Türkiye'nin Savunma Hamleleri ve Eleştiriler Üzerine Düşüncelerim
Türkiye, Rusya’dan milyarlarca dolar ödeyerek S-400 hava savunma sistemini satın aldı. Ancak bu hamlenin ardından ABD, Türkiye’yi F-35 projesinden çıkardı. Üzerine Türk bayrağı eklenmiş ve pilotlarımızın eğitim uçuşlarını yaptığı F-35’leri bile vermekten vazgeçti. Dahası, önceden peşin ödediğimiz 5 milyar doları da hâlâ iade etmedi.
Bütün bunlara rağmen, bazıları hâlâ S-400’lerin alınmasını ve ABD ile aramızın açılmasını eleştiriyor. Bu kişilere göre, "Madem S-400’leri aktif etmeyeceğiz, niye bu kadar para verdik? Neden F-35 projesinden çıkarıldık?" diye sorguluyorlar. Ancak ben, S-400 alımını son derece doğru buluyorum ve bu sistemi bir tehdit unsuru olarak elimizde tutmamızın stratejik bir hamle olduğuna inanıyorum.
Unutmayalım ki ABD’nin en büyük korkularından biri, S-400’lerin aktif edilmemiş hâlde bile Türkiye’de bulunması. Bu süreç bize zaman kazandırdı ve S-400’lerin yazılımlarını çözerek önemli bir bilgi birikimi sağladık. Bugün Türkiye, kendi hava savunma sistemi olan “Çelik Kubbe”yi üretmiş durumda.
Bir de Ay’a gitme projemizden bahsedelim. Türkiye’nin uzay çalışmaları duyurulduğunda bazıları, “Türkiye’nin milleti açken Ay’da ne işi var?” diyerek eleştiriler yaptı. O zaman köşemde şöyle yazmıştım: “Dünya ile Ay arasındaki mesafe, Dünya’nın çevresinde altı kez dönmeye eşdeğer. Eğer Ay’a gidecek araç yaparsak, fırlattığımızda bu araç Dünya etrafında beş kez döner, altıncı turda da ABD’yi vurabilir.”
Bu yazımdan çok geçmeden Türkiye, orta menzilli füzelerin denemelerini başarıyla gerçekleştirdi. Yakında 800 km menzilli bir füze denemesi daha yapacağız. Ancak bu menzilin sadece 800 km olduğundan pek emin değilim! (Sesli güldüm.)
Artık Ay’a gitmeye bile gerek kalmadı; belki bir gün Ay, akşam çayına bize gelir!
Son zamanlarda, Savunma Sanayii için 100.000 TL limitli kredi kartlarından 750 TL kesileceği açıklandı. Kullanılmayan paradan vergi almak bana uygulanabilir bir fikir gibi gelmedi ve nitekim bu plan geri çekildi. Ancak devletin Savunma Sanayii için halktan destek istemesini anlayışla karşıladım. Çünkü ordumuzun modern silahlara ihtiyacı var ve bölge olarak adeta ateş çemberinin içindeyiz.
Ben, hükümet politikalarına göre değil, devletçilik anlayışıyla bakıyorum. Hükümete kızgınlıkla değil, ordumuzun teknolojik ihtiyaçlarını gözeterek hareket ediyorum. Devlete vergi verdiğimiz doğru, ancak bu yardımın amacını farklı görüyorum. Babasının üzüm bağından bir salkım üzüm isteyen evlat misali, ben de devletime katkıda bulunmak istedim.
Haberin ardından, kredi kartım olmadığı hâlde hemen 750 TL’yi bağış olarak gönderdim. Bu benim paramdı ve böyle bir katkıda bulunmak istedim. Ancak bazıları buna bile tepki gösterdi. Şimdi onlara, “Ben şuursuz bir zenginim, her ay göndereceğim!” diyerek cevap veriyorum.
Savunma sanayii yatırımlarını eleştirenlere hak veririm, ama bir de şu açıdan bakalım: Son üç yılda birçok stratejik proje hayata geçti. Geriye kalan tek şey: Nükleer silah.
Bunun için de uranyumu zenginleştirmesi gerekiyor.
Devletimiz zengin de, Uranyum fakir, Uranyumu zenginleştirmek gerekebilir diye düşünüyorum.
Sağlık, sevgi ve saygıyla kalın!