TERÖR, TARİKAT, MAFYA KISKACINDA BİR ÜLKE; ADI: TÜRKİYE
Türkiye Cumhuriyeti… Bir ulus devlet olarak, bağımsızlığını kanıyla, canıyla kazanmış; mazlum milletlere umut olmuş; dünyanın saygısını kazanmış bir ülke. Ama bugün, bu ülke, kalbine kadar sızmış tarikatlarla, cemaatlerle, mafyayla, çete ve terör örgütleri ile görülmemiş bir kıskaç ve abluka altında.
Eskiden devlet, terörle ve suç örgütleriyle savaşırdı. Şimdi? Onları koruyan, kollayan, meşrulaştıran bir anlayış hâkim. Bir yanda ABD- İngiltere- İsrail’in yıllarca taşeronluğunu yapan, elli binden fazla masum insanın kanına girmiş bir terör örgütünün (daha doğrusu taşeronluğunu yaptığı ABD- İngiltere- İsrail’in) isteklerini taviz pazarlığına çevirme gayreti; diğer yanda Mafya babalarının koluna giren siyasetçiler. Bir yanda tarikat şeyhlerinin önünde el pençe duran bürokratlar, diğer yanda çetelerle iç içe yöneticiler… Böyle giderse, bu ülkenin felaketten felakete sürüklenmesi kaçınılmazdır ki zaten yaşıyoruz.
Artık her sabah yeni bir skandalla uyanır olduk: Bir gözümüzü açıyoruz sağlıkta yuvalanan ve SSK’dan dolaysıyla vatandaştan bir milyar dolar dolandıran “Yeni Doğan Bebek Çetesi” diğer yanda kamu kurumları yöneticilerinin elektronik imzalarının kopyalanarak sahte diploma ve sürücü belgesi düzenleyen “Sahte Diploma Düzenleme Çetesi.” Bir yanda ülkenin dört bir yanında pusu kuran bölücü terör örgütü PKK’yı masum gösterme, meşrulaştırma girişimi diğer yanda devleti ele geçirmek için yıllarca sinsice çalışan, orduyu ve yargıyı felç eden FETÖ yapılaşmasının devletten hâlâ kazınmamış olmasının sancıları… Bir yanda sınav sorularının çalınması diğer yanda evlatlarımızın tarikatlara teslimi… Kurumların itibarsızlaştırılmasından, ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yağmalanmasına, yalnızca sınırlarımız içinde değil; uluslararası suç örgütleriyle ve istihbarat servisleriyle kirli para trafiğine kadar her adımda aynı yıkımın değişik sahneleri. Hedef belli, niyet süfli.
Şimdilerde de milletin %91,37 oyla kabul ettiği anayasayı tanımayan, uygulamayan, karşı çıkanlar yeni bir anayasa yapma peşinde… Neden? Neden olacak tek amaç: insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak! Bunun için ne gerekiyorsa yapmak.
Cumhuriyet düşmanı tarikat, cemaat, mafya ve terör örgütleri artık yalnızca karanlık sokakların değil; ekonominin, siyasetin, bürokrasinin, hatta adaletin tam ortasındalar. Özelleştirme ihalelerinde, finansal varlıkların el değiştirmesinde; inşaattan sağlığa, turizmden eğitime kadar her alandaki bu yapılar, kollarının uzunluğu ve ellerinin gücü nispetinde devleti ele geçirme peşindeler. Eskiden mafya haraç alır, kumar oynatır, çek- senet tahsil eder, ihale kovalardı. Şimdi legal şirket kılıfıyla ülkenin can damarına sülük gibi yapışmışlar. Daha vahimi: Cumhuriyeti yaşatmak üzere kurulan siyasi partilerin çıkarları uğruna terör örgütü PKK ile cemaat ve tarikatlarla, mafya ve çetelerle işbirliği yapması. Suç örgütü liderleri ve terörle irtibatlı kişiler için özel yasa çıkarılması, ceza ve infaz sisteminin bu yapıların lehine değiştirilmesi sonuçta yargının siyasi otorite tarafından yönlendirilip bağımsızlığını kaybetmesi ve benzeri konularda devletin zafiyeti…
Adalet terazisi bozulmuşsa, suçlular cezalandırılmıyor hatta tam tersi ödüllendiriliyorsa; liyakat ve ehliyet yerini adam kayırmaya terk etmişse; devlet: Milletin değil, çetenin ve terör örgütünün hizmetine girer. Bir siyasi parti başkanının “dava arkadaşım” dediği örgüt lideri için infaz yasasını değiştirmek için direnmesi ve af çıkartması. Bir suç örgütü liderinin yayımladığı videolarla kirli anlaşmaları ifşa etmesi karşısında Cumhuriyeti korumaya ve kollamaya yeminli savcıların sessiz kalması… Terör örgütü liderlerinin cezaevinden örgütüne talimat yağdırması…“Ben çökmeseydim mafya çökecekti” zihniyeti… “Hırsızsa benim hırsızım, çalıyor ama çalışıyor” sapkın anlayışı, kol kola girmiş yürüyorsa bu ülke insanı sadece tek bir şey düşünmelidir: Türkiye kimin veya kimlerin elinde ve emrinde? Bu sorunun cevabını bilmeden, bu ülkenin geleceğini konuşmak mümkün değildir. Çünkü çeteler, mafya, tarikat, cemaat ve terör örgütleri yalnızca kanun dışı değil; devletin içinde bir devlet kurmuş durumda.
Şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünme ve karar verme zamanı: Ya mafyanın, tarikatların, çete ve terör örgütünün devleti olacağız ya da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sahip çıkacak, yeniden milletin devleti olacağız! Orta yol yok!
Hadi Önal/ 13 Ağustos 2025/ Elazığ