Bugün, 17 Nisan 2025 Perşembe

 

Selam dostlar, çok uzun zamandır İronik Sorgulamalar yazmıyorum. 

En son yazımda yazmıştım "Bu ülkede gazeteci olmak zor zanaat" diye... 

Ya susacaksınız ya da konuşup her şeyi göze alacaksınız... 

Konuşurken ya da yazarken neye göre, kime göre yazacağınız belirlenmiş durumda..
Şartlar belli.. 

Bu şartları taşıyanlar "profesyonel gazeteci(!)" kimliği ile her mecrada boy gösterir, gösterebilir! 

"Gazeteci" kimliği, eğitimi ya da basın kartı vs de şart değil onlara..
Ayrıcalıklılar zaten! 

Şartları taşımayanlar, kabul etmeyenler mi? 
Basın kartının olması filan....
Geçin bunları!
Onlar ya susacaklar, ya susacaklar! 

Hani bir atasözü var "Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin!" diye. Tam da bu durum için söylenmiş gibi.. 

Yahut dayatılanları görmedik, duymadık deyip 3 maymunu oynayarak yazalım desek meselâ.. 

Bu kezde şu geliyor insanın aklına: 

Bu ülkede neyi, niye, kime, kim için yazalım ki? 

Ama "içim şişti" derler ya.. 

O "sıfatsız" sözde gazeteciler yazıyorken!
Ben gerçek "gazeteci" kimliğimle neden yazmayayım ki? 

Haydi o zaman!
Yeniden başlasın "İRONİK SORGULAMALAR"
:) 

Ülke gündemi malum..
Hararetli..
Her güne yeni bir şey..
Kaybolan çocuklar, cinayetler, şiddet, kara para aklamaları, öğrencilerin sorunları, kiracılar, ev sahipleri, trafik magandaları, kazalar, yangınlar sayın sayabildiğiniz kadar...
Ve hepsini gölgede bırakacak ekonomik sıkıntılar, vergiler, zamlar, piyasalar….... 

Tüm bunlar tam gaz sürerken, ya siyaset arenası? 

Siyaset Arenası! 

Orası bizden, yani halkın durumundan daha beter! 

Halkın, bizim gündemlerimizden uzak, ""neyi, neden"" yaptıklarını anlamadığımız bir sürü şeyi yapıp duruyorlar... 

Seçtiklerimiz yani... 

Seçtiklerimiz derken sakin olalım! 

Tarafımız olarak seçtiklerimizden bahsediyoruz.. 

Hani bu ülkede " futbol takımı" tutar gibi; ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın ya da ne yapmazsa yapmasın desteklemekten vazgeçmeyeğimiz 'taraf'ları olup, daha doğru ifade ile, TARAFTARI olup SEÇTİKLERİMİZ! 

Onları desteklememizin sebebi aslında "ONLARIN" bizim tarafımızda yani; ideolojileri, dünya görüşleri, olaylara bakışları ile, bizim "tarafımızda" olduklarından dolayı değil miydi? 

Yine kafam karıştı! ?! 

Neyse.... 

O seçimlerimizin muhatabı zatlar ve ahalileri... 

Biz onları; (SÖZDE!) belli bir ideolojimiz, düşüncemiz, fikrimiz var, onlarda tüm bunlara sahip çıkıyor(!), savunuyor(!), bizim adımıza konuşuyor(!) diye seçiyor, destekliyoruz değil mi? 

Biz, insanız neticesinde..
Ama bu konuda sınıf olarak halkız! 

Temsile de ihtiyacımız var.. 

İnsanın varoluşunun da temelinde vardır bu.. 

Toplumun her kategorisinde bir lider olmalıdır. 

İnsan fıtraten ya yöneten, ya yönetilen olmalıdır çünkü! 

Çok kardeşli ailelerde başı çeken bir kardeş illaki vardır mesela.. 

Çocukken çok basit bir oyunu kuran, kuralları belirleyen.. 

Bunlar ve genişletebileceğimiz bir çok durumda, alanda "yöneten" ve "yönetilen" vardır, olmalıdır da.. 

