Suriye’nin geleceği, içerideki dengeyi kuran, uluslararası aktörlerin etkisine bağlı olarak şekillenecek. Yeniden yapılanma ve istikrar için, önümüzdeki yıllarda Suriye’nin bölünmüş yapısının resmi bir düzenleştirilmesi veya yeni bir yönetim modeline geçilmesi beklenebilir.
Suriye’de yıllardır süregelen savaş, yeni bir dönemece girmiş durumda. Son günlerde muhalif gruplar, Halep, Hama ve Humus bölgelerinde rejim güçlerine karşı hızla ilerliyor.
Bu ilerleyiş, farklı muhalif grupların operasyonel kabiliyetlerini ve bu gruplara dışarıdan sağlanan destekleri yeniden gündeme taşıdı.
Muhalif Grupların Dağılımı ve Destekçileri
Muhalif cephede öne çıkan gruplar arasında Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ), Ahrar uş-Şam ve Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) Suriye milli ordusu bulunuyor. Türkiye, özellikle SMO’ya lojistik ve operasyonel destek sağlarken; HTŞ gibi gruplar daha bağımsız hareket ediyor. İran karşıtı eksende yer alan bazı Körfez ülkelerinin de dolaylı yollarla diğer muhalif gruplara destek verdiği biliniyor. İhtimaldir ki bu örgüte ABD ve İsrail’de destek veriyor olabilir.  .
Özellikle HTŞ, Halep’in batısında önemli bir alanı kontrol altına alarak rejim hatlarını zorluyor. SMO ise kuzeydeki Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinde kırmızı alarma geçti. Ayrıca, muhaliflerin ortak operasyon merkezlerinden biri olan Fethu’l Mübin Operasyon Odası, rejim karşıtı saldırıların koordinasyonunu sağlıyor .
Muhaliflerin Sayısı ve Bölgelerdeki Etkisi
Suriye’nin kuzeyinde aktif olan muhaliflerin toplam sayısının 70 bin ile 100 bin arasında olduğu tahmin ediliyor.
Bu güçler, Halep çevresinde 12’den fazla köyü ve İdlib’in doğusunda altı köyü kontrol altına almış durumda. Muhalifler ayrıca rejime ait bir askeri havaalanına drone saldırısı düzenleyerek bir helikopteri imha etti ve rejim askerlerinden onlarcasını esir aldı .
Rejimin Cevap Verememesi: Nedenler
Rejim güçlerinin son dönemde bu kadar hızlı bir ilerleyiş karşısında ciddi bir karşılık verememesi, hem askeri zayıflığını hem de müttefiklerinden gelen desteğin azalmasını gözler önüne seriyor. Rejimin başlıca destekçisi olan İran, bu süreçte bir komutanını kaybetti; bu durum, saha kontrolü üzerindeki etkisini zayıflatabilir .
Sonsöz : Yeni Dengeler ve Beklentiler
Suriye’de sahadaki dengeler hızlıca değişirken, uluslararası güçlerin pozisyonları ve çıkarları da bu tabloyu şekillendiriyor. Türkiye, muhaliflerin ilerleyişinden fayda sağlarken, rejim ve müttefiklerinin bu saldırılar karşısında vereceği yanıt, bölgenin geleceğini belirleyecek. Ancak şu anki tablo, sahada devlet dışı aktörlerin hâlâ güçlü olduğunu, buna karşın rejimin giderek kontrolü kaybettiğini gösteriyor.
Yaklaşan süreçte Suriye’nin siyasi yapısının değişmesi veya bölgesel güçlerin inisiyatifi ele alarak daha büyük bir çatışma riskini önlemesi bekleniyor. Ancak bu gelişmelerin en büyük mağduru yine siviller olmaya devam ediyor. İdlib kırsalına kaçan 10 binden fazla sivil, yeni bir insani krizin habercisi .
Necat KACAN
Eğitimci Araştırmacı Yazar
Dipnot:
Zamanlama, Süreç ve Kazananlar
Suriye’deki bu gelişmeler, özellikle muhalif grupların ilerlemesi ve bölgede artan gerilim, belirli bir stratejinin parçası olarak değerlendirilebilir. ABD, Türkiye ve bölgedeki diğer güçler, zaman zaman bu tür operasyonları örtülü veya doğrudan desteklemektedir. Ancak asıl düğmeye basan güçlerin kim olduğu, bölgesel dengeler ve çıkarlar göz önüne alındığında karmaşıktır. Türkiye’nin ÖSO’yu desteklemesi, özellikle PKK/YPG’nin güç kazanmasına karşı bir denge kurma amacını taşırken, ABD ve Rusya’nın tutumu daha çok çıkarları doğrultusunda şekilleniyor. Bu süreçte kazançlı çıkan taraf, son tahlilde bölgedeki en güçlü askerî ve diplomatik desteğe sahip olanlar olacaktır.
Suriye’nin geleceği, içerideki dengeyi kuran, uluslararası aktörlerin etkisine bağlı olarak şekillenecek. Yeniden yapılanma ve istikrar için, önümüzdeki yıllarda Suriye’nin bölünmüş yapısının resmi bir düzenleştirilmesi veya yeni bir yönetim modeline geçilmesi beklenebilir.