SÖZDE GÖYÇE ZENGEZUR DEVLETİNİN; SÖZDE ÜNİVERSİTE SAHİPLERİNE CEVABIM
Özürünüze sığınarak, yazımın başında söyleme gereği duyuyorum; Azerbaycan'da Eynullah Fettaliyev adlı bir yazar yazımı Rusya'ya çevirip yayınlamış bir günde 7 000'den fazla da okunmuş. Kendilerine, yazıma ilgisinden dolayı ilgisinden teşekkür ederim, emeğim helaldir
Yalnız çeviriden olsa kaynaklı birkaç hata var. Ben yazımda Rizvan Talibov ile ilgili bir ifade kullanmadım. Bu sanal üniversitede sanki Rizvan Talibov'un da payı var gibi bir algı oluşmuş; yıllar sonra da olsa kendisini aradım, yazının aslını gönderdim; hata benim olmasa da üzüntümü belirttim, benim yaptığım araştırmada Rizvan Talibov'un bu olayla alakası yoktur. Aynı zamanda İskoçya yerine İskenderun yazılmış veya benim yaptığım çevirim öyle algıladı.
Hiç tanımadığım gazetecinin yapmıs olduğu benden kaynaklı olmayan hatanın bu tekzipinden sonra yazıma geçeyim;
Göyçe Zengezur Üniversitesi; “Sahte ülkenin sahte Üniversitesi” adlı köşe yazım kısa süre içerisinde on binlerce kişi tarafından okundu.
Bu sebepten dolayı öncelikle ilgi gösteren okuyucularıma çok teşekkür ederim.
Karşı tarafın benim yüzüme birşey söyleyebildiği, şu yalan diyebilen yokta başka kanallara beni kötülemek için yapmadıkları hakaret te kalmadı.
Öncelikle; bir gazetede yalan haber varsa koyarsın belgesini bu yalan dersin tekzip ettirirsin, usul budur; hakaret etmek ne oluyor!
O gazeteler beni dün tanımıyor, beni çok iyi tanıyan Hakan Dikmen aradı bak dedi sana saydırıyorlar diyerek yazılanları bana attı.
Ben 6 senedir aynı gazetelerde yazarız, onların kafasına göre Hakan sanki beni dün tanıyor, beni o yüzden kötüleyip Hakan'ı korkutup haberi kaldırtacaklar.
Bu kişiler de o kadar korkak ki, delil vermemek amaçlı olsa gerek adlarını yazmaya cesaret edemiyor.
Bir defa, ben, TUM1'de yöneticiyim ve bahsi geçen yazıyı koyanda benim.
Gönderin bana yalan yazdığımda ilgili belgeyi, ben tekzip edeyim.
Hem yalan olan ne;
Sitelerin fotoğraflarını yayınladım, adreslerini gönderdim, binlerce kişi baktı, araştıran gördü?
1- Sitelerin adresini verdim. Baktıysanız, Bu üniversitenin bir tane hocasının olmadığı mı yalan?
2-Azerbaycan adıyla kurulup, önce Azerbaycan'da adres gösterilip, sonra baska bir üniversitenin de adresi olduğu İskoçya'da ki iki üniversiteye ait adresi; Azerbaycan'ın, YÖK'ün bu üniversiteyi tanımadığı mı yalan?
3-Uluslarararası tanınırlığı var deniyor, Azerbaycan adı taşımasına rağmen Azerbaycan'ın; paraların Türkiye'de tahsil edildiği Türkiye'nin tanımadığı Üniversite nasıl uluslararası oluyor, whatsapta uluslararası tanınırlık belgesi istedim, şahsıma da yazdığım gazetelere de haklılıklarını ispat etmek için gönderilemedi bu mu yalan?
(Aşağıda yazışma var)
4- Akademisyeni olmayan, sınavları kimin nasıl yaptığı belli olmayan; Azerbaycan adı taşıyan, İskoçya adresli, paranın Ankara'da tahsil edildiği, sınavı kimin yaptığı, sınava kimin girdiği belli olmayan hiçbir mezun vermemiş bir üniversitenin uluslararası saygınlığı olamayacağını yazmam mı yalan!
