Sokak hayvanları kanununda yapılan düzenleme yürürlüğe gün girdi. Peki yeni düzenleme neleri içeriyor?
Köpekleri nasıl bir akıbet bekliyor?
İtlaf mı edilecek köpekler, yoksa barınaklara mı alınacak?
Konuyu iktidar ve muhalefet partisi enine boyuna tartışarak sonlandırdı.
Başıboş sokak hayvanları uzun süredir kamuoyunun gündeminde. Konuya iktidar, muhalefet partileri ve toplum açısından bakacağım ama öncesinde bu konunun yasal bazda ele alınmasında fayda var.
Öncelikle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu neleri içeriyor, ona bakmakta fayda var.
5199 sayılı kanunun 1. maddesi şöyledir: " Kanunun amacı; insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır."
Hayvanları Koruma Kanunu 'na göre bakıma ihtiyacı olan ya da kısırlaştırılması gereken sokak hayvanları, tedavisi tamamlandıktan sonra alındığı sokağa geri bırakılıyordu.
Ancak yeni düzenlemeyle birlikte " topla, aşıla ve kısırlaştır, yerine bırak" metodu yürürlükten kaldırıldı.
Meclis'ten geçen yeni yasa, sokaktaki tüm köpeklerin toplanarak sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına hükmediyor. Yerel yönetimlere ise bakımevi kurmaları ve mevcut şartları iyileştirmeleri için 31 Aralık 2028'e kadar süre tanıyor.
Benim anladığım kadarıyla hükümet, başıboş sokak hayvanlarını toplayarak öncelikle barınaklara alacak. Daha sonrasında kısırlaştırıp her türlü karşılandı yaparak sahiplendirme cihetine gidecek. ancak sahiplendirilinceye kadar barınaklarda kalması sağlanacak. Sahiplendirildikten sonra da, isteyen istediği gibi sokağa bırakamayacak. İktidar partisi, sokaktaki köpeğin ömrünün 2 yıl olduğunu söylüyor. Ancak barınağa alınıp aşı ve tedavileri yapıldığı takdirde, sokak hayvanlarının daha çok yaşayabileceği üzerinde duruluyor.
Hükümet, Türkiye’de 4 milyon sokak köpeği olduğunu, buna karşın mevcut 322 barınakta ki toplam kapasitenin 105 bin olduğunu belirtiyor. Peki bu durumda tam yetkili merci kim olacak? Devlet mi, yoksa yerel yönetimler mi? Burada yetki, daha ziyade yerel yönetimlerde. Mevcut barınaklar sokaktaki hayvanların barınmasını karşılayacak ebatta olmadıkları için ya yenileri yapılacak ya da ilave binalar eklenecek.
Tabii şunu da ifade edelim ki barınak dediğimiz şey, 5 yıldızlı otel gibi temiz ve hijyen mekanlar değildir. Çok sayıda köpeğin bir arada tutulması sebebiyle hayvanların kendi aralarında viral hastalıklarında yaygınlaşacağı ihtimali her zaman mevcuttur. Ancak durumun böyle olması, onları başıboş sokağa bırakmayı veya itlaf etmeyi gerektirmiyor.
Barınakları, artık hayvanların ömrünün sonuna dek kalacağı bir ‘ toplama kampı’ olarak da düşünmek doğru değil. Kaldı ki biz Türkler asırlardan beri sokaklarımızı hayvanlarla paylaşmış, içiçe yaşamış bir milletiz. Eskiden hayvanları korumak devletin görevi iken şimdi " İnsan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek” şartına bağlandı.
Benim bu konudaki düşüncem şu:
Bir defa bir Müslüman olarak ben, köpeklerin sokaklardan toplanarak ötenazi veya itlaf edilmesine karşıyım ama sokaklarda başıboş gezen köpeklerin de insanlara zarar vermesinin de doğru olmadığını düşünüyorum.
Bu anlamda hükümetin sokak hayvanlarına yönelik atmış olduğu adımı ve düzenlenen yasayı önemsiyorum.
Önceki yasa, " yakala, kısırlaştır ve tekrar sokağa sal" anlayışına dayanıyordu. Şimdi ise yakalanacak, kısırlaştırılacak ve sahiplendirilmesi sağlanacak.
Kanun ayrıca sahiplendiği hayvanı terk eden kişiye “hayvan başına altmış bin” ceza verilmesini öngörüyor.