Dünya düzeni dediğimiz şey, aslında birkaç büyük aklın yüz yıllardır yürüttüğü bir strateji oyunudur. Herkes gözünü Amerika’ya, Rusya’ya, Çin’e dikmişken, perde arkasındaki esas gücü görmezden geliyor: İngiliz aklı. Donald Trump’ın bir konuşmasında söylediği şu cümle tesadüf değil:
“Erdoğan’a, 2000 yıldır kimsenin yapamadığını yaptınız; Suriye’yi ele geçirdiniz, dedim.”
Bu söz, yalnızca bir övgü değil; aynı zamanda küresel oyunun kurucularına karşı yapılmış açık bir göndermedir.

İngiliz Aklının Dünya Üzerindeki Sessiz İstilası

İngiltere sadece bugünün değil, geçmişin de mimarıdır. Çin’den Rusya’ya, Hindistan’dan Afganistan’a kadar birçok ülkenin kuruluşunda doğrudan ya da dolaylı olarak İngilizlerin parmağı vardır. Bu coğrafyaların sınırlarını onlar çizdi, milletleri onlar ayrıştırdı, kimlikleri onlar şekillendirdi. Yüzyıllar boyunca uyguladıkları “böl ve yönet” politikası sayesinde hem emperyal düzenlerini sürdürdüler hem de istikrar adı altında kaosu kalıcı hâle getirdiler.

Orta Doğu’daki yapay devletler de bu aklın ürünüdür. İran ve İsrail gibi projelerle hem bölgeyi karıştırdılar hem de din, mezhep ve etnik kimlikler üzerinden halkları birbirine kırdırdılar. Sadece silah değil; ideoloji, inanç ve tarih de birer araç hâline getirildi. İngiliz aklı, her taşın altına izini bırakırken kendi varlığını gizlemeyi başardı.

Bugün Amerika, Avrupa Birliği, İsrail, hatta Rusya ve Çin bile bu yapının çeşitli katmanlarında yer alan oyunculardır. Hepsi birer piyon gibi görünse de, satrancı oynayan esas el İngiltere’dir. Çünkü onlar, görünenin değil, görünmeyenin ustasıdır.

Afrika: Sömürgeciliğin Sessiz Efendisi

Afrika’nın kalbine ilk hançeri İngilizler sapladı. Görünüşte Fransızlar, Belçikalılar veya Hollandalılar Afrika’yı parçaladı gibi gösterildi. Ancak esas akıl İngilizlerdi. Kıtanın kaynaklarını sömürürken, kabileler arası savaşları körüklediler, sınırları keyfi şekilde çizerek istikrarsız yönetimler kurdular. Bugün hâlâ birçok Afrika ülkesinde İngiliz etkisiyle oluşturulmuş siyasi sistemler, onların dili ve eğitim modeli kullanılmakta.

Amerika: Kızıl Derililerin Kanı Üzerine Kurulan İngiliz Kolonisi

Amerika'nın kuruluş hikâyesi, özgürlük masallarıyla değil, İngiliz planlarıyla yazıldı. İngiliz istibdadına boyun eğmeyen ya da kendi iç hesaplaşmalarında sistem dışına atmak istedikleri insanları bu topraklara sürdüler. Trump ailesi gibi birçok köklü ailenin Amerika'ya göçü bu planın parçasıydı. Yerli halk olan Kızıl Derililer, İngiliz aklının desteğiyle yerle bir edildi, halklar yok edildi, topraklar gasp edildi. Amerika, İngiliz aklının Atlantik ötesindeki yeni laboratuvarıydı.

Dinler Üzerindeki Derin Etki

İngilizler sadece devletler kurmadı, aynı zamanda dinleri de şekillendirdi. Hristiyanlık mezhepleri arasında çatışma yarattılar, Vatikan’la oynadılar, Anglikan kilisesini kurdular. İslam dünyasında ise Şiilik, Vehhabilik gibi mezhepleri kışkırtarak, Müslümanları birbirine düşürdüler. Mezhep farklılıkları üzerinden büyük kırılmaların ve savaşların fitilini ateşlediler. Bugün hâlâ İslam dünyasındaki en büyük bölünmelerin arkasında bu akıl vardır.

Arap Dünyası ve Kukla Yönetimler

Arap ülkelerinin çoğunun yöneticileri İngiliz planlarıyla yetiştirildi ya da göreve getirildi. Sınırlar çizildi, yapay ülkeler oluşturuldu, kraliyet sistemleri ihraç edildi. Arap Baharı gibi olaylar bile bu aklın kontrollü kargaşa planlarının bir parçasıydı. Arap halkları ne zaman başlarını kaldırsa, sessiz sedasız bir şekilde kukla yönetimler devreye sokuldu.

Türk Devletlerinin Yıkımında İngiliz Eli

Tarih boyunca kurduğumuz 16 büyük Türk devleti, dış saldırılardan çok içten çökertme ile yıkıldı. Bu çöküşlerin çoğunda İngiliz fitnesi, ajanları ve propaganda sistemleri etkili oldu. Osmanlı’dan önceki Selçuklu’dan Karahanlılara kadar uzanan zincir, hep aynı aklın sinsi tuzaklarıyla kırıldı. Özellikle Suriye toprakları ve Orta Doğu'nun tamamı, Osmanlı ve Selçuklu yönetiminde olsa da, aslında 2000 yıl boyunca İngilizlerin gizli istilasına uğradı. Bu topraklarda çıkan isyanlar, ayaklanmalar ve ihanetlerin arkasında daima İngiliz etkisi vardı. Yönetim Türklerdeydi, ancak derin devletin kontrolü İngilizlerin ellerindeydi.

Aklın Sahibi İngiliz, 

Uygulayıcılar Kukla
Bugün dünyada yaşanan her büyük kriz, savaş, darbe veya devrimde aynı yapı kendini tekrar eder. İngiliz aklı planlar, sessizce uygular. Ön planda ise Amerikan güçleri, İsrail lobileri, Fransız operasyonları, Rus istihbaratı veya Çin stratejileri yer alır. Yani akıl İngiliz, uygulama ise Rus, Yahudi, Fransız ve Amerikalıların eliyle yürütülür.

Çözüm Ne? Uyanış, 

Birlik ve Yerli Aklın İnşası
Tarih boyunca hep aynı oyunu oynadılar: Bizi birbirimize düşürdüler, mezheple böldüler, etnisiteyle parçaladılar, ideolojilerle karşı karşıya getirdiler. Ancak artık yeni bir çağın eşiğindeyiz. Bu çağ, uyanış çağıdır. Türk dünyası, sadece geçmişin hatırasıyla değil, geleceğin vizyonuyla yeniden ayağa kalkmak zorundadır.

Türkiye, Azerbaycan, Orta Asyadakı Türk devletleri ve soydaş topluluklar; yalnızca kültürel bağlarla değil, kader ortaklığıyla birbirine bağlıdır. Aynı şekilde, İslam coğrafyası da mezhep farkı gözetmeden bir bilinç ve irade etrafında toplanmalıdır. Türk-İslam dünyası, artık dış akıllarla değil, kendi içinden çıkan yerli akılla yol almalıdır.

Çözüm; birleşmek, anlamak ve ayakta durmaktır.

Çözüm; İngiliz aklına karşı Türk aklını, Yahudi istihbaratına karşı Müslüman ferasetini, Fransız taktiklerine karşı Türk stratejisini, Amerikan propagandasına karşı Anadolu irfanını koyabilmektir.

Unutmayalım:

 Biz tarih boyunca göçebe olmadık, biz gideceği yeri gösteren yol olduk. Biz sadece savaşan millet olmadık, biz barışın ve adaletin inşa gücü olduk. Bu yüzden düşman bizi hep bölmek istedi. Çünkü biliyorlar: Biz birleştiğimizde, onların düzeni çöker.

Bugün bize düşen;

 kendi tarihimize, özümüze, dinimize, milletimize ve kardeşlerimize sarılmaktır. Sessizce yürüten düşmanın oyununu, yüksek sesle kuracağımız birlikle bozabiliriz.