Bugün, 13 Ocak 2025 Pazartesi

Biraz sonra Brüksel’den ayrılacak genç diplomatımız. Öncesinde çaylarımızı yudumluyor son ve genel bir sohbet yapıyoruz Vahit Bey’le. Merakımda takılı kalanları soruyorum ben de.
Vahit Özdemir: Özetlersek o civarı epey dolaştım, iyi çevre yaptım. Bugünkü şartlarda, biraz da hata ettim. NATO’da uluslararası memur olarak kalma şansım vardı, kullanmadım. Türkiye sevdası ağır bastı. Halbuki on sene rahat rahat kalabilirdim. Mesela Halil Akıncı vardı, on sene böyle kaldı. Asıl kadronuz, tayin-terfiniz devam ediyor ama maaşı NATO Genel Sekreterliği’nden alıyorsunuz. Ayrıca Avrupa Ekonomik Topluluğu’ndan da iyi dostlarımız oldu, Belçikalı, İtalyan, Alman. Onlarla görüşüyorduk. Orada şunu gördüm; bir yerel dili bildiğiniz zaman sıkıntı çekmiyorsunuz. Yani orada Fransızca bilmek mühim. Bir Alman vardı, kendi dilinin yanı sıra, İngilizcesi var, Fransızcası var.
Özlem Pekcan: Sizde sadece Fransızca mı vardı?
Vahit Özdemir: O zaman öyle. Sonra İngilizce öğrendim. Almanya’da Almanca öğrendim. Pratik Rusça ve Farsça da öğrendim, okuma yazma yok. Zaten Urumiye’de herkes Türkçe konuşuyor, orası Türk Bölgesi, Azerbaycan Türkleri’nin bulunduğu bir yer, oradaki Süryaniler, Asuriler, Kürtler hepsi Türkçe biliyor. O nedenle burada başka lisana ihtiyaç duymadım. 
Diller ilgi alanım. Kendisininkinden başka lisan bilen ve konuşanlara çok saygı duyuyorum. Bu sebeple tekrarlıyorum.
Özlem Pekcan: Yani şimdi Almanca, Fransızca, İngilizce biliyorsunuz.
Vahit Bey sabırla açıklıyor.
Vahit Özdemir: İyi derecede Fransızca biliyorum, orta derece İngilizcemiz var, Almancamız işimizi görür, diğerleri de pratik.
Gerçek bir lisan bilgisine sahip olanlar, Vahit Bey gibi sınıflandırırlar bilgi düzeylerini. Ben bunları ölçüp biçerken o devam ediyor.
Vahit Özdemir: Mesela Tiflis’teyken bir Türkolog’dan beş altı ay Rusça ders aldım. Baktım adam beni gramere boğuyor. 
“Hocam,” dedim. “O kadar detaya gerek yok.” 
“Anlaşıldı, sen sokakta derdini anlatmak istiyorsun.”
Ondan sonra Moskova’da otelde dahi pazarlık yaptım. Otel devletin ama adam 100 dolar istiyor. “Sana 10 dolar vereyim, kayda geçme,” diyorum. “Tamam” diyor. 
Kötüyü de öğreniyorsunuz. Yine Tiflis’teyken birkaç heyet geldi. Benim adıma alınan odada kaldılar. Biz orada yerel muamele görüyoruz. Günlüğü 5-6 dolara, diyelim 5 günlük oda tutuyoruz, peşin ödüyoruz, adama da biraz fazla veriyoruz. Gelen kişi Vahit Özdemir kaydı altında orada kalıyor. Başka sefer birkaç tane büyükelçi benim ve diğer arkadaşlar adına alınan biletlerle Tiflis’ten Moskova’ya uçtular. Düşünün uçak düşse Vahit Özdemir öldü diye kayıtlara geçecek. 
Özlem Pekcan: Tiflis’te ne sebeple bulunmuştunuz?
Vahit Özdemir: Oradaki büyükelçiliği ben açtım. Onu daha sonra anlatacağım. Sırada İran var.
Özlem Pekcan: Brüksel’den ayrılmadan önce, aklınızda kalan başka ilginç anınız var mı?
Bir an duraksıyor Vahit Bey, sonra “TRT Spor Spikeri” diyor. “Anlatır mısınız?” diye soruyorum. Başlıyor.
Vahit Özdemir: Büyükelçilikteyim, Konsoloslukla aramızda 300-400 metre var. Telefon çaldı, oradaki polis açtı, anlaşamadı, ben aldım. 
“Buyurun.”
“Ben Yüzbaşı … Jandarmadan arıyorum. Sizin bir TRT spikeri, hırsızlık yaptığı gerekçesiyle gözaltında bilginiz olsun.”
Durumu hemen büyükelçiye bildirdim. “Aman evladım, hünerini göster bu adamı kurtar,” dedi. “Türkiye’nin itibarı söz konusu, rezil olmayalım.”
Jandarmaya gittim. Yanımızda güvenlik ataşesi de var, bir Başkomiser. Orada anlatıyorum: “Ben sayın büyükelçinin özel temsilciyim. Her türlü kefaleti vermeye hazırız. Bizde böyle bir şey olması mümkün değil. Bu kişi zengin bir aileye mensuptur.” Fakat adamın kim olduğundan haberim yok. 
Bana boş bir kâğıt imzalattılar, birkaç form doldurttular, spikeri çıkarttık. 
Özlem Pekcan: Olayın aslı neymiş?
Vahit Özdemir: Çalınan şey 15-20 dolarlık bir kalem. Belki unuttu, belki hastalığı var, belki yanlış anlama. Bilemiyorum. O gün onu saat 16:00 gibi çıkarttık. Akşam 19:00-20:00 gibi maçını anlattı. 
TRT Spikeri ertesi gün konsolosluğa sözüm ona teşekkür için geldi. Yepyeni bir çift ayakkabı getirmiş. “Kaç numara giyiyorsun?” diye sordu. “44,” dedim. Ne dese: “Bunu sana satayım!”
Ben olsam, biri beni kurtarsa, ayakkabıları hediye ederim, daha neler yaparım. Neyse ben bu spikerle ağabeyime bir karton sigara gönderdim. Normalde, ben bir iyilikte bulunmuşum öyle değil mi? Sigarayı ağabeyimin iş yerine bizzat onun götürmesi gerekir, öyle beklenir. Hayır. Ağabeyimi kendi iş yerine (TRT’ye) çağırtmış. Üstelik ne ikramda bulunuyor ne oturtuyor. Sigarayı veriyor, gönderiyor. 
Halbuki nezaretten çıktığında; “Allah senden razı olsun,” dedi. “Nişanlıyım. Nişanlım beni bırakırdı.” Dayısından bahsetti, Ankara Emniyet Müdürü mü Vali mi ne olduğunu anlattı. Tuhaf bir adamdı aslında. Geçen gün internette gördüm şöhretli bir spor yorumcusu olmuş.

