Çürümek mi Dediniz?
Biz ona MEDENİYET, yani Yeni Türkiye Yüzyılı diyoruz..
Evet; TÜRKİYE YÜZYILI başladı..
Hayırlı olsun..
Yeni Türkiye’ye hoş geldiniz.
Yeni Türkiye'de neler mi var?
Artık "Türkiye Yüzyılı" diyerek her güne yeni bir şey, daha doğrusu "yeni bir utanç" sığdırmayı başarıyoruz!
Tebrikler bize!!!
Bu fevkalade zaman dilimi bizim..
Bizim yüzyılımız olacak elbet, aksi mümkün mü!?
Ama BİR ŞARTLA!
SESİ KISIK!
Neyin?
Adaletin, ahlakın ve vicdanın sesi meselâ..
Adalet artık bir hak teslimi değil, dosya evirme çevirme sanatı..
Yahut bürokrasi oyunu halinde çünkü!
Herkes çığlıklara SAĞIR!
Kendi adına ise "ŞARTA" uygun SESSİZ!
Yolsuzluklara, hırsızlıklara da SES çıkmıyor!
Eskisi gibi gizlenmiyor bile!
Artık “başarı hikâyesi” diye anlatılıyor..
"Adam hakkını vermiş amaaa" diyerek!!
Cinayetler, cinnetler vs mi?
Her akşam haber bültenlerinin sıradan(!) bir parçası..
İzliyoruz bizde şarta uygun, SESSİZ!
Çünkü kadın cinayeti başlıkları bile klişe oldu, alıştık ALIŞTIRILDIK!
“Kıskançlık Krizi”, “Birlikte Olmayı Reddetti”, “Fail Teslim Oldu!”
Fail mi?
O da SESSİZ olduğundan “hafifletici sebep" gerekçeli ya serbest ya hakettiğinin çok altında sembolik bir ceza alır zaten!!
Bu konuda kolluk kuvvetleri ise, öncesinde geliyorum diyen bu duruma dair tehditlere karşı duyarsız, yani onlarda hep "SESSİZ!"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı mı?
Onlarda her kadın cinayeti ardından çiçek dağıtarak SESSİZ!
Çünkü çiçekler çok şey anlatır(?!)
Anlayana tabii!!!
Ya çocuk istismarı?
Aynı cümlede yanyana yazmak bile ürkütücü!
En kara noktamız!
Çocuğu geçtik BEBEK! yaşta mağdurlar, adliyelerde!
Ve "iyi hal" indirimi alan sapıklarla aynı salonda!
Ne dinde, ne vicdanda, ne ahlakta, ne İNSAN(!) lıkta yeri olmayan bu durumlara karşı da, adaletin ŞAŞMAZ(!) terazizi ile, yine deriin bir SESSİZ"lik...
Konuyla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlığının SESSİZ çığlığını çiçek bırakarak gösterdiğini yazdık..
Ya ilgili diğer bakanlıklar?
Onların yaklaşımları?
Yazmaya utanıyorum!
Ama balık değilsek hafızamızdadır zaten tüm söylenilenler, açıklamalar!!
Peki bunlara tepki vermesi BEKLENEN(!) Diyanet?
O ne alemde?
O da SESSİZ!
YÜZYILIN MOTTOSUNA UYGUN!
Ama kısmen..
Yılbaşı partilerine SAPIKLARA sustuğu gibi susmuyor mesela!
OLMAZ! Sayın Diyanet
YÜZYILIMIZIN ETİĞİNE AYKIRI!
Neydi şart SESSİZLİK!
Yılbaşında da SUSUN!
RTÜK’e de ayrı bir parantez açmadan olmaz.
Çalışıyor adamlar, mottoya uygun, SESSİZCE!
Sigara görünürse ceza!
İçki görünebilir ama flu!
Amaaa! Bir mafya dizisi üç sezon sürer!
Her türlü pisliği yapsalarda!
Şşiitt, SESSİZLİİK!!
Aile içi ensest ilişkiler yumağını, yahut her türlü gayrimeşru ilişkileri anlatan dizilere..
21 yaşındaki damat ile 42 yaşındaki kayınvalidenin ahlaksızlığını gösteren gündüz kuşağı programlarına da bu sebeple dokunmazlar!
SESSİZLİİİKK!!
Reyting, reklam, gelir yani, para kazanıyorlar diye sustukları filan mı geldi aklınıza?
Yok canıım..
Nereden çıkardınız!
Cııkk!!
Olmaz!
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu mu? (BTK)
Sahi o ne iş yapıyordu?
Haa, hatırladım.
ERİŞİM ENGELİ KOYMA MÜDÜRLÜĞÜ gibi çalışıyorlardı değil mi?
Ama bu ENGELİ kime, neden hangi sebeple koydukları SIR!
Bizim aklımız ermez!
Herhalde bu "SESSİZLİK"şartıyla sosyal medyanın artık iletişim aracı olmaktan çok bir ÇÜRÜME GALERİSİ olması da onları İLGİLENDİRMİYOR demek ki!!
*Orada dönen sapıklıklar!
*Soyundukça izleyicisi artanlar!
*Küfrettikçe daha fazla reklam alanlar!
*Dîni yozlaştırmaya, hattâ resmen dinden soğutmaya yönelik hoca(!) SIFATLI! olarak konuşanlar!(SAÇMALAYANLAR)
*Arsızlıklarını arşa çıkararak paylaşanlar!
