Suriye’deki gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası arenadaki etkinliğini ve stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdi. ABD Dışişleri Bakanı’nın apar topar Türkiye’ye gelişi,
bu denklemin önemli bir parçasını oluşturuyor. ABD’nin Suriye’deki PYD/YPG’ye verdiği destek, bu örgütlerin bölgedeki “vekil güç” olarak konumlandırılmasını sağlamıştı. Ancak Türkiye’nin askeri ve diplomatik hamleleri, bu planı büyük ölçüde sekteye uğrattı. Artık Türkiye, tarafsızlık politikasının ötesine geçerek sahada ve masada güçlü bir aktör olduğunu kanıtlıyor.
Türkiye’nin Oyun Kurucu ve Oyun Bozan Rolü
Bugün Türkiye, uluslararası ilişkilerde “stratejik tarafsızlık” yerine “etkin denge politikası” güdüyor. Sahadaki operasyonlar ve diplomasiyle desteklenen bu yaklaşım, Türkiye’yi bölgesel ve küresel ölçekte farklı bir konuma taşıdı. Özellikle şu unsurlar Türkiye’nin oyun kurucu ve oyun bozan özelliklerini öne çıkarıyor:
1. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonları: Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde terör koridorunu parçalayarak bölgedeki dengeleri değiştirdi. Bu operasyonlar, Türkiye’nin sahadaki kararlılığını ve askeri yeteneklerini gösterdi.
2. Astana Süreci: Türkiye, Rusya ve İran’la birlikte Suriye krizine çözüm bulmak için masada etkin bir rol oynadı. Bu süreç, Türkiye’nin uluslararası arenadaki diplomatik gücünü pekiştirdi.
3. Libya’da Denge Değiştiren Türkiye: Libya’da Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümete verdiği destekle Türkiye, Akdeniz’deki stratejik çıkarlarını korudu ve küresel aktörlerin planlarını boşa çıkardı.
4. Karabağ Zaferindeki Rol: Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri almasına verdiği askeri ve siyasi destek, Türkiye’nin yalnızca bölgesel değil, aynı zamanda Türk dünyasında lider bir aktör olduğunu ispatladı.
ABD’nin Türkiye’den Talepleri ve Türkiye’nin Tavrı
ABD’nin dışişleri bakanı, Türkiye’den Suriye’de PYD/YPG’nin yönetimde yer almasını destekleyen taleplerle gelecek. Ancak bu talepler, Türkiye’nin ulusal güvenlik politikaları ve bölgesel çıkarlarıyla tamamen çelişiyor. Türkiye’nin taviz vermemesi gereken noktalar şunlardır:
1. Sınır Güvenliği: PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir şekilde yönetim mekanizmasına dahil olması, Türkiye’nin sınır güvenliğini doğrudan tehdit eder.
2. Bölgesel İstikrar: Türkiye, terör örgütlerini destekleyen politikaların bölgede istikrarsızlık yarattığını defalarca vurguladı. ABD’nin taleplerine karşı çıkmak, bölgesel barışın sağlanması için kritik öneme sahiptir.
3. Enerji ve Jeopolitik Dengeler: Türkiye, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki enerji ve jeopolitik denklemlerde güçlü bir oyuncudur. ABD’nin vekil güç politikaları, bu dengeyi bozmayı hedefliyor.
Türkiye’nin Kazanımları: “Yeni Dünya’daha Türkiye’den Büyük Türkiyeler var”
Bugün Türkiye’nin etkisi yalnızca sınırlarıyla sınırlı değil. Avrupa, Balkanlar, Afrika, Asya ve Orta Doğu’da Türkiye’den daha büyük bir Türkiye gerçeği var. Türkiye’nin insani yardım politikaları, ticari yatırımları ve kültürel bağları, bu etkinin temel taşlarını oluşturuyor.
• Afrika Açılımı:
Türkiye’nin Afrika’daki yatırımları ve diplomatik faaliyetleri, kıtada büyük bir etki yaratmıştır. Bugün, Türkiye Afrika’da önemli bir stratejik ortak olarak görülüyor.
• Balkanlar’da Liderlik:
Türkiye, Balkanlar’da tarihi ve kültürel bağlarını güçlendirerek bölgedeki nüfuzunu artırdı. Özellikle Sırbistan ve Bosna-Hersek gibi ülkelerdeki projeler, Türkiye’nin yumuşak gücünü ortaya koyuyor.
• Türk Dünyasıyla Entegrasyon:
Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatı’yla birlikte Orta Asya’da güçlü bağlar kuruyor ve bu bağları siyasi, ekonomik ve askeri alanda geliştiriyor.
Sonsöz : “İz Takip Eden Ama İz Bırakmayan Türkiye”