Serdar Şahin

Tarih: 14.10.2024 09:08

Osmanlı Devleti Yıkıldı mı? Yıktılar mı?

Facebook Twitter Linked-in

Savaşlarda cephenin başarısı veya başarısızlığı ne kadar önemli ise, karargâh ve karargâhın teslim olması veya teslim olmaması da o kadar önemlidir. Savaşın kaybedilmesi, karargâhın teslim olması ile veya karargahın savaştan çekilmesi ile kaybedilir. Savaşta düşen cepheye rağmen karargâh geriye çekilip orduyu toplayabiliyorsa savaş devam eder. Osmanlı Devleti’nin de karargâhı olan payitaht İngilizler tarafından ele geçirildiğinde Osmanlı devleti yenilgiyi kabul etmeyerek savaşı devam ettirebilmesi için geri çekilerek mücadeleye devam edebilirdi. Devletin başı esareti kabul edip payitahtta kalırken, Osmanlı subayları teslim alınmayan Anadolu’ya geçerek yeni bir karargâh kurmuş ve yenilgiyi kabul etmediklerini ilan etmişlerdir. Bu yeni karargâh Osmanlı Devleti’nin devamı için umut olmuştur. Esir alınan Osmanlı Devlet idaresi, devletin bağımsızlığının gücü olan ordunun dağıtılmasına ve silahların el konulmasına itiraz edememiş, bağımsızlığı işgal devletlerinin lütfuna bırakmıştır. Anadolu da kurulan karargâh, bu teslimiyeti kabul etmeyerek, orduyu toplamaya çalışmış, Osmanlı Devleti’nin öz malı silahları ele geçirmek sureti ile yeni bir orduyu inşa etmiştir. Osmanlı Devleti’ne karşı bir hareket yapılmamaış, hatta ilk başlarda her subay ve savaşa katılanlar Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunu düşünmüşlerdir. Her ne kadar dünyada yeni devlet düzenlerinde Cumhuriyetler kuruluyor olsa, mücadele edilirken yeni bir rejim sancısı ortada gözükse de, Osmanlı Devleti akıllardadır ve kurtuluşu hedeflenmiştir. Anadolu da kurulan karargâh, Osmanlı Devleti ile çatışmamış, hatta Osmanlı’nın İstanbul’daki yöneticilerini üzmemeye gayret göstermiştir. Fakat esir alınan Osmanlı Devleti’nin payitahttaki idarecileri, esir oldukları İngilizlerin lehine, Anadolu’daki karargâhın aleyhine faaliyetler yürütmeye başlayarak, Anadolu’daki karargâh ve askerlerin düşmanı pozisyonuna evrilmeye başlamıştır. Savaşlar, zafiyete mahal bırakılmadan zafer ile taçlandırılmalıdır ve Osmanlı Devletinin İstanbul’daki idarecileri Anadolu’daki karargahı zafiyete uğratmaya başlamıştır. Karargâhı Anadolu’ya almayan Osmanlı Devleti idarecileri, İngilizlerle işbirliği yapmak zorunda hissetmişler ve önceden de bahsettiğimiz gibi devletin geleceğini İngiltere’nin lütfuna bırakmayı tercih etmişlerdir. Anadolu’daki Osmanlı subayları İngiltere’nin maşası Yunan ordusu ile mücadele ederken, İngiltere’nin esiri olmuş Osmanlı Devletinin son idarecileri ile ayrışmış ve savaşı Osmanlı Devletinden ayrı olarak, Anadolu da yeni bir yapı ile net bir bağımsızlık mücadelesine çevirmişlerdir. Bu mücadelede Osmanlı Devleti esirliği kabul ederek İngiltere’nin dayatmalarına karşı koyamamış, karargahını teslim etmiş ve Anadolu’ya destek vermeyerek mücadelenin dışında kalmış hatta Anadolu mücadelesinin karşısında düşman kuvvetlerin yanında yer almıştır. Mustafa Kemal’in İstanbul’daki Osmanlı Devleti tarafından idam kararı ve fetvası, İngiliz uçaklarının attığı bildirilere İstanbul’daki Osmanlı yöneticilerinin itiraz etmemesi, İstanbul Hükümetinin bazı paralel örgütler kurarak Anadolu’daki karargahın askerlerine karşı bazı bölgelerde silahlı mücadeleye girmesi, İstanbul idaresinin bu çatışmaları durdurma çabasının olmaması, Anadolu’daki karargahın İngiltere’nin esiri İstanbul hükümetini yok saymasına sebep olmuştur. Osmanlı Devleti’nin idarecileri, İngiltere’nin esaretine girmesi ile bağımsızlığı kaybetmiştir. Ve yeni karargâh kurmayarak kaybetmeyi net bir şekilde kabul ve ilan etmişlerdir. Anadolu’nun mücadelesine engel olma girişimleri de, bağımsızlık yolunda can veren yiğitlerin İstanbul’daki İngilizlerin esiri olmuş idarecileri yok saymasına vesile olmuştur. Anadolu’nun yiğitleri mücadeleyi zafer ile taçlandırmış, bağımsızlığı can vererek hak eden yiğitler, İngiliz’in esaretini kabul ederek milli mücadeleye zarar veren Osmanlı Devletini tarihin tozlu sayfalarında bırakmıştır. Zafer zaferi kazananlarındır. Devlet yöneticileri can korkusu ile ülkeyi teslim edemez. Bağımsızlık uğruna can vermeyecek acizliği gösterenler, ülkeyi düşmanın lütfuna bırakanlar devletin başında olamaz ve kalamaz. İngiltere’nin esaretine giren Osmanlı Devleti, ordusunu dağıtıp, silahları toplatınca yıkılmıştır. Karargâhı teslim olmamış bölgeye çekip mücadeleye devam etmeyerek yıkımı kabul etmiştir. Bu tespitler ışığında Osmanlı Devleti İngilizlerin 1918 de İstanbula girişi ile tarih sahnesinden çekilmiş, Bağımsızlık mücadelesi veren eski vatandaşlarına karşı faaliyetlerde bulunarak kazanılan zaferde düşman tarafında kalmıştır. Osmanlı bir anlamda İngilizlere İstanbul’un teslim olması ile yıkılma sürecine girmiş, bağımsızlık yerine İngilterenin menfaatleri için çalışmalar yaparak sömürge haline gelmiş,

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —