Gökalp Şentürk

Tarih: 01.10.2024 10:06

Milli Duruş ve Türklük Bilinci Üzerine

Facebook Twitter Linked-in

Türk Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Milli Duruşun ilk örneği Ötüken Türk Alfabeleri yani Orhun Abideleridir. İkincisi ise Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ve Nutuktur. Milli Duruşun tüm bilgileri Türk Milletinin özüne, örf ve adetlerine uygun şekil almıştır. Bu bilgiler asla ithal edilmemiş bilgilerdir. Genetiğe birebir işlenmiştir.

Atatürk ''Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' ya da ''Ne Mutlu Türk'üm Diyene'' derken Milli Duruşumuzun özünü anlatmaktadır.

Atatürk, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Türk Milletinin nereden geldiği ile ilgili olarak yaptığı araştırmalar 1930'lı yılların başında yoğunlaştı. 1931'de ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti'nin kuruluşuna ön ayak oldu ve adı daha sonra Türk Tarih Kurumu olarak değişti. Kurumun yaklaşık bir yıl sonra gerçekleştirilen ilk genel kurulunda Türk Tarih Tezi Kabul edildi. Tez iki ana hattan oluşuyordu; Türk uygarlığı tarihin en eski uygarlıklarından biridir ve bu uygarlığın kökeni Orta Asya'dır.

Bu çalışmaların eksik olduğunu düşünen Mustafa Kemal Atatürk, Türk Dil Kurumu'nu kurdurarak, ulusçuluğun başlıca ögelerinden olan dil konusunda da derin bir çalışma başlattı. Onun Türk Tarih Kurumu'nda yaptığı konuşmada yer alan “Güneş” yaklaşımı sonradan tanışacağı 'Türklerin Ana Vatanı Mu Kıtası' tezi ile doğrudan alakalıydı. Orta Asya Uygarlıklarının kökeni Türk Tarih Tezi'nde Türklerin kökeninin Orta Asya olduğunu resmi olarak dile getirildi fakat Orta Asya uygarlıklarının kökü neredeydi? Mustafa Kemal Atatürk, bu soruya cevap olacak bir ipucuna ulaştı. İlkel diller uzmanı, asker-tarihçi ve diplomat Tahsin Mayatepek'in sunduğu ön raporda Maya uygarlığının dil ve kültürü Anadolu ve Orta Asya kültürleri ile çok benziyordu.

Mayatepek, süreci inceleyip Atatürk'e raporlar iletmesi için 1935'te Meksika'ya maslahatgüzar (genellikle çeşitli sebeplerden büyükelçi atanmayan veya atanamayan bir ülkeyle diplomatik ilişkileri yürütmek üzere görevlendirilen veya misyon şefinin yokluğunda ona vekalet eden diplomattır.) olarak atandı.

Atatürk'ün özellikle altını çizdiği ve notlar aldığı bölümler insanlığın yaratılışı, 64 milyon nüfuslu bir kıtanın batışı, kıtadan göçler özellikle Orta Asya ve Türkler ile ilgiliydi.

Mayatepek'in 29 Şubat 1936 tarihli 7. raporu şaşırtıcı bilgilerle başlıyordu. Mayatepek, ''Eski Türklerin ilk vatan ve kökenleri şimdiye kadar bildiğimiz Orta Asya olmayıp, Pasifik Denizi'nde 200 bin sene mevcudiyetten sonra batmış olan Mu kıtası olduğu ve Orta Asya'ya, Mezopotamya'ya, Mısır'a Mu kıtasından binlerce sene önce gelip Mu'daki yüksek kültür ve medeniyetlerini, dil ve dinlerini yaydıkları anlaşılıyor.'' diyerek Türklerin Anavatanı hakkında yeni boyutlar getirdi. Genetik alanlardaki başka çalışmalara göre de; Etrüsk mezarlarında yapılan çalışmalarda DNA analizleri büyük oranda Türklerle uyumlu sonuçlar vermektedir. Bu sonuçlar ile birlikte Türklerin Anadolu’ya 1071 tarihinde girdiği tezi de çürümüş oluyor. Biz Anadolu'da binlerce yıldır vardık ve buraya vazifeli bir ulus olarak geldik. Anadolu ve Türk insanı görevinin bilincindedir. Anadolu yüce bir vazifenin noktası, ulaşılacak olan en üst seviyeyi temsil edecek niteliklerle donatılmak üzere, yüzyıllardan beri hazırlanmaktadır. Türk'e tarihini unutturmaya çalışanlar her zaman yenilgiye uğrayacaktır, çünkü Atatürk'ün de dediği gibi

“Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”

Gerçek tarihinin peşinde okuyan, araştıran, vatanına, milletine, devletine hizmet eden, kendini Türkiye Cumhuriyet'ine adamış herkese saygılarımla.

Gökalp Şentürk


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —