Dünya, ulus devletlerin küresel tahakküme karşı bağımsızlıklarını güçlendirdiği bir döneme giriyor. ABD Başkanı Donald Trump, her fırsatta NATO’nun ABD için gereksiz bir yük olduğunu ve ülkesinin bu ittifaktan çekilebileceğini ima ediyor. Ancak asıl mesele Trump’ın NATO’dan çıkıp çıkmayacağı değil, NATO’nun artık bir "askeri ittifak" olmaktan çıkıp sadece belirli ülkeler üzerindeki kontrol mekanizmasına dönüşmüş olmasıdır. ABD ve İngiltere gibi güçler, AUKUS gibi ittifaklarla yeni bir denge kurmaya çalışırken, Türkiye gibi bağımsız hareket eden ülkeler NATO’nun tahakkümünü sarsıyor.
NATO, Soğuk Savaş sonrası misyonunu kaybettiği halde hâlâ "savunma" bahanesiyle üye ülkeleri yönlendirmeye devam ediyor. Ancak Ukrayna örneği gösteriyor ki, savunmasını tamamen dışa bağlayan bir devlet, günü geldiğinde sahipsiz kalıyor. NATO(ABD-İngiltere), Ukrayna’ya güvenlik vaatleri sundu, ancak savaşın seyri ve ABD ile İngiltere’nin öncelikleri Ukrayna’yı Rusya karşısında yalnız bıraktı.
"Savunmasını dışa bağlayan, günü geldiğinde rezil olur."
@stratejivefikirler
Türkiye ise bu acı gerçeği önceden görerek yerli ve milli savunma sanayisine büyük yatırımlar yaptı. Bugün KAAN savaş uçağımızdan Tayfun balistik füzesine, Bayraktar TB2 ve Akıncı’dan TCG Anadolu uçak gemimize(Allah söyletti derler Anadolu’da) kadar NATO’dan bağımsız bir savunma kapasitesi inşa ettik.
Türkiye, savunmasını dışa bağlamanın bedelini geçmişte ağır ödedi. Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası uygulanan silah ambargoları, ABD’nin Türkiye’yi "stratejik ortak" olarak görmesine rağmen açıkça düşmanca tavırlar sergilemesi, 15 Temmuz darbe girişimi gibi olaylar, Ankara’nın güvenlik politikalarını tamamen bağımsız hale getirmesine neden oldu. Bugün:
Bu hamleler, NATO’nun Türkiye üzerindeki askeri tahakkümünü büyük ölçüde etkisiz hale getiriyor.
"Bağımsız devlet, silahını kendisi üreten devlettir."
@stratejivefikirler
ABD ve İngiltere, NATO’nun işlevsiz hale geldiğini fark ettiği için AUKUS ittifakını kurdu. Avustralya, ABD ve İngiltere arasında imzalanan bu ittifak, "Çin’e karşı savunma" bahanesiyle oluşturulsa da aslında Washington ve Londra’nın yeni bir vesayet düzeni kurma girişimidir. NATO’yu tamamen kontrol edemeyen bu iki güç, AUKUS ile kendilerine tam anlamıyla bağımlı devletler yaratmayı amaçlıyor.
AUKUS, Avustralya gibi ülkeleri pahalı savunma anlaşmalarıyla kendine mahkûm ederken, NATO’nun yerine daha sıkı kontrol edilebilir bir askeri blok oluşturmayı hedefliyor. İngiltere ve ABD, geçmişte NATO içindeki Avrupa ülkelerini kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirirken, bugün aynı stratejiyi AUKUS ile Pasifik bölgesine uyguluyor.
"İttifaklar, bağımsızlık pahasına kurulmamalıdır."
@stratejivefikirler
Trump’ın NATO’dan ayrılma söylemi, ABD derin devletinin NATO’nun artık etkisini kaybettiğini fark ettiğini gösteriyor. Ancak sorun şu ki, Washington’un bu gerçeği fark etmesi bile NATO’nun çöküşünü durdurmaya yetmeyecek. Türkiye gibi ülkeler, kendi askeri güçlerini inşa ederken, NATO’nun baskı mekanizmaları birer birer etkisiz hale geliyor.
ABD, NATO’yu kontrol edemediği için AUKUS gibi yeni ittifaklarla kendisine bağımlı ülkeler yaratmaya çalışıyor. Ancak ulus devletlerin askeri bağımsızlıklarını kazanması, bu çabaların uzun vadede başarısız olacağını gösteriyor.
"Bağımlılığın kalkanı, bağımsızlığın zinciridir."
@stratejivefikirler
Trump’ın açıklamaları, NATO’nun üye ülkeler üzerindeki baskısının artık sürdürülemez olduğunu gösteriyor. Türkiye, yerli ve milli savunma sanayisiyle kendi kaderini çizerken, NATO’ya(ABD’ye) mahkûm olan ülkeler ise tıpkı Ukrayna gibi günü geldiğinde kaderlerine terk ediliyor.
Bugün, dünya yeni bir güç dengesine ilerliyor. Bağımsızlıklarını güçlendiren ulus devletler, küresel siyasette yeni bir denge kuruyor. NATO ve AUKUS gibi ittifaklar, artık ulus devletleri kontrol edemeyecekleri bir geleceğe doğru sürükleniyor.
"Bugünün ittifakları, yarının prangaları olabilir."
@stratejivefikirler
Görünen o ki, Trump NATO’dan ayrılmak istemese bile, NATO zaten dünyadan ayrılmak zorunda kalacak!
Gürkan KARAÇAM