Enerji kaynaklarına erişim ve bağımlılık, ülkelerin dış politika stratejilerinin merkezinde yer alıyor. Özellikle enerji talebi yüksek, yerel kaynakları sınırlı olan Türkiye gibi ülkeler için enerji bağımlılığı, ekonomik güvenliğin yanı sıra siyasi bağımsızlığı da etkileyen kritik bir faktör. Türkiye’nin dış politika hamlelerinde enerji ihtiyacını karşılayacak ülkelerle olan ilişkilerde pragmatik bir yaklaşım sergilemesi gerekliliği, zaman zaman ülkenin stratejik hedefleri ile uyumlu olmayan pozisyonlara zorlanmasına yol açabiliyor. Bu yazıda, Türkiye'nin enerji bağımlılığının dış politikada ne gibi etkileri olduğu ve bu bağımlılıktan kurtulmanın olası yollarını ele alacağım.
Türkiye’nin Enerji Bağımlılığı Sorunu
Türkiye, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıt kaynaklarında dışa bağımlı bir ülke. Enerji ihtiyacının yaklaşık %70’ini ithalat yoluyla karşılayan Türkiye, başta Rusya, İran ve Azerbaycan olmak üzere enerji tedarikçileriyle ilişkilerinde bağımlı bir yapıya sahiptir. Bu durum, hem enerji güvenliğini tehdit eden potansiyel bir risk faktörü oluşturmakta, hem de dış politikada Türkiye'nin elini zayıflatarak belirli durumlarda tarafsız karar almayı güçleştirmektedir.
Rusya ile olan doğalgaz anlaşmaları, Türkiye’nin enerjideki dış bağımlılığının en önemli ayağıdır. Türkiye, Rusya’dan aldığı gazın yanı sıra, son yıllarda S-400 füze savunma sistemi ve nükleer santral projeleriyle de Moskova’ya daha bağımlı hale gelmiştir. Bu durum, Türkiye'nin NATO üyesi olarak Batı ile olan ilişkilerinde zorluklar yaşamasına ve uluslararası arenada daha hassas bir pozisyonda bulunmasına neden olmaktadır.
Enerji Bağımlılığının Dış Politika Üzerindeki Etkileri
Enerji bağımlılığı, Türkiye'nin hem ekonomik hem de siyasi kararlarına doğrudan etki etmektedir. Örneğin, Türkiye’nin enerji ithalatında en yüksek paya sahip ülkelerden olan Rusya ve İran ile olan ilişkileri, bu ülkelerin uluslararası politikaları ile uyumsuzluk gösterse bile belirli bir dengede tutulmak zorundadır. Suriye ve Libya gibi çatışma bölgelerinde farklı pozisyonlarda bulunan Türkiye ve Rusya’nın karşıt politikaları, enerjideki bağımlılık nedeniyle zaman zaman sınırlı bir çerçevede kalmaktadır.
Ayrıca, Türkiye’nin enerji ithalatına ödenen yüksek miktardaki döviz, ekonomik bağımsızlığı ve bütçe dengelerini de zorlamaktadır. Artan enerji faturası, dış ticaret açığının büyümesine, dolayısıyla TL'nin değer kaybetmesine neden olurken, ekonomi üzerinde bir baskı unsuru oluşturur. Ekonomik olarak bağımsız kararlar almanın zorlaştığı bu ortamda, enerji tedarikçilerine olan bağımlılık Türkiye’nin siyasi karar alma sürecine dolaylı olarak etki etmektedir.
Çözüm Önerileri
Enerji bağımlılığını azaltmak ve enerji politikalarında bağımsız bir yapı inşa etmek, Türkiye’nin uzun vadeli stratejik hedeflerinden biri olmalıdır. Bu noktada uygulanabilecek bazı çözüm önerilerini şöyle sıralayabiliriz:
1. Yenilenebilir Enerji Yatırımlarını Artırmak
Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisinde yüksek potansiyele sahip bir ülke. Bu kaynaklara yönelik yatırımlar artırılarak, enerjide dışa bağımlılık azaltılabilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması, uzun vadede Türkiye’nin enerji ithalat faturasını düşürerek ekonomik bağımsızlığını artıracak ve çevresel sürdürülebilirlik hedefine de katkı sağlayacaktır.
