Sizin parmaklarınız o alnı ölçecek karış bile etmez!
Bu nasıl bir üslup, bu nasıl bir yaklaşım ve bu nasıl bir seviye!
Şımarıklığınızın, siyasetle her hangi bir alakasının olmadığını umarım biliyorsunuzdur.
İfadelerinizin ve hatta vatandaşlar arasındaki ötekileştirme, ayrıştırma gayretlerinizin, bu topraklarda nasıl bir zarara yol açacağını, nasıl bir sıkıntıya uğratacağından haberinizin olmadığına (!) ise asla inanmıyoruz.
Ki amacınızın, ikilik çıkarma ve kaos ortamı yaratma görevinizi en iyi şekilde ifa etmek olduğunu da, anlayabiliyoruz.
Ama sadece şu kadarcığını izah edelim bilginiz olsun, sayın (!) alın karışlayanımız.
O iş bile sizi aşar…
Siz, belli ki görevlendirme ile hizmeti birbirine karıştırıyorsunuz.
Henüz birkaç gün önceki boykot çağrılarınızın, kulak tırmalayan yankıları ortalıktan kesilmemişken; böylesi bir çığırtkanlığa soyunmanız ve haddinizi aşarak bu yüce kadim görklü devletin, halka hizmet için yola çıkmış bir bakanına, hem de Milli Eğitim Bakanına karşı böylesi fütursuzca bir üslup kullanarak hakaret etmek, sizin haddinize mi?
Sizi bu şekilde konuşturan bir güç elbette ki var, bilmiyor muyuz zannediyorsunuz?
Ama hiç kusura bakmayınız!
Sizde çok iyi farkındasınız ki! Bu köprünün altından çoook sular geçti.
Eski çamlar artık bardak oldu ve sizin, ağzınızdan köpük saçarak; haykırdığınız hiçbir kelimeniz bizim nezdimizde, değer görmemektedir.
Zannetmeyin sakın; bu aşamada, bu kadim devletin Milli Eğitim Bakanının size alnını karışlatacağız.
Yusuf’u size köle olarak gösteren zihniyet, belki ortaçağın Avrupa’sının medet umduğunuz bir yöresinde devam ediyor olabilir ama bizim buralarda çoktan kaldırıldığını haber verelim dedik.
Sizin veya sizlerden birisinin Yusuf’a dokunabilmesi için öncelikle 117 yıldır çekmekte olduğunuz faytondan kurtularak, bi-zahmet o gerçek anlamda ki halka hizmet kuyusuna inmesi gerekmektedir.
Böyle bir şey olmayacağına göre, boş yapmanızın ve bu projede size görev veren birilerine hoş görüneceğim diye de; kazma vuranların yanında ki, “ıh” diyenlere benzemenizin hiçbir anlamı yok.
Komik olduğunuzun farkına varın artık.
Velev ki böyle bir kelime çıktı, ayarı olmayan ağzınızdan.
Görünürde erkek uşağıdır, heveslenmiş birilerinin yanında gaza gelmiş ve boş yapmış, der geçeriz biz, amma;
Kaldı ki; o sizin heveslenip “alnını karışlamak” istediğiniz “adam” aynı zamanda bir dadaştır.
Aklınızda bulunsun istedim; Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez.
Bu millet de, bu saatten sonra size bir Yusuf daha vermez.
Bu arada; sizin parmaklarınız o alnı ölçebilecek karış da etmez.
Bari bunu,
Öğrenin artık…