Aslına bakarsanız, bunların hiç birisine kimse yalan diyemiyor.
Buradan tutturamadım denilerek konu alakasız yerlere çekiliyor olsa da;
Beni yalançı çıkarmak çok basit olan şeyler isteyeceğim ve bunca kişinin önünde söz veriyorum:
YÖK'ün tanımadığı bu üniversitenin İskoçya Dışişleri Bakanlığından veya Başkonsolosluğundan; adı geçen üniversitenin uluslararası geçerliliği olduğuna dair belge alınsın, ben de belgenin geçerliliğini araştırıp doğruysa bunca kişinin önünde özür dileme yazısı yazacağım!
Ama şunu da hatırlatayım;
Ben bir belgenin sahte olup olmadığını beş dakikada anlama becerisi ve çevresine sahibim.
Bunu tahmin ettiklerinden olsa gerek bu belgeyi ne gazetelere tekzip için, ne de bana vermiyorlar.
Neymiş ben Göyçe Zengezur Devleti Dışişleri Bakanlığı yapmışım da şimdi niye konuşuyormuşum da bu ne lahana turşusuymuş da!
Ben, Göyçe Zengezur Ermenistan işgalindeyken, Azerbaycan ve Türkiye'nin de bilgisi dahilinde, Devletlerimize yardımcı olmak, Türklerin kapısı Zengezur Koridoru’nu tanıtmak amaçlı, Rizvan Talibov'un olduğu sırada kısa süreliĝine yaklaşık 3 sene önce Göyçe Zengezur Devletindeydim.
Ben ayrılıncaya kadar orada Mehmet Ali Arslan diye bir isim yoktu.
Rizvan Talibov'un bazı yaptıkları ters geldi çok uyardım olmadı beni davet eden Elturan Musayev’le beraber istifa ettim.
Yazılıp çizildiği gibi kovulmadım kalmam konusunda çok ısrar edildiği halde istifamı geri de almadım.
Birşeyleri iyi araştırın;
Aynı zamanda sadece Dışişleri Bakanı değil Cumhurbaşkanı Yardımcısıydım.
Rizvan Bey beni defalarca aradı telefon açmadım.
Benim açıklamalarım kisa sureli kaldığım Rızvan Bey zamanındaydı.
Bu anlattıklarımın Türkiye Azerbaycan ve Azerbaycan Cumhuriyeti’de, birimleri de bilir; Nigar Ögeday Rizvan Bey, gazeteciler dahil ve Azerbaycan, Türkiye'nin saygın akademsiyenler politikacılar dahil onlarca şahidim var.
Bu sahitlerin arasında Mehmet Ali Arslan'ın da sözde atadığı en üst kademedeki kişiler de vardır.
Saçma sapan yerlere gideceğinden hatırlı kişiler kalın dese de Biz oradan ayrıldıktan sonra Mehmet Ali Arslan geldi önce benim yerime dışişleri bakanı oldu işler iyice karıştı. Sonrası Talibov'a darbe yapıldı bunları diğer anlattım. Benim zamanımda Göyce Zengezur isgal altındaydı. Şimdi ise bunları Azerbaycan illegal örgüt olarak ilan etti ve Azerbaycan adı taşımasına rağmen Azerbaycan Devleti Azerbaycan'da çalışan kolunu da çökertti.
Sonra bunlar önüne TC adını koydular. Azerbaycan'daki ve özellikle Türkiye'deki faaliyetlerinden de fazlasıyla haberim var.
Beni siz, korkutup pusturduğunuz gazetecilerle, gazete sahipleriyle karıştırıyorsunuz; her iki devlette de çok güvenildigi için kısaca herşeyi yazmamak konusunda uyarılıp yazmayacağından emin olunan bu yuzden de kolayca her bilgiye ulaşan yaptığı hizmetler için makam para talep etmeyen ve beş kuruş para kazanmayan saygın bir gazeteciyim.