Peki bu sıfatlar ve örnekler içinde en küçük halkayı düşünerek sorsak, desek ki: 

Ailede "yönetilen" yahut "yönlendirilen" konumundayken biz; "yöneten" yahut "yönlendirenimiz" bizim şahsi, ailevi, maddi, manevi zararımıza hareket etmeye başlasa??
"BİRLİKTE" savunduğumuz değerleri hiçe saysa??
Zarar göreceğimizi umursamadan üstelik! 

Ne deriz?
Ne demeliyiz?
Saygı, koşulsuz itaati mi gerektirir?
Yoksa emir demiri keser mi? 

Sorsak neden bunu yaptın desek? 

Günaha mı gireriz? 

Zorda kalsa da, zarar görse de, incinse kırılsa da; sorgulamadan itaat eden, diğer ve "değerli" aile üyeleri bizi dışlar mı yoksa? 

Yahut "O olmadan mazallah biz olamayız, hata yaparız illâki, biz kimiz ki!" CİLER DEN MİYİZ? 

İşte bu TARAFTARLIK! 

Tıpkı futbol takım taraftarlığı gibi! 

"Yensek te, yenilsekte taraftarız seninleeee!"
Marşlarına uygun... 

Aile en küçük halka dedik.
Toplumsal olarak büyük halkada ise sıfatımız, yaşadığımız ülkenin vatandaşlığı.. 

"VATAN"DAŞ! 

Aynı karında büyüdüğü için KARINDAŞ'tan türemiş KARDEŞ misali.. 

Aynı topraklarda, aynı 'VATAN'da yaşayanların sıfatı... 

O vatanın iyi-kötü her konusuna ortak olan, olmak zorunda olan insanlarız en nihayetinde. 

Matematik konusu olan kesirlerdeki bir tür gibi.. 
Paylarımız farklı olsada paydalarımız bu sıfatla eşittir! 

Eşit, yani ortak paydalı olmalıdır! 

Ortak olan "payda"mız: 

Vatanın bölünmez bütünlüğü ve ek olarak o vatanda eşit, aynı zamanda da iyi koşullarda yaşayabilmek! 

Kesir örneği ile farklı olabilecek olan "pay"larımız ise; ideolojilerimiz, yaşam tarzlarımız, hayata dair beklentilerimiz, önceliklerimiz, savunduğumuz değerler vs.. 

Bunlar farklı olabilir..
Olmalıdır da.. 

Nasrettin hoca fıkrasında dendiği gibi:
"Herkes aynı yöne yürüse, dünya dengede kalır mı?" 

Peki biz bu farklarımızdan olan, farklı olması doğal olan siyasi görüşlerimizi, fikirlerimizi nasıl veya neye göre belirliyoruz? 

Bizim gibi düşünen "taraf" kimse ona yönelerek.. 

Toplumda söz sahibi konuma gelmesi, "yönetici" sıfatını kazanması adına 'O'nu ve grubunu destekleyerek.. 

Buraya kadar normal.. 

Biz bunları olması gereken seyirde yaparken, "ONLAR" ne yapıyor? 

Sırayla bakalım mı? 

Şu an ülkemizde; desteklenen, sayısı ile varlığını sürdüren, 3 ana siyasi kesim var. 

"Milliyetçi"
"Sağcı"
"Solcu" 

Mesela:
Bir bakıyorsunuz 'vatan millet sakarya' diyerek meydanlarda haykıran MİLLİYET(!)ÇİLER, "GERÇEK" teröristlere kollarını açıvermiiişş!... 

Bu hainlerin elebaşına şimdiye kadar "BEBEK KATİLİ" diyorken; şimdilerde "SAYIN" diye başlayarak adıyla, "SOY" adıyla hitap edip, daha önce idam istedikleri bu varlığı insan yerine koyup muhatap alıyor, söz hakkı veriyor! 

Ya da "SAĞCI" diye geçinenlerin ideolojileri artık tek bir yönde.. 

Din diyanet! 

Peki din adına sergiledikleri tavırlar, yaşamları, davranışları? 

"Milliyetçi" dediklerimiz son demde attıkları gol ile bunu yaparken, "Sağcı" dediğimiz kesim ise artık sadece "muhafazakar ve dindar" adıyla toplumda varlığını gösteriyor.. 

Bu dindar kimlik ile  yapılanların dinde yeri var mı?
O da önemli değil! 

Nasıl ki  bir milliyetçi için, 'TERORİST'in vatan toprağını bölmeye çalışması önemli değilse! 

Sağcı içinde "ALLAHIN İZNİYLE" dedikten sonra yapılan yanlış olsa bile önemli değil! 

İşin içinde "Allah" var çünkü! (HAŞA!) 

Hatta diyorlar ya"
"ENFLASYONDA, FAKİRLİKTE ALLAH'TAN" !?! 

Ya SOLCUlar?
Onların derdi ezelden ebede belli zaten.. 

**Mavi gözlerine kurban olduğum Atam!
Sen kalk da ben yatam!
Mitingde bayrak salladım...
Tencere tava çaldım..
Işık da açtım kapattım..
Daha ne yapam?** 

Diye dövünüp durmak!! 

Bu gerçek yahut ironik analizlerle; 

MİLLİYETÇİLERE desek ki:
VATAN  sevgisi bu mu? 

SAĞCILARA pardon(!) 'muhafazakar'lara:
Yapılan yanlışsa ve kötü sonuçlar doğurduysa "ALLAH'ın takdiri" doğru yapınca "sizin başarınız" mı? 

Savunduğunuz dinde; bunların, yani yaptıklarınızın veya yapmadıklarınızın karşılığı nedir? 

"SOLCU"lara:
Her şeyde arkasına sığındığınız Atatürk var ya..
Kendisi zekasıyla, çalışma azmiyle, vatan sevdasıyla bu ülke için hayatını vakfetmiş bir lider!
Bu tartışılmaz bir gerçek.. 

Ama şu an hayatta olsa; "O"nun arkasına sığınarak, hiç bir şey yapmayışınızdan dolayı size ne derdi acaba hiç düşündünüz mü? 

Neyse yine, yine yineee...
Kocaman bir NEYSEEE! 

En iyi bildiğimiz şeyi yapalım!

Fazla düşünmeyeliimm!
Kalbe zaraaar!
Beyne zaraar!

Sonuç belli nasılsa:
*Enflasyon Allah'ın takdiri!
*Fakirlik, kullukta en üst mertebe!
*"O" yapıyorsa bir bildiği vardır" illâki!
*Bizim aklımız ermez sonuçta!
*Vatan mı? O da ne..
*En önemlisi BEKÂ!
*Ama neyin "BEKÂ"sı?

Yürüyemeyecek, promter olmadan konuşamayacak hale gelsede….

Bugün siyah dediğine yarın beyaz diyen (ya da dedirtilen) adamların "BEKÂ"sı elbette!
Ah Atam! 
Hal böyle işte..
O yüzden diyorum sürekli; "Sen kalkta ben yatam!" ........... !!

Bu hezeyanlar ile ne dediğimizi, ne düşündüğümüzü bilmeyen bizlere hepsi, herşey müstehak!! 

Düşünebilecek akıl bırakmadılar ki bizde.. (Diyor iç sesimiz!) 

Biri-ikisi değil!
Hepsi! 

Hadi yinede çırpınarak da olsa düşündük, bulduk istedik, seçtik filan.. 

(Bu olan bitene rağmen, yine de el mecbur seçiyoruz ya birini!) 

Ama bu kez de; ne halkın seçimi, ne halkın "seçimi" ile "ne istediği" de önemli değil! 

Çünkü "O" büyükler:
"Ey halkımm!! Sizde akıl "kalmadığından" mütevellit, seçtiğinizde doğru değildir, siz bilmezsiniz!"  deyiveriyorlar! 

Herhalde bizler bu zatların tüm gitgellerine rağmen!
Bugün başka yarın başka oluşlarından etkilenmeden!
Hâlen aynı yerde, tam arkalarında durmaya devam ettiğimizden..

Düşünme yetisi olmayan varlıklar olarak görülüyoruz "kendileri" tarafından! 

Haksızlar mı?
Allah için değiller! 

Biz kimdik?
Neyi niye savunuyorduk?
Aslında ne istemeliydik?
Kim neyi niye, nasıl yapıyor?
Ben bunu mu istiyordum?
Neden bu haldeyiz?
Kimin eli kimin cebinde?
Bu işten kim ne kazandı? 

Amaaann....
Neyse ne! 

Bu ülkede ne sağcı, ne solcu, ne milliyetçi, ne liberal, ne kominist ne başka bir şey... 

Hiç bir görüşün bir kimliği, bir şahsiyeti, ideolojisi vs kalmadı ki! 

Kim neyi savunuyor, savunduğu şeye göre yaşıyor mu filan...
Hiçbir şeyin önemi yok.. 

Hiiçç kafa yoramam! 

Karnımız doydu bugünde ELHAMDÜLİLLAH! 

Gerisi bizi aşar! 

En önemli şey İSTİKRAR! 

Takım tutmak bizden sorulur çünkü!

**BİZDEN SORULUR!?"**
 

Tıpkı futbolda olduğu gibi.. 

Varsın tuttuğumuz takım yıllarca bizi üzsündü...
Hiç sevinç yaşatmasındı...
Herkes bizimle alay etsindi...
Olsunduuuu.... 

"Biz yine de ezelden ebede "O"nunlayız!" 

Diyenler yahut demeyenler...
İşte bütün mesele bu! 

"O" kim? 
Kimliğinin, düşüncesinin, savunduğu şeyin ne olduğundan ziyade... 

"BİZ" kimdik?
Şimdi kimiz? 

AZICICIK düşünmeye, düşündürmeye niyetle diyelim.... 



                                            VESSELÂM...
 


esin kaya
8.04.2025 20:46:28
Ahhhh diyerek başlayayım dedim Tülay hanım. Çok şükür geldi İRONİK SORGULAMALAR. Bir geldi pir geldi.Cok yaşayın emi. Ayakta alkışlıyorum sizi. Yazınız hak edene hak ettiğini vermiş. Ülkemiz kaos, dünya cehennem. Gazze can acısı, Trump kudurmuş ortalığı kavuruyor. Vatanıma dua, zalimlere beddua ediyorum.Ne oldu bize sorusunun cevabı var mı acaba. Çocukluğumda öğretilen hersey günümüzde itibarsizlastirildi. Allah yardımcımız olsun.

TARAFTARLIK BİZDEN SORULUR!

ZÎRA İSTİKRAR HERŞEYDİR!

Tülay Dikmen ile İronik Sorgulamalar

8.04.2025 17:13:00

SAVUNMA SANAYİ VE ERZURUM AĞIRBAKIM...

Sağ olanlara sahip çıkmak aklımızın ucundan dahi geçmez değil mi?

ERZURUM B.B. U-17 YAŞ GRUBUNDA 2' İNCİ HAFTA MÜSABAKALARI TAMAMLANDI...

ŞAMPİYON DADAŞ

SERKANDAŞ SİGORTA BÜYÜKLER AMATÖR KÜME PLAY-OFF MÜSABAKALARI NEFES KESMEYE DEVAM EDİYOR

TORTUM SPOR UZATMALARI OYNUYOR

ERZURUM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ U-17 YAŞ GRUBU START ALDI

TKDK’DAN HAKSIZ REKABET

Erzurum Faaliyet Raporları

21. YÜZYILIN İLK ÇEYREĞİNDE TÜRK TARİHÇİLİĞİ, ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDE ELE ALINDI

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 29 23 1 5 42 74
2.Fenerbahçe 29 22 2 5 47 71
3.Samsunspor 30 15 9 6 9 51
4.Eyüpspor 30 14 8 8 16 50
5.Beşiktaş 29 13 7 9 12 48
6.İstanbul Başakşehir 29 13 10 6 9 45
7.Gazişehir Gaziantep 29 12 11 6 1 42
8.Antalyaspor 30 11 12 7 -19 40
9.Trabzonspor 29 10 10 9 11 39
10.Göztepe 29 10 10 9 9 39
11.Kasımpaşa 30 9 9 12 -4 39
12.Konyaspor 30 10 13 7 -6 37
13.Kayserispor 29 9 11 9 -11 36
14.Bodrum FK 30 9 14 7 -10 34
15.Rizespor 29 10 15 4 -14 34
16.Sivasspor 30 8 15 7 -10 31
17.Alanyaspor 29 8 14 7 -11 31
18.Hatayspor 29 4 18 7 -24 19
19.Adana Demirspor 29 2 23 4 -47

YAZARLAR