Türkiye'de yeniden şehirleşmek için şiddetli deprem felaketi yaşayarak ‘Ölen ölür, kalan kalır.’ sahnesi mi yaşamak istiyor Türkiye?
Herkes devletten bekliyor. Cebinden bir kuruş çıkmadan ‘Evimi yenile, teslim et bana.’ Peki evsizlerin hakkı geçmiyor mu veya köylünün hakkı geçmiyor mu? Devlet sadece siz ve sizin gibilere mi çalışıyor?
Devlet tüm vatandaşlarına eşit mesafede yaklaşarak imkan tanır.
Söz konusu kentsel dönüşüm ise öncülük yapmaya çalışıyor. Ama siz kendi hayatınız ile oynuyorsunuz, kendinizi risk altında bırakıyorsunuz.
İstanbul'da söz konusu kentsel dönüşüm mutlak süreçte ada bazında yapılarak İstanbulluları şehri ile buluşturarak, İstanbul’un tarihi-kültürel yapısını ön plana alarak, yaşanabilir şehir planlanmalıdır.
Dünyanın İstanbul’a ve Türkiye'ye bakışını değiştirebilmek için ada bazında kentsel dönüşüm şarttır. Buda ancak Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Erdoğan Bayraktar ile olur, Murat Kurum ile olur, Osman Nuri Kabaktepe ile olur.
Bakırköy Belediyesi başkan adayı ve Güngören Belediyesi başkan adayı bizi dinleyerek ada bazında kentsel dönüşüm için mahallemizde seçim vaadi olarak üç dönemdir bu konuyu dillendiriyorlar.
Yedi bölge, yedi iklim, dört mevsim ile İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye'yi planlamanın, dünyanın tüm güzelliklerini İstanbul ve Türkiye ile buluşturabilmenin, kültür ve turizm açısından ciddi bir etken olabileceğini unutmayın.
Halk ile devlet el ele vererek bu kentsel dönüşümün üstesinden gelebilir. Türkiye’de halka bu konuda büyük duyarlılık ve sorumluluk düşüyor.
Dünyanın ilgisini çekerek yaşam kalitesini arttıracak bu proje İstanbul’da ve tüm Türkiye’de uygulanacak. Sağlık, eğitim, kültür, ve turizm alanlarında da doğacak gelişime ekonomik olarak da önemli bir katkı sağlayacaktır.
Neden kentsel dönüşümü birlik, beraberlik içinde, ada bazında dönüştürmüyoruz?
Daha güvenli yaşanabilir şehirlerin sahibi olabilmek için ada bazında kentsel dönüşüm şarttır.
Doğal çevre ve otoparkı, sosyal tesisleri tüm topluma keyifli bir yaşama hakkı tanıyor.
Alt yapısı ile yeniden planlanacak ve tüm imkanları halka arz edilecektir.
Doğası ile, yeşili ile ekolojik şehirlerde yaşamak herkesin hakkı olabilmelidir.
Peki nasıl olmalıdır? Planlama çerçevesinde ada ada projelendirilerek elli bin kişinin oturabildiği mahallede bin konutluk yer teslimi için müteahhitler hızla mesafe katedebilir.