Bakın buna çok güldüm;
Azerbaycan'ın illegal gördüğü tepesine bindiği sözde devlet için, Devlete hakaretten beni mahkemeye vereceklermiş; hangi devletten diye sorarım ve vermezseniz hattım kalır der, lütfen devlete hakaretten mahkemeye verin diye de eklerim!
Ve ben bunları saklamadım ki; bu gelişmeleri olanları, birkaç günde 15.000 kisinin okuduğu Azerbaycan Devlet yanlısı gazete Axar.az'da tam iki sene önce 11.10.2022 tarihinde yazdım ve arşivde de duruyor.
Buyrun linki.
https://axar.az/news/kult/682165.html
Kaldı ki,
Göyçe Zengezur’un bir kısmı Azerbaycan tarafından kurtarılınca, ülke içinde ülke olmaz diyerek bu oluşumu çok eleştirdim.
Ben dahi bir çok kişi, Mehmet Ali Arslan ve grubu ile ilgili defalarca kullanılıyorsun yarın birgün seni itecekler diye Rizvan Talibov uyarıldı, dinlemedi,
Ve Zengezur'u tanıtmak, Devletlerimizin menfaatlerine karşı oluşumlara engel olmak amaçlı hiçbir yerden geliri olmayan, para toplamayan, kişisel ikbalden uzak, gücünü vatanseverlikten, kaleminden alan sadece Devletçi mantıkla ZÖH'ü kurduk.
Azerbaycan dahil birçok kanalda Zengezur hakkında konuşmalarım vardır.
Devlet gazetelerinde yayınlanan, gerek Şehitlerimiz için başsağlığı mesajları, Türk Devletleri ile ilgili kutlama mesajları, Devletlerimizin yanında olduğumuzu içeren basın açıklamaları ve mesajlar yayınlayan ZÖH'ün kurulması için uğraşan ve kurulur kurulmaz gene bir çamur iftira yiyen de gene benim.
Ne Türkiye’den ne Azerbaycan’dan yaptıklarımızdan yazdıklarınızdan kaynaklı en ufak tenkit almadık; He, şu an Türkiye ve Azerbaycan Devleti istifa et ve Teşkilatı feshet desin; Devletlerimizin söyledikleri emirdir, hemen zevkle istifa ederim, senin yerine şu geçsin densin, bir dakika beklemem kaldı ki ZÖH, Komutan, Emniyet amileri, Akademisyen, Yazar ve Gazetecilerden oluşuyor; aralarında en egğtimsizleri genel başkanlarıdır, en az ben kadar başarılı olurlar.
Azerbaycan’da benim Devletimdir; Göyçe Zengezur’da şu an Azerbaycan Bayrağı sallanırken, zaten orada devlet varken kendi menfaatleri için devlet içinde devlet kurmaya kalkan, Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmış gibi benden tepki verir ve bunlar benim dostum da olamaz, bunlarla da haklı ve hukuk içinde kalarak kalemimle mücadele etmek ZÖH Genel Başkanı olmamdan öte Vatan sevdalısı gazeteci olmamın bir gereğidir.
Helalinden dahi beş kuruş para girmeyen ZÖH’ün ve benim yaptıkları öncelikle Devletlerimizin sonra Türk Dünyası’nın takdiridir.
Bunları, Türkiye Cumhuriyeti'de; Azerbaycan Devleti'de, Devletlerimizin istihabartları da çok iyi bilir.
Geçen yaz sizlerin de olduğu Azerbaycan'da;
Azerbaycan Devleti tarafından sözde devletinizin Azerbaycan'daki elemanları uyarılırken (yumuşak tabirle bunu söyledim) ben Azerbaycan'da 43 gün gezip, yemek davetlerine, programlara, katılıyor, ödüller alıyor temaslarda bulunuyordum.
Beni, koltuğa, paraya meraklı insanlarla karıştırmayın. Vatanı için uğraşan, Devletlerin çok güvendiği bir gazeteciyim;
O şikayet edip, beni, tehdit edip, hakaret ettiğiniz gazeteler dahil 500’den fazla yazım var; yazılarımdan helalinden bile bir kuruş para almadım ben; aksini iddia eden varsa da buyursun gelsin!
