Rafet Ulutürk

Tarih: 22.01.2025 09:03

Türkiye’nin Afrika’daki Varlığı: Bölgedeki Dördüncü Diplomatik Güç

Facebook Twitter Linked-in

Dünya siyaseti, özellikle Ortadoğu gibi kritik bölgelerde sürekli değişen dengelere ve güç mücadelelerine sahne oluyor. Son dönemde, bölgedeki ülkelerin birçoğunda siyasi ve toplumsal sarsıntılar yaşanıyor. Ancak bu kez, oyunun arkasındaki güçlerin değiştiğine dair işaretler var. Özellikle Türkiye’nin, bölgede yeni bir dizayn sürecinin merkezine yerleştiği ve Ankara’dan yönetilen stratejik hamlelerin giderek belirginleştiği bir tablo ortaya çıkıyor.

Ürdün ve Kraliyet Değişimi

Ürdün kraliyet ailesi, uzun yıllardır bölgenin en istikrarlı yönetimlerinden birini temsil etse de, artık bu görevin sona erdiği bir süreçten geçiyor. Ürdün’deki bu değişim, dışarıdan bakıldığında ABD’nin müdahalesi gibi görünebilir. Ancak perde arkasında Türkiye’nin rol oynadığına dair güçlü işaretler var. Ankara, bölgenin hassas dengelerine yönelik uzun vadeli bir plan yürütüyor ve bu plan Ürdün’ü de içine alıyor.

Lübnan: Bölünme ve İç Savaşın Eşiği

Lübnan, zaten kırılgan olan toplumsal yapısıyla bir süredir kaotik bir dönemin eşiğinde. Türkiye’nin kontrolünde çıkarılacak bir iç savaş, Lübnan’ı ikiye bölebilir. Ancak bu süreç, İsrail’in dikkatini başka yöne çekmek ve bölgedeki planların önünü açmak için bir stratejik hamle olabilir. Türkiye’nin bu süreçte aktif rol alması, bölgedeki etkisini artırmaya yönelik bir adımdır.

Mısır ve Son Dakika Hamlesi

Mısır, Türkiye’nin bölgedeki stratejik gücünü gören ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Abdülfettah el-Sisi’nin Türkiye’den randevu talep etmesi, bölgesel dengelerin ne yönde değiştiğini açıkça gösteriyor. Mısır’ın bu hamlesi, sadece kendi geleceğini korumak için değil, aynı zamanda Türkiye’nin himayesinde hareket ederek bölgede avantajlı bir konum elde etme amacı taşıyor. Eğer Esad da benzer bir yaklaşım sergileseydi, bugün hem kendisini hem de ülkesini daha farklı bir konuma taşıyabilirdi.

İran: Üç Parçalı Bir Gelecek

İran, tarih boyunca bölgenin en önemli aktörlerinden biri oldu. Ancak iç dinamikler, etnik ve mezhepsel gerilimler ülkeyi bölünmenin eşiğine getirdi. Türkiye’nin bu süreçte oynayacağı rol, yalnızca bölgesel güç dengesini değiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda İran’ın parçalanmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurmayı da içerecek. Bu senaryo, Ankara’nın bölgedeki hakimiyetini daha da pekiştirebilir.

Suudi Arabistan: Son Hamleler

Suudi Arabistan’da, Kral Selman’ın kritik birkaç hamlesi kaldı. Bu hamleler, Suud’un ya Türkiye’ye teslim olması ya da bölünme sürecine girmesiyle sonuçlanabilir. Petrol zengini bu ülkenin bölgesel planlara uyum sağlaması, hem kendi geleceği hem de bölgedeki yeni düzen açısından büyük önem taşıyor.

Irak: Yönetim Değişikliği ve Yeni Dönem

Irak’ta yönetim değişikliği kaçınılmaz görünüyor. Türkiye’nin bu süreçteki etkin rolü, sadece Irak’taki güç dengesini değil, aynı zamanda bölgenin tamamında etkisini hissettirecek. Ankara’dan yapılan stratejik hamleler, Irak’ın geleceğini şekillendirecek yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.

Yeni Haritalar Ankara’dan Çiziliyor

Ortadoğu’da bugün yaşanan her gelişme, yeni bir haritalandırma sürecinin habercisi gibi. Türkiye, bu süreçte yalnızca bir aktör değil, aynı zamanda bölgesel dizaynın merkezi olarak hareket ediyor. Kabul etseler de etmeseler de, bölgenin geleceği Ankara’dan şekillenecek.

Sonuç olarak, Ortadoğu’da yaşanan bu değişim süreci, tarihin yeniden yazıldığı bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Türkiye’nin bu süreçteki rolü, sadece bölgesel bir güç olmanın ötesine geçerek küresel dengeleri etkileyecek bir boyuta ulaşabilir. Dünya, bu yeni düzeni izlemek zorunda kalacak ve Türkiye’nin yükselişine tanıklık edecektir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —