Şimdilerde çocuklarınızı ekmek almaya yollayabiliyor musunuz bilmiyorum ama, biz yarışırdık!
3 kardeşin en büyüğü olma avantajını kullanır, çoğunlukla ben giderdim ekmek almaya!
Bir iki gün üst üste gidince adil olmam gerektiği aklıma gelir, kardeşlerime de izin verirdim ara ara…
Ekmek arabasının saat kaçta geldiğini çok iyi bilir, haro’ya konmadan havada kapardık sıcacık somun ekmeklerini!
Ve ilk işimiz şuşu’larını kopartıp yemek olurdu.
***
“Haro; içine ekmek, tahıl, un konan tahtadan yapılmış ağzı kapaklı derin dolap”
“Şuşu; somun ekmeğin yuvarlak kenar uçları”
***
Kaç ekmek alırsak alalım eve gelenlerin hepsinin şuşu’ları yenmiş olurdu, o kadar lezzetli gelirdi ki sormayın, şimdi bile sofraya konduğunda gözüm hemen ekmeğin şuşu’lu kenarlarına ilişir.
Öyle küçük şeylerle doyar, öyle küçük şeylerle mutlu olurduk ki, bu gün doymak bilmeyen açlığımızın ve mutsuzluğumuzun yokluktan değil de çokluktan olduğunu daha iyi anlıyorum.
Birkaç pantolon birkaç gömleğim varken bu gün ne giyeceğim derdim yoktu mesela!
Ağzına kadar tepili kıyafet dolabı sezon sonu kampanyaları ve yeni sezon indirimleri her güne ayrı kombin yapma derdini de getirmişti beraberinde.
***
Yedikçe yiyesi geliyor derlerdi ya hani, bu sözün birkaç kap yemekten ibaret olmadığını, dünyalık mal mülk şan şöhret para pul mevki makam derken her şeyi içine aldığını şimdi daha iyi anlıyorum.
4 tekeri olsun benim olsun araba modellerinden her araca binmem, bedava verseler olmam açlığı, sahibindende fiyatı en yüksekten başlayan çiziksiz, emsalsiz, TR’de tek başlıklı filtrelemeli araç bakmalar, iki göz odalı mutluluk hayali kurulan evlerden lokasyon manzara ve iç mimari tercihle evrilen…
Hayatımızın çizilmiş! Bari arabamız hatasız boyasız olsun!!!
Millet aç aç derken! Fakirler kast edilmiyormuş meğer!
***
Neyse, demem o ki en zenginlerin ve en sağlıklıların hatta hastaneleri olanların bile Pir Sultan’ın çok yaşayan 100’e kadar yaşıyor sözüne imrense de 70 bilemedin 80 de terk-i diyar ettiği bu alemde,
Elalemin ne yaptığı ile değil de kendimizin ne yaptığı nereye doğru yol aldığı daha önemli bence.
Demem o ki, şuşu’nun tadını almış, fatiha’da hamd şükür ve övgünün yalnız O’na ait olduğunu anlamış biri olarak, kimsenin gündemi ile yaşamaya niyetim yok.
beni duygularımı hislerimi tercihlerimi yönetemedikten sonra dünyayı kimin yönettiği hangi ailelerin ne senaryolar yaptığı da çok ta önemli değil, nazarımca.
Nazarımca derim ama nazarım değmez kimseye, dilerim Kralınız da çok yaşasın sizde.
Herkesin şehzadesi lideri önderi ayrı bir diyara sultan olsun, yeter ki gönlünüz olsun.
Ben bakkala gidiyorum ekmeeen Şuşu’larını yemeğe, Salı günümüz de mübarek olsun, selam ve dua ile…
Yücel Alpay Demir.