Hal böyleyken;
Yanlışını gördüğümde beni büyüten okutan hakkını ödeyemeyeceğim Babamı hatta hatta kendimi eleştiren ben;
Sanki; Mehmet Ali Arslan orada yokken, ben ayrıldıktan aylar sonra gelmişken orada bulunduk diye, insanların milli duyguları oynananarak, gençlerin gelecek hayalleri üzerine kurulmuş kişisel maddi menfaatlerle, oyunlarla burnumuza parasal pis kokular geldi diye ses çıkarmayacak mıyıdık?
Beni bir defa görüşmüşüm gibi sanal üniversite ile ilgili yazdıklarıma hayır diyemediklerinden; kendileriyle bağlantılıymış gibi algı oluşturup; konuyu saptırmaya çalışıyorlar.
Madem ki “bizdendi” dediĝiniz doğru; Mehmet Ali Arslan'ın hem partisi, hem sözde devleti var.
Hiçbir yerde benim adımı, fotoğrafımı Mehmet Ali Aslan'la beraber gösterebilir misiniz?
Varsa gösterin!
Devletiz devletiz diyorsunuz ya;
Devletin en üst makamı Cumhurbaşkanıdır; yıllardır takip ettim, ediyorum; Türk Askerine kurşun sıkan insanlarla bile boy boy resimler var.
(Devlet Gazetesi Axar.az’da yazdım, birçok kişi de şahittir)
Ben de severim resim çekilmeyi;
Benim de Türkiye’nin Bakanları ve Milletvekilleri birçok insanlarla resimlerim var;
Resimlerim var diye basın açıklaması yapılıyor. Mehmet Ali Arslan ile bir resmim varsa buyurun yayınlayın!
Kovuldu diye aşağılamaya çalışıyorsunuz ya;
Ben ayrıldıktan sonra, oranın başı olan Rizvan Talibov Hasan Barın istifa etmedi kovuldu desin; Mehmet Ali Arslan ve grubu varken Hasan Barın’da vardı desin!
Devletsiniz ya; devletin en büyük makamı Cumhurbaşkanıdır.
Mehmet Ali Arslan'ın bizzat atadığı sözde Azerbaycanlı bayan Cumhurbaşkanı (Arslan iyi bilir) çıksın, Mehmet Ali Arslan döneminde benim olduğumu söylesin, bir imzamı göstersin, bir toplantıda, sokakta olsa dahi Mehmet çekilen Mehmet Ali Arslan'la olan bir resmimi yayınlasın!
Bu arada; kabine toplantılarınızın resimleri de ben de var. Fotoğraftaki kişiler arasında kendimi çok aradım nereye saklamışım bulamadım.
Üniversitenin kuruluşlarından ilkokul mezunu olanın bile ismi var. 2 fakülte bitirdim, 3. bitiyor, buyursun, alademisyenleriniz zaten yokta, kurucu rektörünüz Ali Bilgin açıklasın benim ismim var mı?
Algıyla, tehditle, korkutmaya çalışmak için birilerine birşeyler karalamak, algı dolu basın açıklamaları yapmak kolay;
Hadi buyursunlar!
Sadece menfaati olan yalan söyler!
Devletlerim de, Devletlerimin birimleri de beni tanıyanlar çok iyi bilir; hiçbir menfaatim yok!
Ayrıca;
Ben sadece Ermenistan isgalindeyken Göyçe Zengezur Devleti'nin de görev almadım; şu an Ermenistan işgalindeki İrivan için İrivan Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunda da görev aldım. Çin işgalindeki Uygur Devleti'nden de, Başbakan, yurt dışındaki sürgün bakanlar dahil üst düzey insanlarla da dostluğum var; sık sık ta görüşürüm.
Bu konularda kalemimle de destek veririm.
Hem İrivan hem de Uygurlatla ilgili birçok ta köşe yazımda vardır.