2. Enerji Verimliliği Programları Geliştirmek
Enerji verimliliği, enerji tüketimini azaltmanın ve ithalat ihtiyacını düşürmenin en hızlı yollarından biridir. Sanayi, ulaşım ve konut sektörlerinde enerji verimliliği projeleri desteklenmeli ve bu konuda teşvik edici yasalar hayata geçirilmelidir. Böylece daha az enerji tüketerek daha fazla değer yaratmak mümkün olabilir.
3. Nükleer Enerjiyi Çeşitlendirmek ve Yerelleşmeyi Artırmak
Türkiye, enerjide bağımsız bir yapı kurmak adına nükleer enerjiyi alternatif kaynaklar arasında değerlendirmektedir. Ancak bu alanda da bağımlılığı en aza indirmek amacıyla nükleer teknoloji konusunda yerel bilgi birikimi ve üretim kapasitesi artırılmalıdır. Türkiye'nin kendi uzmanlarını yetiştirerek nükleer enerji teknolojisini kendisi geliştirmesi, dışa bağımlılığı azaltarak uzun vadeli enerji güvenliğine katkı sağlayacaktır.
4. Doğalgazda Alternatif Kaynaklar Geliştirmek
Türkiye, son yıllarda Karadeniz’de bulduğu doğalgaz rezervleriyle kendi enerji kaynaklarını kullanmaya yönelik önemli bir adım atmıştır. Bu ve benzeri doğal kaynakların verimli bir şekilde değerlendirilmesi, Türkiye'nin enerji ithalatına olan ihtiyacını uzun vadede azaltacaktır. Ayrıca, doğalgaz tedarikinde çeşitlendirme stratejisi benimsenerek LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) alımları artırılabilir ve farklı ülkelerden doğalgaz tedariki sağlanabilir.
5. Enerji Depolama Teknolojilerine Yatırım Yapmak
Yenilenebilir enerji kaynaklarının sürdürülebilir ve verimli kullanımı için enerji depolama teknolojileri kritik bir öneme sahiptir. Güneş ve rüzgar enerjisinden elde edilen elektriğin depolanarak ihtiyaca göre kullanılması, enerji arz güvenliğini artıracak ve dış bağımlılığı azaltacaktır. Türkiye, bu alanda teknoloji geliştirmeyi hedefleyen araştırma ve geliştirme çalışmalarına yatırım yaparak bağımsız enerji kaynaklarını daha etkin kullanabilir.
Sonuç
Enerji bağımlılığı, Türkiye’nin dış politika hamlelerinde önemli bir baskı unsuru olarak varlığını sürdürmektedir. Enerji ithalatına dayalı bir ekonomi, ülkenin hem bütçe dengeleri üzerinde baskı oluşturmakta, hem de enerji tedarikçileri ile olan ilişkilerde bağımlılık yaratarak siyasi bağımsızlığı sınırlandırmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak, doğalgazda çeşitlilik sağlayarak ve enerji verimliliğini artırarak enerjide bağımsız bir yapıya kavuşması gereklidir. Enerjide bağımsız bir Türkiye, hem ekonomik olarak güçlenecek hem de dış politikada daha özgür ve dengeli adımlar atabilecektir. Bu hedeflere ulaşmak için kararlı bir enerji politikası benimsemek, Türkiye'nin küresel arenadaki gücünü de kalıcı hale getirecektir.
Ayrıca bu yazımızı şaibeli bir uçak kazasında hayatını kaybeden, Türkiye’nin enerji bağımlılığınını bitirecek çalışmalara imza atmış Prof. Dr. Engin Arık,Berkol Doğan, İskender Hikmet, Mustafa Fidan, Şenel Boydağ ve Engin Abat’’a ithaf ediyor, rahmet ve saygıyla anıyorum.
Kadir Uğur Yılmaz