NEREDEN NEREYE?

Vahit Özdemir
(E) Diplomat
12 Ocak 2025


TRT SPOR SPİKERİNİN HIRSIZLIK YAPARKEN YAKALANDIĞI İDDİASI

Vahit Özdemir

13.01.2025 09:46:00

REKTÖR HACIMÜFTÜOĞLU'NDAN BİRLİK MESAJI GELDİ

SERKANDAŞ SİGORTA BÜYÜKLER AMATÖR KÜME İLK DEVRESİ TAMAMLANDI

DADAŞIN HESABI TUTMADI

ERZURUM B.B. U-15 YAŞ GRUBU ŞAMPİYONU YAKUTİYE SPOR OLDU

ATAFOM UNIVERSITY’den Erzurum için eğitim desteği

Atatürk Üniversitesinden basına jest…

Vali Çiftçi 2025’in ilk asayiş toplantısını 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde basın ile birlikte yaptı

Allah aşkına bir susun!

Vali Çiftçi’nin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Kutlama Mesajı

BAŞKAN UÇAR’DAN ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ MESAJI

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 18 16 0 2 30 50
2.Fenerbahçe 17 12 2 3 26 39
3.Samsunspor 18 11 4 3 14 36
4.Eyüpspor 18 8 4 6 10 30
5.Beşiktaş 18 8 4 6 8 30
6.Göztepe 17 8 5 4 9 28
7.İstanbul Başakşehir 18 7 6 5 4 26
8.Gazişehir Gaziantep 18 7 7 4 -1 25
9.Rizespor 18 7 8 3 -8 24
10.Trabzonspor 18 5 6 7 6 22
11.Alanyaspor 18 5 6 7 -2 22
12.Kasımpaşa 17 4 4 9 -1 21
13.Antalyaspor 18 6 9 3 -16 21
14.Konyaspor 17 5 7 5 -6 20
15.Sivasspor 18 5 8 5 -7 20
16.Kayserispor 18 3 8 7 -17 16
17.Bodrum FK 18 4 11 3 -11 15
18.Hatayspor 18 1 11 6 -15 9
19.Adana Demirspor 18 2 14 2 -23 5

YAZARLAR