İsgal edilmiş toprakları topraklar için hiçbi menfaat gözetmeyen mucadele eden Türk'ün olduğu her yerde varım; ve dava adamı olduğum için ömrüm yetinceye kadar da olacağım ve bundan da gurur duyacağım
Ama şartlarım var; işgal kalkıncaya kadar ve yanlış iş, kişisel ikbal ve menfaat olmayacak ve Türkiye ve Azerbaycan durun demeyecek.
Bu yazdıklarımı ispat edecek, Azerbaycan, Türkiye'nin saydığı onlarca politikacı, yazar, gazeteci olduğu gibi bizzat Mehmet Ali Arslan'ın atadığı sözde üst düzey kişiler de var, o da ayrı da;
Bunlar, tehdit. hakaret etmek, yazmak kolay olduğu için affınıza sığınarak yazılanlara cevap olsun diye yazmak zorunda kaldım;
Ama, söz konusu olan ve benim yazdığım yazımın konusu bunlar değildi ki;
Söz konusu olan, bu üniversitenin bahsedildiği, gibi hiçbir mezun vermediği halde uluslararası geçerliliği olup olmadığıdır.
Tabi yazdığım bir kelimeye cevap veremiyorlar belge gösteremiyorlar; taraftarlarıni konsolide etmek için konuyu, yok Hasan Barın bizden bizdendi diye konu çarpıtıyorlar.
Sanki;
Bu, Azerbayca adı taşıyan, İskoçya adresli, parası Ankara’da alınan, hiçbir akademisyeni olmayan, sınavı kimin yaptığı, kimin sınav olup olmadığı belli olmayan Göyçe Zengezur Üniversitesi;
Hasan Barin’ın, bu sözde devletin içinde olmasıyla mı, uluslararası geçerlilik kazanacak, saygın olacak?
Peki bu devlet, içinde Hasan Barın olunca mı şu an bir devlet bile tanımıyorsa o zaman, Azerbaycan Türkiye dahil bütün Dünya’mı sizi tanıyacak!
Yarın birgün mezun olduklarında o üniversite diplomasının uluslararası geçerliliği olmadığını öğrenen kişiler mağdur olmayacak mı?
Hasan Barın neymiş böyle ya!
Hatırlat, unutturma Hasan Barın, Hasan Barın’ı, Hasan Barın aynada sevecek!
Bakın, aramızda kalması kimselere söylememeniz şartıyla ben size birşey söyleyeceğim:
Bunlar, basın açıklamalarında iddalarıma sorularıma cevap veremeyip bizdendi diyorlar ya; bunları da ben yazıyorum onlardan olsam zaten yazmam bunlarla başımı belaya sokuyorum ya;
Ayrılma, olandan bitenden haberimiz olsun diye beni büyüklerim çok uyardılar; dinlemedim şimdi ve ayrıldıktan sonra da arada çok pişman oldum.
Keşke ayrılmamış olsaydım da;
Olandan bitenden direk haberim olur, kulağımla duyar, gözümle görür; basın açıklamalarında “bizdendi” dediklerinde, oradan buradan araştıracağıma, “evet onlardandım”; bizzat gördüm, duydum yazdım aha da bu üniversitenin de belgeleri demek isterdim.
Bunu söylerken gene büyüklerimi dinlemediğim için kendime kızıyorum
Ve;
Malesef, çok istememe rağmen onların “bizdendi” dediklerinde, “evet haklılar onlardandım ve o yüzden bizzat onlardan olduğum için yazıyorum” diyerek onları doğrulayamamak ta beni üzüyor.
Aha da itiraf ettim!
Bakın sizden söz aldım kimseye söylemek yok; aramızda!
Affınıza sığınarak;
Ben, kim olursa olsun haksızlığı sevmem; kiracıyı ev sahibi babama karşı; o daha az hırsız diye, hırsızı hırsıza karşı savunmuş adamım;
Bana bu yazıdan sonra bazıları çok ama çok sıkıcı da olsa o kadar çok telefon geldi ki,
Bazıları ise çok sıkıcı olduğu kadar çok ta saçmaydı.