Şşiiittt SESSİİZZ!
Hattâ, dün Milliyet Gazetesi'nin bir haberine göre: (20.05.2025)
(Aynen alınmıştır!)
"Telegram’da faaliyet gösteren bazı gruplar “Kiralık katil” ilanlarını açıkça paylaşılıyor.
Kiralık katil grubunda yalnızca tetikçi talebiyle sınırlı kalmayan çok sayıda farklı talepler de yer alıyor.
Uyuşturucu ya da silah temini isteyen kişilerin de benzer şekilde taleplerini ilettiği görülüyor.
Benzer örnekler instagramda, facebook’ta da yer alıyor.
Örneğin facebook’ta “kiralık katiller”, “tetikçi” gibi gruplar yer alıyor.
Anonim hesaplar, şifreli mesajlaşmalar gibi yöntemler, bu yapılar için ciddi bir koruma kalkanı oluşturuyor."
??!!
Bu ne demek?
Haberin ayrıntısında son 3 günde İstanbul'da 2 ayrı silahlı saldırının, bu yollarla birbirine ulaşan kişilerce işlendiğinin tespit edildiği yazıyor.
Güvenlik güçleri 149 kişiyi bu kapsamda gözaltına almış, 58'i tutuklanıp mahkemeye sevkedilmiş!
91 kişi serbest!
Sevkedilen 58 kişi mi, mahkemede belli olacak!?
Mahkemeye kadar onlarda "SESSİZ"liklerini korurlarsa "İYİ HAL" uygulanıverebilir!
Bu haberi de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na sorsak...
Desek ki; bu konuda ne yaptınız?
Yada, bu hale gelene kadar neden bir şey yapmadınız?
Hani akşamdan sabaha tüm kullanıcıları kapsayacak şekilde "ERİŞİM ENGELİ" koyabiliyorsunuz ya!
Ya da bir kelime, bir cümle ile sabah şafak oprerasyonu ile kişileri derdest ettirebiliyorsunuz ya!
Bunlara neden "SESSİZ" kaldınız???
Aa pardon ya, özür dilerim, YENİ YÜZYILIMIZIN mottosu SESSİZLİK değil mi?
İşte balık hafızalı olunca böyle oluyor, unutmuşum!?
Muhafazakarlıklarıyla varlığını gösteren yöneticiler!
Artık dîni bir tarafa bırakın, FITRATA TERS bir şekilde gelişen çıplaklık yarışına ne diyeceksiniz?
Bunu lanse edenlere; çocuklara, gençlere dayatanlara bir yaptırım düşünülüyor mu acaba?
Çünkü artık bir mağazaya gittiğimizde, özellikle kız çocuk grubunda; CROP adı verilen üstlerden ve iç çamaşırı boyutlu altlardan başka bir alternatifi zor buluyoruz!
Aaa durun durun..
Şimdi aklıma geldiii!
Yoksa bu durum da TEKSTİL SEKTÖRÜNDEKİ KRİZDEN Mİ?
Hani en tepeden en alta haykırıyor ya tekstilciler "BİTTİK, TÜKENDİK" diye...
O yüzden mi kıyafetler bu haldeee!?
E şimdi böyle bakınca anladım.
Kumaş tasarrufu yapıyorlarsa demek ki..
Bende çok kötü niyetliyim yahu!
Adamlar(Tekstilciler) Yeni YÜZYILIMIZIN şartına uymuuşş!
SESSİZLİK!
Batarken bağırmamak için SESSİZCE bu çözümü bulmuşlar!
Bravo diyelim o zaman!
Tasarruf tedbirlerine ve son şarta uydukları için...
Ama biz ne olacağız?
Toplum?
Çoluk çocuk?
Edep haya?
Sosyal çürüme?
Güvenliğimiz?
Sağlığımız filan?
Şşiiitt SESSİZLİİİKKK!
"TÜRKİYE YÜZYILI" na ulaşalım HAYIRLISIYLA(!) bakarız!
Vardır bir çaresi!!
Elbet düşünmüşlerdir onu da bizim yerimize!
Sabır istiyorlar ya, neden anlamıyoruz?
Onlardan daha iyi bilecek değiliz ya!
Herkes yerini bilsin!
Haddini de!
SUS deniyorsa, SUS!
İtaat et deniyorsa, itaat et!
Et ki çark dönsün!
Hangi çark?
Bilmem, bizimki olmadığı kesin!
Hangi çark olduğunu düşünmeye, düşündürmeye niyetle yine yazdım...
Sokaklar güvensiz!
Kurumlar tepkisiz!
Medya hissiz!
Toplum ilgisiz!
Hepimiz alıştık...
Bu SESSİZLİK artık kabullenişin sesi oldu.
Ve tüm bu çürümenin ortasında, vitrine baktığınızda pırıl pırıl bir “medeniyet” var gibi görünüyor.
Herkes süslü kelimelerle durumu normalleştiriyor.
Meselâ "TÜRKİYE YÜZYILI" diyerek!
Çürümek mi demişik başta?
HAYIIRRR!
TÖVBE!! HAŞA!!
Biz ona medeniyet, pardon "yeni" hemde yepis yeni "YÜZYIL" diyoruz.
BEN YAZMAKTAN YORULDUM..
Dahasını, anlayan anlamayana anlatsın....
VESSELÂM...