Göz göre göre, bile isteye yapılan hatalara karşı insanın sabrının tükenmesi ne kadar insani bir duygudur, değil mi? Kendini Türk milliyetçisi, Atatürkçü diye tanımlayan, vatan ve millet sevgisini dilinden düşürmeyen insanların, lider diye gördükleri kişilerin peşinden sorgusuz sualsiz gitmesi, bu hatalara işaret edenlere de ithamda bulunması, elbette insanı derinden yaralar. Hele ki bu ithamlar, milliyetçiliğin ve Atatürkçülüğün ruhuna aykırı bir şekilde gerçekleştiğinde, kalpte açılan yara daha da büyür.
Bazen düşünüyor insan, “Acaba mücadele etmeye değer mi?” diye. Kendi milletine faydalı olmak için harcadığın enerjiyi, bir duvarla konuşuyormuş gibi hissettiğinde, yılgınlık adım adım yaklaşıyor. Ama işte tam o noktada, rüyalarımızda bile bizi uyaran şehitlerimiz, gazilerimiz çıkıyor karşımıza. Kopmuş elleriyle, şarapnel izleriyle, bir vatan toprağına düşerken ettikleri o son duayı hatırlatıyorlar bize: “Vazgeçmek yok!”
Gece rüyamda kopmuş bir şehit eline sarıldım. O el, bu millet için sıkılmış bir yumruktu, düşman karşısında geri adım atmayan bir cesaret sembolüydü. O elde, bizim bugün mücadele etmemiz için miras kalan bir görev vardı. Gözyaşları içinde özür diledim: “Hakkınızı helal edin, bir an bile olsa pes etmeyi düşündüm.” Ama onların yüzündeki ifade, kelimelerden daha güçlüydü. Mücadele edenler kaybedebilir, ama vazgeçenler asla kazanamaz!
Bir milletin bağımsızlık mücadelesi, yalnızca cephede değil, her alanda sürer. Bugün kalemle, sözle, fikirle verdiğimiz bu savaş; bir zamanlar tüfekle, süngüyle, kanla verilen mücadelenin devamıdır. Eğer biz, bu mücadelede yılgınlık gösterirsek, şehitlerin kanı pahasına kazandığı zaferleri nasıl koruyabiliriz?
Rüyamda bir eski kuvvet komutanının odasında, şehitlerimize ve gazilerimize söz verdim. Dedim ki: “Vazgeçmeyeceğim. Karşıma kim çıkarsa çıksın, ne derlerse desinler, vatanım ve milletim için doğru bildiğim yoldan ayrılmayacağım.”
Bundan böyle, ihanet içinde olanlar, gaflet ve delaletle hareket edenler, milli değerlere zarar verenler bilsin ki, bu mücadele bir kişi eksilse de devam edecek. Her bir şehidimiz, her bir gazimiz, bu milletin vicdanında yaşamaya devam ettiği sürece, bizim mücadelemiz asla bitmeyecek.
Unutmayın, vazgeçmek yenilmektir. Ama biz Türk milletiyiz; yenilgiyi değil, zaferi miras bırakan bir neslin evlatlarıyız. Şehitlere ve gazilere borcumuz, mücadeleden asla vazgeçmemektir. Bu vatanın her karışı, bu aziz milletin her ferdi için çalışmaya, doğruları söylemeye devam edeceğiz.
Kadir Uğur Yılmaz