Ben Mehmet Ali Arslan’ı bile, bu söylendiği gibi olmadığını, iki yazı yazdığım üniversite için savundum;
Nasıl mı?
Biri aradı beni, “Bu üniversiteye kaydolan 30 kadar ilkokul, Ortaokul mezunu öğrencileri var” dedi.
Bana hakaret etmiş, beni sevmeyen birisi olsa da; üniversite kaydı için lise mezun olmak lazım, ilkokul ortaokul mezunlarını kaydetme riskini kimse almaz, fırsatçılık yapıp, yalan söyleyip, beni aptal yerine koyup, vaktimi çalmayın” müsai değilim, işim var meşgulüm deyip telefonu kapattım.
Hepimiz bir gün öleceğiz. Öldükten sonraki ahiretin saniyesi kadar olan bu Dünya’da kim olursa olsun; bana yalan, iftira, çamur atan kişi olsa dahi, yalana, iftiraya, saçma şeylere karşıyım.
Dinlemem, dikkate almam!
Gene birisi;
“Mehmet Ali Arslan hakkında açılmış nitelik dolandırıcılık davaları olduğunu” söyleyince. “Fırsatçılık yapmayın kardeşim, ben üniversiteyi araştırıyorum, yeterince de bilgiye sahibim bana ne kişiler arasındaki davadan” deyip, elimde belge var demesine rağmen onu da dinlemedim, ona da telefonu kapattım.
Son sözüm kaydolan ve kaydolacak çocuklara;
Bakın Canlar;
Ben, bir kuruş helal para almadan 500 yazı yazdım, kimse de şu yalan diyemedi, bunda da diyemiyorlar; ben iyice birşeyi araştırmadan bilgi sahibi olmadan yazmam; Devlet gazeteciliğinde bize konuşmak, yazmaktan önce susmak öğretildi; o yüzden sadece izin alabildiğim kadarıyla yazabiliyorum;
Kendimce de varlığı da yokluğu da görmüş, 50’sini devirmiş bir adamım, bunların basın açıklamasında yazdığı gibi, (ne doğru ki zaten) lise öğretmenliğine yetkili olsam da lise değil, yüzlerce öğrenci yetiştiren ilkokul öğretmeniyim. Batıdan doğuya bütün çocukların hepsi de benim evladımdır.
28 senelik öğretmen olarak eğitime de; kendi eğitimime de önem veririm;
Öğretmenlik yaparken ben de tarihi bitirdim, tarihçiyim ve şu an Siyaset Bilimleri öğrencisiyim. Bakın anneniz babanız para veriyor veya kendiniz kazanıyorsunuz; para yerine bir şekilde konur ama zaman parayla da geri gelmez; zamanınızı boşa harcamayın!
Bakın bu yazıyı sizlere ulaştırmak için uykusuz kaldım sabah ezanı okundu!
Lütfen, lütfen, lütfen!
Kimseye inanmayın!
Yazabildiğim, müsade edildiği kadarıyla, bu kadar yazdım çizdim; ama bana da inanmayın!
Hepinizin elinde cep telefonu var;
Arayın YÖK'ü; arayın, Azerbaycan'daki bir bölgenin adını taşiyor ya, Azerbayca'ı arayın; arayın zor değil; İskoçya Büyükelçiliğini arayın, önce böyle bir üniversitenin olup olmadığını sorun, bu belirtilen üniversitenin uluslararası geçerliliği olup olmadığını sorun;
He, böyle bir üniversite var ve uluslararası geçerliliği de var derlerse; kayıt parası olarak yatıracağınız veya yaptırdığınız, imza attığınız bütün belgelerinin hepsinin noter tastiğini alın, ve gerçekten uluslararası geçerliliği olan üniversite içi mi yatırmışsınız, yukarıda yazdığım yerlere özellikle YÖK ve Azerbaycan’a sorgulatın. Unutmayın; Türkiye’nin, Azerbaycan adını taşıdığı halde tanımadığı hiçbir üniversitenin uluslararası geçerliliği ve tanınırlığı olmaz.
