Cumartesi günü Beydili Türkmen Derneği'nde gerçekleşen Türk Dünyası toplantısı, yalnızca bir buluşma değil, aynı zamanda ortak bir kaderin, ortak bir mücadelenin sesi oldu. Beydilli Derneği Başkanı Ahmet Ağca’nın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, Emekli Tümamiral Cihat Yaycı Paşa’nın Suriye Türkmenlerinin geleceği üzerine yaptığı etkileyici konuşmayla derinleşti. Toplantıdan çıkan en güçlü mesaj ise şuydu: "Suriye Türkmenlerinin problemi yalnızca onların değil, tüm Türk Dünyasının problemidir."
Bir Milletin Ortak Davası
Türk Dünyası, tarih boyunca coğrafi sınırların ötesinde bir millet olmanın anlamını taşımıştır. Bugün Suriye Türkmenleri, bu büyük ailenin bir parçası olarak tarihsel, kültürel ve milli bağlarını koruma mücadelesi veriyor. Ancak bu mücadele, yalnızca onların değil, hepimizin sorumluluğu altındadır. Beydili Türkmen Derneği’nde alınan karar, bu sorumluluğu açıkça hatırlatıyor: Türk Dünyası, yalnızca gönül bağlarıyla değil, somut adımlarla da dayanışma içinde olmalıdır.
Suriye Türkmenlerinin Mücadelesi
Suriye’de yıllardır süregelen savaş, Türkmenler için varoluşsal bir mücadeleye dönüşmüştür. Hem fiziksel olarak varlıklarını koruma hem de kültürel kimliklerini muhafaza etme çabası içerisindeler. Bu mücadelede yalnız bırakılmaları, sadece Türkmenlerin değil, Türk Dünyası’nın bir zafiyeti olur. Çünkü onların hakları ve varlıkları, Türk Dünyası’nın onuruyla doğrudan bağlantılıdır.
Cihat Yaycı Paşa’nın konuşmasında altını çizdiği gibi, Suriye Türkmenlerinin korunması yalnızca bir insanlık görevi değil, aynı zamanda Türk milletinin tarihi ve kültürel sorumluluğudur. Bugün atılacak her adım, Türkmenlerin geleceği kadar Türk Dünyası’nın bütünlüğü için de hayati önemdedir.
Birlik ve Beraberlik: Çözümün Anahtarı
Toplantıda vurgulanan en önemli nokta, birlik ve beraberliğin gücüdür. “Birlik ve beraberlik, ölümden başka her şeyi çözer” ifadesi, bu gücün ne denli etkili olduğunu özetliyor. Türk Dünyası, geçmişte ayrılıklar ve mesafeler nedeniyle kaybettiği fırsatların acısını defalarca yaşamış bir millettir. Ancak tarih, aynı zamanda dayanışmanın zaferlerini de yazmıştır.
Bugün Suriye Türkmenleriyle dayanışma, yalnızca bir milletin varlığını koruma mücadelesi değildir; aynı zamanda Türk Dünyası’nın tüm fertlerinin kader birliğini yeniden hatırlama fırsatıdır. Bu nedenle, birlik ve beraberlik çağrıları yalnızca sözde kalmamalı, somut projelerle desteklenmelidir. Eğitim, ekonomi, savunma gibi alanlarda Türkmenlerin yanında olmak, Türk Dünyası’nın gücünü gösterecek en etkili adımlardır.
Türk Dünyasının Geleceği İçin Bir Yol Haritası
Toplantıdan çıkan kararların hayata geçirilmesi, Türk Dünyası’nın geleceği için bir mihenk taşı olabilir. Bu kapsamda şu öneriler dikkate alınmalıdır:
1. Eğitim ve Kültürel Destek: Suriye Türkmenlerinin kimliklerini koruyabilmesi için eğitim ve kültürel projelere ağırlık verilmelidir.
2. Uluslararası Farkındalık: Türkmenlerin haklarını savunmak için uluslararası platformlarda güçlü bir diplomasi yürütülmelidir.
3. Ekonomik Yardım ve Kalkınma: Türkmenlerin ekonomik olarak güçlenmesi için Türk Dünyası’ndan kaynak aktarımı ve yatırım yapılmalıdır.
4. Savunma ve Güvenlik: Türkmenlerin güvenliğini sağlamak için uluslararası standartlarda stratejiler geliştirilmelidir.
Sonuç olarak bence
Ortak Ruh, Ortak Gelecek
Beydili Türkmen Derneği’nde düzenlenen toplantı, Türk Dünyası’nın ortak ruhunu ve kaderini hatırlatan önemli bir adım oldu. Suriye Türkmenlerinin mücadelesi, aslında hepimizin mücadelesidir. Bu toplantıdan çıkan birlik ve beraberlik mesajı, yalnızca sözde kalmamalı; eyleme dönüşmelidir.
Türk milletinin gücü, tarih boyunca birlikte hareket etme yeteneğinden gelmiştir. Bugün Suriye Türkmenleri için atılacak her adım, sadece onların geleceğini değil, Türk Dünyası’nın bütünlüğünü de garanti altına alacaktır. Çünkü bizler için bir kişinin derdi, tüm milletin derdidir. Ve bu derdi çözmek, ortak bir geleceğin inşası için en büyük sorumluluğumuzdur.
Strateji Uzmanı
Araştırmacı Yazar
Gökalp Şentürk