OSMANLI HÂKİMİYETİNDE ERMENİLER
İlk Osmanlı-Ermeni ilişkileri Batı Anadolu'da başlamıştır. 1324 yılında Orhan Gazi devletin merkezi olarak Bursa'yı tesis etmiş, bu arada Çukurova'dan Kütahya bölgesine göç eden bir kısım Ermenileri ruhani reisleri ile beraber Bur- sa'ya nakledildikleri bilinen bir gerçektir. O zamana kadar Ortodoks Bizans'tan büyük zulüm ve katliama maruz kalan Ermeniler, İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından Karaman'dan getirilerek İs- tanbul'un Samatya semtine yerleştirilmişlerdir. Bizans'ın ortadan kaldırılmasıyla Ortodoks baskısından kurtulan Ermeniler için bundan sonra refah ve huzur devri başlamıştır. Büyük devlet adamı Fatih, Rum Ortodokslarına sağladığı din özgür- lüğünü Ermenilere de vermiş, Bursa'daki Ermeni patrikhanesini İstanbul'a taşı- yarak bu tarihi şehirde Ermeni patrikhanesini kurdurmuştur. Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı'nda Şah İsmail'i yendikten sonra Tebriz'de bulunan birçok sa- natkâr ve kuyumcu Ermeni'yi İstanbul'a yerleştirmiştir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Ermeni adı verilen toplulukların yaşadığı toprakların tamamen Osman- lı topraklarına katılması üzerine özellikle Van ve yöresinde bulunan Ermeniler İstanbul'a göç etmişlerdir.
Türk-Ermeni mücadelesinin temeli 1659 yılında Rus Çarı Aleksi'ye "altın kaplamalı taht❞ hediye olayına kadar götürmek mümkündür. Ermenilerin Rusla- ra hediye ettikleri bu taht Romanofların Bolşevikler tarafından imhasına kadar Çarların taç giyme törenlerinde kullanılmıştır. Kuşkusuz Ermeniler bu tahti jest olsun diye değil, Rusların kendilerine taht karşılığı bağımsız bir devlet kurmaları- na yardımcı olsun diye vermişlerdi. Türk-Ermeni çatışmalarının temelini bölgede yeni bir güç haline gelmeye başlayan Rusya'yı bağımsızlık hayalleri doğrultusunda kullanabileceklerini düşünen bazı Ermeni liderler attılar. 26
17. yüzyılın ilk yarısında İran'da Şah Abbas'ın baskısından kaçan binlerce Ermeni Osmanlı topraklarına yerleşti. Rahatlarına düşkün olan Ermeniler İstan- bul, İzmir ve diğer Osmanlı şehirlerine yerleştiler."
İLK ERMENİ İHANETİ 1828-1829 OSMANLI-RUS SAVAŞI
Rusya Ermeni konusunu 1816'da Moskova'da Ermeni Şark Dilleri Ens- titüsü'nü kurarak daha sistemli bir şekilde ele aldı. 1826-1828 yıllarında İran'la yaptığı savaşları kazandıktan sonra 1828'de imzaladığı Türkmençay Antlaşması ile elde ettiği Revan ve Nahçıvan hanlıklarını birleştirerek Ermeni vilayetini kur- du. Ardından İran'daki Ermenilerin bu bölgeye göç etmelerini sağladı. 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbinde Babıâli'ye ihanet eden Ermenilerin bir kısmı Rus ordu- suna asker olarak yazılmış bir kısmı Erzurum'un Ruslara teslim olmasına yardımcı olmuş, bir kısmı da Müslüman halka eziyet etmişlerdir.
1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı esnasında Rus ordusu, Erzurum da dâhil olmak üzere, Osmanlı Devleti'nin tüm kuzeydoğu köşesini geçici olarak işgal etti. Bu tarihten sonra bu bölge, Osmanlı- Rus anlaşmazlıklarının etkisi altında kala- caktır. Osmanlı Devleti'nin Müslümanların çoğunlukta bulunduğu topraklarının Ruslar tarafından işgali sadece askeri açıdan değil, tarihi olarak da büyük bir önem taşımaktaydı³8.
Paskevich, 23 Haziran'da kuvvetlerinin esas kısmının yığılmış olduğu Köp- rüköy'e gelerek orada Ağrı Dağı ile Bingöl'deki Kürt kabile büyüklerini kabul etti. Türkler 24 Haziran'da 30 topla müdafaa edilen Hasankale'yi terk ettiler ve 25 Haziranda Serasker ordusunun geri bakiyesi kalan kısmı ve 150 kale topu ile Erzurum'u teslim etti. Burada ki ikmal stokları Paskevich'e Gümrü ve Kars'tan ikmal maddeleri getirtmesine ihtiyaç kalmadan seferine devam etmek imkanını verdi. Paskevich, şimdi emri altındaki küçük kuvvetle Anadolu'nun iç kısımlarını istila etmek problemi ile karşılaşmıştı. Doğu vilayetlerinde yaşayan Ermeni halkı Rus zaferini kendi zaferleri gibi sevinçle karşılıyorlardı.39
1828 yılında başlayan Türk-Rus savaşı esnasında Ruslar, Doğu Anadolu'ya da saldırmışlar, bölgedeki Ermeni halkının da yardımıyla Kars'ı ele geçirmişler ve Erzurum'a kadar ilerlemişlerdi (Temmuz 1878).40 Kars, Ahıska, Bayezid ve
Erzurum gibi önemli kaleleri ele geçiren Rus kuvvetlerinin bu başarısında, Türk tarafının kıta hareketi ve mevkiine dair bilgilerle düşmanı besleyen Ermenilerin büyük payı olmuştur.
Kaynaklar
1-Ümit Özdağ-Özcan Yeniçeri, Talat Paşa'dan Alican Kapısı'nın Açılmasına Ermeni Psikolojik Savaşı, Ankara, 2009, s.55.
2-Haluk Selvi, Birinci Dünya Savaşı'ndan Lozan'a Ermeni Sorunu, Sakarya, 2004, s.24.
Prof. Dr. Erol kürkçüoğlu nun Erzurum ve Ermeniler adlı kitabından derlenmiştir