Bizim Devletlerin resmi kuruluşları ve İskoçya, bu üniversite var ve uluslararası geçerliliği de var desin;
önce bana yalançı deyin aklınıza gelen küfürü edin gene kayıt olacakmışsınız gene kayıt olun!
Dikkat edin;
Bakın en bariz kolay bilgilerde bile hata var;
Bilgi almak için yaptığım whatsapp görüşmesinde Rektörün 3 senedir görev yaptığı söyleniyor. Yani, sizi bilmemde 3 senedir bu üniversite varmış, ben ben bu cümleden bunu anlarım. Hal böyleyken, ne garip ki Üniversite logosuna bakın 2023 yazıyor.
Benim matematiğim kötüdür siz hesap edin, İki bini bırakın 24-23 çıktığında 1 kalmaz mı?
Açılıs yarihi bile bir tuhaf Hem 2022'mi 2023'mü; 3 sene olduysa 2024-3=2021 eder ben mi yanlış hesap ediyorum?
Buyrun taktir sizin;
Uluslararası geçerliliği belgesi ve akademisyen isimlerini istiyorum, zam gelmezse ki gelecek 4 yılda 320.000 yapar; ben bu parayı vereceksem bunları sormam hakkım değilmi; ısrar edince huylanıyorlar ve artık mesajlarım gitmiyor.
Bakın ben iki tane üniversite bitirdim, bana uluslararası ilişkiler öneriliyor, peki benim bilgi alacağım kurum öğrenci işleri değil mi; yazımı şu ana kadar 20.000 den fazla insan okudu linkleri verdim; gördünüz bırakın öğrenci işlerini hiçbir fakültede akademisyen bile yok; he ayrıca üniversitede yüksek lisans eğitimi de veriliyor, yüksek lisans eğitimini de genelde prof’lar verir, bırakın Prof’u öğretim üyesi yok; koymuşlar oraya ismini bile söylemekten korkan birini vermişler eline telefonu;
Beni bilmedikleri için bulamayacağımı sanıpta verdikleri rektör ismiyle kaç defa konuştum. İsmini verdikleri günden aylar önce istifa etmiş. (Kanıtlarım) ve benim üniversite hakkındaki bilgim inanın istifa eden rektörden fazla, ona üniversite hakkındaki durumdan ben bilgilendiriyorum. Büyük olasılıkla iyi niyetinden ve yaşlılığında faydalanılmış.
Son söz; Yazımın başında zaten ismi geçen kişiler mahkemeye verebilir diye yazdım;
Sanki mahkemeye verebilirsiniz diyen ben değilmişim gibi, beni mahkemeye vereceklermiş,
Hiç sanmıyorum;
Bu konudaki araştırma işini devlete bıraktım, kendilerini ihbar etmek istiyorlarsa buyursunlar, daha ötesini mahkemede de anlatmak, belgeler sunmak için benim içinde mükemmel fırsat olur, verirlerse de memnun olurum!
Önemle ricam;
Bu yazıyı yayınlayacak gazeteler de, bu yazinın da silinmesini isteyen, tekziple tehdit eden olursa lütfen, üniversitenin yök ve uluslararası tanınırlığına dair belge istesin, belge gelmez de, gelse dahi gazete sahipleri YÖK'e kendileri de sorsun, bakalım kim doğru söylüyor!
Bugün Gazeteciler Günü, başta bana beş sene önce kalemi veren Büyuk Gazeteci. Ustam Nigar Ögeday olmak üzere; kalemini satmayan, korkmayan, Vatan, Devlet, Millet için çalışan, mangal yürekli gazetecilerin gününü kutlarım!
Sağlık, huzur, saygı ve iyi insanlarla kalın!
BARIN Hasan Alioĝlu
Tarihçi, Araştırmacı Gazeteci, Yazar
Zengezur Özgürlük Harekatı Genel Başkanı