Gökalp Şentürk

Tarih: 23.01.2025 12:11

Ortadoğu’da Vicdanın Kaybı: İsrail-Filistin Savaşına Bir Bakış

Facebook Twitter Linked-in

Ortadoğu’nun kalbinde yıllardır süren bir savaş, bugün sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı derinden sarsıyor. İsrail ile Filistin arasında yaşanan çatışmalar, insani trajedinin boyutlarını her geçen gün daha da büyütüyor. Bu savaş, sadece fiziksel bir çatışma değil, aynı zamanda vicdanın, insan haklarının ve adaletin sınandığı bir meydan savaşına dönüştü.

Maddi Gücün Gölgesindeki İnsanlık

İsrail’in askeri operasyonları için harcadığı paranın miktarı dudak uçuklatıyor. 500 milyon dolar gibi devasa bir bütçe, bombalara, tanklara ve savaş uçaklarına akıtıldı. Bu ekonomik güç, modern savaş teknolojisiyle birleştiğinde yıkımın boyutunu daha da artırdı. Ancak bu paralarla kazanılan güç, insani bir zafer değil; aksine vicdani bir çöküş getirdi. Çünkü bu güç, çocukların, kadınların ve masum sivillerin üzerine yağdırılan bombalarla ölçülüyor.

Batı’nın İkiyüzlü Tutumu

Batı dünyası, demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi kavramları kendine bayrak edinmiş bir coğrafya. Ancak konu İsrail-Filistin çatışması olduğunda bu değerlerin sele kapılıp gittiğini görüyoruz. İsrail’in işlediği suçlara karşı sessizlik ve hatta açık bir destek, Batı’nın insan hakları anlayışını sorgulatıyor. 45 bin masum insanın öldüğü bu savaş, Batı’nın ahlaki duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bir Ateşkes, Ama Gerçek Barış Nerede?

Son günlerde konuşulan ateşkes, bu trajediyi bir nebze olsun hafifletme umudu taşısa da, gerçek barıştan hala çok uzakta olduğumuzu biliyoruz. Çünkü barış, sadece silahların susmasıyla değil, adaletin sağlanmasıyla mümkündür. Filistinli çocuklar, kaybettikleri ailelerin yasını tutarken, yarının öfkeli liderleri olmaya aday. Bu çocuklar, zulmün ve adaletsizliğin gölgesinde büyüyerek dünya tarihini değiştirme potansiyeline sahip.

Mossad’ın ve İsrail’in Yenilgisi

İsrail’in ünlü istihbarat teşkilatı Mossad, bugüne kadar pek çok başarısıyla anılsa da, bu savaşta insani ve stratejik açıdan başarısız olduğunu gözler önüne serdi. Filistinli sivillerin katledilmesiyle sağlanan “güvenlik”, ne bugün ne de yarın İsrail’e gerçek bir kazanç sağlayabilir. Savaş meydanında kadın ve çocukları hedef almak, bir güç değil; ahlaki bir çöküştür.

İsrail’in Kayıpları ve Yalanlarla Örtülen Gerçekler

İsrail, kendi kayıplarını dünyadan gizlerken, Filistin’in yaşadığı trajedi tüm çıplaklığıyla ortada. Bu savaşın İsrail halkına da kaybettirdiği çok şey var. Vicdanını kaybeden bir toplumun gerçek anlamda kazanması mümkün müdür? İsrail, harcanan paraların ve askeri güçlerin ardında aslında ne kadar büyük bir yenilgi yaşadığını kabul etmek zorunda.

Sonuç: Adalet ve İnsanlık İçin Bir Umut

Ortadoğu’da süregelen bu savaş, dünya toplumlarının gözünü açması gereken bir uyarıdır. Adalet, sadece bir tarafın değil, herkesin hakkıdır. Gazze’de kaybolan masum hayatlar, insanlığın kalbinde derin bir yara açtı. Bu çocuklar, geleceğin umudu ya da öfkesinin temsilcileri olacak. Bugün onların acılarına sırt çevirmek, yarın daha büyük bir trajediyi kucaklamak demektir.

Barış ve adalet için, vicdanı yeniden hatırlamak zorundayız. Çünkü insanlık, sadece kelimelerde değil, eylemlerde anlam bulur.

Strateji Uzmanı 
Gazeteci Yazar 
Gökalp Şentürk


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —