Ekonomik kriz deyip geçmeyin. Belki de bu, bir beceriksizlik değil; bilakis, bilinçli bir tercihtir. Çünkü bugün Türkiye’de yaşanan ekonomik yıkım; sadece dövizin, faizin, enflasyonun meselesi değildir. Aynı zamanda bir zihniyetin, bir iktidar anlayışının vatandaşla kurduğu ilişki biçiminin göstergesidir.
Josef Stalin’in meşhur bir hikâyesi vardır. Der ki: Bir gün bir tavuğu eline alır, canlı canlı tüylerini yolar. Tavuk çırpınır, acı çeker, ama kaçamaz. Stalin tüyleri yolmayı bitirince, cebinden bir avuç buğday çıkarır. Tavuk can havliyle, tüyleri yolan elin peşine takılır. Stalin döner çevresindekilere: “Gördünüz mü?” der. “İnsanı yeterince acı çektirirseniz, sonra en küçük yardımı bile sadakatle karşılar.”
Bugün Türkiye’de milyonlarca vatandaş, sistemli bir şekilde yoksullaştırılıyor. Markette domatesin fiyatı astronomik, kiralar yangın yeri, asgari ücret günü bile kurtarmıyor. Ancak tüm bu tablo, iktidarın “başarısızlığı” değil, gayet bilinçli bir stratejinin parçası olabilir.
Neden mi?
Çünkü yoksullaşan toplum, bağımlı hale gelir. Geçinemeyen vatandaş, yardım kolilerine, sosyal yardımlara, iktidarın belediyelerine muhtaç bırakılır. Seçim dönemlerinde dağıtılan kömür torbaları, makarna paketleri, aynen Stalin’in avucundaki buğday gibi işlev görür. İnsanlar, kendilerini bu hale getirenleri değil, o kırıntıları verenleri alkışlar hale gelir.
Ekonomi politikaları neden bu kadar bilinçsiz, neden bu kadar temelsiz?
Çünkü amaç istikrar sağlamak değil, istikrarsızlıkla kitleleri kontrol etmektir. Herkesin yarınından kaygı duyduğu bir toplumda, insanlar sorgulamaz; mücadele etmez, direnemez. Tıpkı tüyleri yolunmuş tavuk gibi, en küçük şefkate bile minnet duyar.
Bu düzen değişmeli.
Vatandaş, ekonomik refahı bir lütuf olarak değil, anayasal hakkı olarak görmeli. Tüyleri yolunmuş değil, özgürce dolaşan, onurlu bir yurttaş olmalı. Ancak o zaman, iktidarlar hesap vermeye başlar. Ancak o zaman, halk susmaz, korkmaz ve minnet duymaz.
Yoksa bu krizden çıkamayız. Çünkü mesele, yalnızca ekonomi değil; aynı zamanda bir zihniyet savaşıdır.