Gökalp Şentürk

Tarih: 19.01.2025 16:53

Türkiye Bir Projenin İçerisinde Değil, Kendisi Bir Proje Kurguladı

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Bir Projenin İçerisinde Değil, Kendisi Bir Proje Kurguladı

Son yıllarda Türkiye, dış politikada tarihi bir dönüşüm gerçekleştiriyor. Artık Türkiye, sadece bir projenin parçası olarak hareket etmiyor; kendisi bir proje kurguluyor ve bu projeyi adım adım hayata geçiriyor. Dünya, Türkiye'nin bu stratejik manevralarına şaşkınlıkla bakarken, Türkiye sabırla ve kararlılıkla hem içteki hainlere hem de dışarıdaki oyunlara karşı mücadele etti. 

Bedel ödendi, ama sonunda Türkiye, Ortadoğu'da çok daha güçlü bir pozisyona yerleşmeye başladı. Türkiye'nin şimdiki hedefi, sadece Suriye sınırındaki güvenliği sağlamak değil; bütün Ortadoğu coğrafyasını yeniden şekillendirmek ve bu bölgeye yönelik yeni bir düzen kurmak.

Sabır, Bedel ve Hedef: Türkiye’nin Yeni Stratejisi

Türkiye, özellikle son yıllarda dış politikada sabırla ve stratejik bir şekilde hareket etti. İçerideki hainlere karşı verilen mücadele, dışarıda ise bir dizi komplolar ve oyunlara karşı gösterilen direnç, Türkiye'nin ne denli güçlü bir iradeye sahip olduğunu gösterdi. Birçok kez yalnız bırakıldı, birçok kez dışarıdan müdahalelere uğradı. Ancak Türkiye, bunlara rağmen kararlı adımlarını atmaya devam etti ve bedelini de ödemekten kaçınmadı. 

Bu bedel, sadece askeri kayıplar ve diplomatik zorluklarla sınırlı kalmadı; aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanda da zorlu süreçlerden geçildi. 

Ama sonuç olarak, Türkiye'nin sabrı ve direnci, dünya sahnesinde kendisini çok daha güçlü bir aktör olarak kabul ettirdi.

Şam, Ortadoğu'nun Yeniden Şekillendirildiği Bir Harekâtın Başlangıcı

Türkiye’nin Şam’ı geri alma süreci, sadece Suriye'nin geleceğiyle alakalı değil, tüm Ortadoğu'nun geleceğiyle bağlantılı bir harekattır. Türkiye, Suriye'deki bu operasyonları yalnızca kendi sınır güvenliği için değil, aynı zamanda bölgedeki geniş ölçekli stratejilerinin bir parçası olarak kurguladı. Türkiye, bölgesel istikrarı sağlamak için bu harekâtı, bölgesel güç dengesini değiştirecek ve Ortadoğu'nun geleceğini şekillendirecek bir adım olarak görüyor. Suriye'deki durum, Türkiye'nin bölgedeki etkisini pekiştiriyor ve Ortadoğu'daki diğer aktörlerin Türkiye'nin güçlü rolünü kabullenmesini sağlıyor.

Ancak bu süreç, sadece Suriye ile sınırlı değil. Türkiye'nin hedefleri çok daha büyü ve çok daha geniş. Şam'daki gelişmeler, sadece Suriye'yi etkilemekle kalmayacak; aynı zamanda Ürdün, Lübnan ve hatta İsrail gibi ülkeleri de doğrudan etkileyecek adımların önünü açacak. Türkiye, bölgedeki büyük stratejisini, adım adım uygulamaya koyarken, her bir gelişme, bu stratejinin yeni bir aşamasını oluşturuyor.

Ürdün, Lübnan ve İsrail: Türkiye’nin Yeni Dönem Adımları

Türkiye'nin Suriye'ye yönelik hamlesinin ardından, bir sonraki aşama Ürdün, Lübnan ve İsrail gibi ülkeleri de kapsayan adımları içerecek. Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi ülkeler, Türkiye’nin Ortadoğu'daki stratejik hedeflerinin merkezinde yer alıyor. Türkiye, bu ülkelerle olan ilişkilerini daha sağlam temeller üzerine inşa etmek için ciddi diplomatik ve askeri adımlar atacak. Türkiye'nin bu coğrafyada gerçekleştireceği hareketler, sadece sınır güvenliği sağlama amacını taşımayacak, aynı zamanda Ortadoğu'nun genel istikrarını yeniden şekillendirecek.

Bu adımlar, Türkiye’nin Ortadoğu’da daha güçlü bir pozisyon almasını sağlayacak. Ürdün ve Lübnan gibi ülkeler, Türkiye'nin etki alanına girerken, bölgedeki dengeler yeniden kurulacak. Ama asıl büyük hedef, bu stratejinin sonunda İsrail’e yönelik olacak. Türkiye, Ortadoğu'da dengeyi değiştiren bir güç olarak, bu hedefi doğrultusunda adımlarını kararlılıkla atmaya devam edecek.

Sıra İsrail’e Geliyor: Türkiye’nin Ortadoğu’daki Son Hamlesi

Türkiye'nin bölgesel stratejisinin en kritik noktalarından biri, İsrail ile olan ilişkiler ve bu ilişkilerin geleceği üzerine kuruluyor. Türkiye, Ortadoğu'daki diğer güçlerle ilişkilerini yeniden şekillendirirken, İsrail'e yönelik atacağı adımlar da büyük bir önem taşıyor. Bu, sadece askeri veya diplomatik bir hamle değil, aynı zamanda Ortadoğu'da Türkiye’nin liderlik rolünü pekiştiren bir strateji olacak.

Türkiye’nin Ortadoğu’daki gücü, sadece bölgedeki askeri hamlelerle değil, aynı zamanda diplomatik stratejilerle de ortaya çıkıyor. Türkiye, İsrail’le olan ilişkilerinde de büyük bir dönüm noktasına gelmiş durumda. İsrail’in bölgedeki etkisini sınırlamak ve Türkiye’nin bölgesel liderliğini pekiştirmek, Türkiye'nin önümüzdeki dönemdeki en önemli hedeflerinden biri olacak.

Türkiye, Ortadoğu’nun Yeni Lideri

Türkiye, Ortadoğu'daki geleceğini kendi projeleriyle şekillendiren bir güç haline gelmiştir. Türkiye, sadece bir bölgesel aktör değil, aynı zamanda küresel anlamda söz sahibi olan bir güç olarak yükseliyor. Türkiye'nin sabırla ve kararlılıkla hayata geçirdiği bu projeler, sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünyayı etkileyecek.

Şam’a yönelik harekât, sadece Suriye için değil, tüm Ortadoğu için bir dönüm noktasıdır. Bu süreç, Ürdün, Lübnan ve İsrail gibi ülkeleri kapsayarak genişleyecek ve Türkiye’nin liderliğini pekiştirecek. Türkiye, bu büyük projeyi başarıyla tamamladığında, Ortadoğu’da dengeler yeniden kurulacak ve 

Türkiye: Kendi Oyununu Kuruyor, Dünyada Güçlü Bir Aktör Oluyor

Son yıllarda Türkiye, dünya sahnesinde çok farklı bir konumda yer almaya başladı. Artık Türkiye, sadece bir aktör değil, oyunu kuran bir lider haline geliyor. Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar ve Afrika gibi stratejik bölgelerdeki etkisi her geçen gün artıyor ve bu süreç, Türkiye'nin küresel güç olma yolundaki kararlı adımlarını pekiştiriyor.

Strateji Uzmanı 

Gazeteci Yazar 

Gökalp Şentürk


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —