir. Bilinmelidir ki bu yanlış tutum ve söylemler Türk ten başka her kesimin ekmeğine yağ sürmektedir. Yoksa bilerek ve isteyerek mi bu yara kaşınmaktadır.
Adanın gerçek sahiplerini yok saymak!...
Çözümsüzlük çözüm ilkesi mi?
Şimdi soruyorum size kim RUMCU? 
Kıbrıs adası toprağı ve asil Kıbrıs Türk’ü ile Türkiye’nin şah damarıdır. 
Serpil TEKİN